Zümrüt'cügüm senden özür diliyorum. Sana söz vermistim degil mi güzelim sitene link verecegime? Bir kaç kisiye daha söz verdigimi hatirliyor ancak kim olduklarini hatirlamiyorum. Ne olur bana hatirlatin kendinizi, olur da bu satirlara rastlarsaniz. Bir ara vaktim olmadi, sonra da unuttum iste. Zümrüt'ü Yiyorum Büyüyorum adli kitabindan taniyorsunuz. Uzun süren ugraslardan sonra www.yiyorumbuyuyorum.com ortaya çikti ve sizlerle bulustu.
Günes batmaktadir. Gökyüzü renk degistirmekte, denizin üzeri sahlanmakta, etraf sakinlesmektedir. Ortalikta çit çikmamaktadir. Tijen bir yandan yemegini yerken bir yandan kitabini okumaktadir. Son günlerdeki favorisi Slowfood ve Gökçeada: Yönetsem Bir Yaklaşım kitabi bulunmaktadir elinde. Gökçeadalilarin yemeklerini okumaktadir oradan. Cicirya, salyangoz yahnisi, tavsan yahnisi, paskalya çöregi... Sonra saraplari, zeytinleri, rakilari okumaktadir. Kahveleri sonra. Iyilik halini etrafa bulastirmak istemektedir. Gün boyu çalismamistir. Olsun ne yapalim. Bugün olmazsa yarin demektedir. Yarin olmustur hala ise baslamamistir ama olsun yarin demektedir. Yarin da geçince ne diyecektir onu da sadece ve sadece evrenin efendisi bilmektedir.
09 Eylül 2006
06 Eylül 2006
Incir mi dediniz?
Biraz da eglenelim. Yemekle ilgili gelenekler vardir her ülkede. Kimini biliriz kimine sasariz. Iste size ne kadarini bildiginizi ögrenme sansi:
http://www.fekids.com/img/kln/flash/DontGrossOutTheWorld.swf
Testi yaparsaniz kaç puan aldiginizi paylasir misiniz? (Ben 6 aldim. Fena degil ama git biraz daha çalis dedi örtmen. Ühüüü...)
*
Incir sevmemek mümkün mü? Benim için Maya'yi sevmemek nasil imkansizsa incir sevmemek de öyle. Hani artik hantallastim falan ama incire takla bile atabilirim. Nerden çikti incir meselesi? Elbette yukaridaki kekten. Dün bizim misafir günümüzdü. Sabahtan annemin kahve misafirleri geldi. Onlar gitti bir hanim geldi yine kahveye. O gitti Fethiye ve esi Sam geldi. Fethiye bizim yogurtland Fethiye. Tatil için Türkiye'deler. Yollari buraya düsünce bana da ugradilar sagolsunlar. Iste bu tartimsi keki onlar için ve annemin aksamüstü misafirleri için yaptim. Benim sipsak tariflerimden biri. Bir yumurtayi çirparsin, içine göz karari pekmez koyarsin (geçen yil Bozcaada'dan getirdigim, sevgili Cahit amcanin kaynattigi üzüm pekmezinin sonuydu), tarçin, az zeytinyagi, az süt ekler çirparsin. Içine önceden karistirilmis un-karbonat karisimini eklersin. Elinle iri parçalar halinde kirdigin cevizleri koyarsin. O da göz karari. Önce bir bardak koyup çirpar kivamina bakarsin. Bozadan biraz kivamli olsa yeter. Biraz daha un eklersin. Evde meyve nevinden bir tek incir var. Ortadan ikiye kesersin. Güzelce dizersin. Firin zaten isinmistir. Firinda daha önce cevizli-zeytinli ekmek ve Karaburun'un meshur negerek böregi pisirilmistir. Firina atarsin. Piser. Haa içine seker koymazsin ama üzerine azicik serpersin. Biraz karamel efekti versin diye. Firindan kabarmis ve hoslasmis halde çikar. Gurur duyarsin. Misafirlerin begenir. Hele de yaninda muhtesem ötesi bir reçel tattirdiysan! Ne mi? Yeni yaratim: ahududu, seftali ve elma. Reçelyemez ben bile bayildim. Kasik kasik ye. Öyle bir tat. Nereden çikti? Suradan: Pazardan ahududu aldim. Üst kat ye beni diyor. Yedim tabii. Alt kat püremsi halde. Onunla ne yapilir? Reçel. Bir avuç ahududu yeter mi? Yetmez. Içine bir kokulu seftali ile bir de elma kattin mi pek hos olur. Fotografi? Henüz çekmedim. Onun yerine su seftalileri versem?
