
Takvim Eylül'e döndüğünde, tam da o gün, sonbahar geliverdi. Daha bir gün önce nemli ve sıcakken hava, 1 Eylül sabahı yağan yağmur şimdi sonbahar zamanıdır diye fısıldadı. Geceler soğuk, sabahlar serin, gündüzler sıcak ama kuru bir sıcak. Bunaltmayan, hırpalamayan bir sıcak. Bahar aylarıyla birlikte (özellikle Nisan sanırım), Eylül ayını da çok sevdiğimi düşündüm bir kez daha. Hele de pazardaki bolluğu görünce. Kış hazırlıklarımı tamamladım sayılır. Hatta ilk tarhanamı pişirdim bile, hava soğuyuverince. Ve tarhananın nasıl bir mucize olduğuna bir kez daha hayret ettim, sonra da ilk tarhanamı yapmak için neden 45 yaşını beklediğime hayıflandım. Bu nasıl bir mucize hakikaten. Yani domatesli, soğanlı bir nohut yemeğini o sıcakta dışarda bıraksanız ertesi güne bozulmuş olur değil mi? Peki ya yoğurdu? (Gerçek bir yoğurttan bahsediyorum tabii, piyasadaki otuz gün dışarıda bıraksan ekşimeyecek yoğurtlardan değil.) İş mayada herhalde ve unda. O sıcaklarda günler boyunca oda sıcaklığında kalan bir hamur nasıl olur da bozulmaz? Kimya bilen birileri anlatır mı bize acaba? Gerçekten çok merak ediyorum. Bu sefer 8. günü bekledim sermek için (
Funda'cığım kulakların çınlasın, sözünü dinledim ya bir gün daha dayanamadım!) Biraz daha tecrübeliydim, pratik yöntemler geliştirdim. Mesela ufalama konusunda o kadar hırpalamadım kendimi. Nasıl olsa suda bekleyince eriyormuş, onu gördüm. Kolay oldu mu? Hayır yine de yorucuydu son kısmı. Şıpır şıpır terledim hamurları serer, çevirir, daha küçük parçalara ayırır veya avuç içimde ufalamaya çalışırken ya "alın teri"nin ne denli önemli olduğunu gördüm bir kez daha. Ve emekle yapılan her şeyin ne kadar değerli olduğuna inancım pekişti. Bu yüzden sizi tarhana seferberliğine davet ediyorum. Geç kalmış sayılmazsınız. Korkutmasın sizi süreç. Sonunda emin olun kendinizle gurur duyacaksınız. Haydi tarhana yapmaya. (Önceki tarhana yazısında geçen yılki ilk tarhana yazısının linkini vermiştim. Onu takip ederek gün gün neler yaptığımı okuyabilirsiniz. Yorumlarda da arkadaşlarımız çok yardımcı olmuş, tecrübelerini paylaşmışlardı. Eminim pek çok sorunuza yanıt bulacaksınız yorumlarda. Bir başka yazıda da
kış hazırlıklarına dair linkler vermiştim. Belki o yazı da diğer hazırlıklarınız için yardımcı olur. Bizim blog komşularının her biri birbirinden marifetli. Hepinizin ellerine sağlık kızlar!)
El emeğinden bahsetmişken, bugün bir sevgili arkadaşımın,
Mine'ciğimin ricası var, çok sevdiği bir dostunun emekli olduktan sonra evde yemek yapıp satmaya başladığını söylemiş Mine ve tanıtır mısın demiş. Ben de seve seve dedim. İşte Tina hanımın blog adresi. Belki özel günlerde veya vakit bulamadığınızda evinizde pişmiş gibi güvenle misafirlerinize sunacağınız yemekler sipariş etmek istersiniz kendisinden:
http://www.evdeyemekyapiyorum-tina.blogspot.com/