Baska ne yapti Tijen? Asmanin üzümlerini ayikladi, yikadi, hafifçe kaynatti, biraz ezdi, tülbent arasinda sıktı. Simdi de kaynatiyor. Belki bir, belki iki kavanoz pekmezim olacak sonuçta. Pek güzel olacak. Bir de geçenlerde resmini yayinladigim kirmizi biberlerden aldim. Ben yikadim annem ipe dizdi. Ayser hanim da rahmetli esinin gelistirdigi biber kurutma cihazini getirdi. Cihaz dedigime bakmayin. Bir askiya eklenmis kancalar. Biber dizilerini kancalara takiyor ve günes nereye gidiyorsa askiyi oraya asiyorsunuz. Akillica degil mi? Onlari da kuruyunca robottan geçirip pul biber yapacagim. Eylül geldi kis hazirliklari bitmedi. Bir de tarhana yapsaydim... (Tezgahtakiler bizim üzümler degil ama poz güzel degil mi allahaskina?)
(Not: Yeni bir yerde yazmaya basladim. Yazmaktan çok tarif vermek diyelim. Sadece tarif desen o da degil. Yemekteki esas oglanin adi sani ve hikayesi, bir kaç ufak not.. Bana kalsa daha uzun yazarim ya yeter o kadar dediler. Esnetsem mi kendi kendime ne? Izlemek isteyenler için adresi: www.klinikbeslenme.com)
http://www.fekids.com/img/kln/flash/DontGrossOutTheWorld.swf
Testi yaparsaniz kaç puan aldiginizi paylasir misiniz? (Ben 6 aldim. Fena degil ama git biraz daha çalis dedi örtmen. Ühüüü...)
*
Incir sevmemek mümkün mü? Benim için Maya'yi sevmemek nasil imkansizsa incir sevmemek de öyle. Hani artik hantallastim falan ama incire takla bile atabilirim. Nerden çikti incir meselesi? Elbette yukaridaki kekten. Dün bizim misafir günümüzdü. Sabahtan annemin kahve misafirleri geldi. Onlar gitti bir hanim geldi yine kahveye. O gitti Fethiye ve esi Sam geldi. Fethiye bizim yogurtland Fethiye. Tatil için Türkiye'deler. Yollari buraya düsünce bana da ugradilar sagolsunlar. Iste bu tartimsi keki onlar için ve annemin aksamüstü misafirleri için yaptim. Benim sipsak tariflerimden biri. Bir yumurtayi çirparsin, içine göz karari pekmez koyarsin (geçen yil Bozcaada'dan getirdigim, sevgili Cahit amcanin kaynattigi üzüm pekmezinin sonuydu), tarçin, az zeytinyagi, az süt ekler çirparsin. Içine önceden karistirilmis un-karbonat karisimini eklersin. Elinle iri parçalar halinde kirdigin cevizleri koyarsin. O da göz karari. Önce bir bardak koyup çirpar kivamina bakarsin. Bozadan biraz kivamli olsa yeter. Biraz daha un eklersin. Evde meyve nevinden bir tek incir var. Ortadan ikiye kesersin. Güzelce dizersin. Firin zaten isinmistir. Firinda daha önce cevizli-zeytinli ekmek ve Karaburun'un meshur negerek böregi pisirilmistir. Firina atarsin. Piser. Haa içine seker koymazsin ama üzerine azicik serpersin. Biraz karamel efekti versin diye. Firindan kabarmis ve hoslasmis halde çikar. Gurur duyarsin. Misafirlerin begenir. Hele de yaninda muhtesem ötesi bir reçel tattirdiysan! Ne mi? Yeni yaratim: ahududu, seftali ve elma. Reçelyemez ben bile bayildim. Kasik kasik ye. Öyle bir tat. Nereden çikti? Suradan: Pazardan ahududu aldim. Üst kat ye beni diyor. Yedim tabii. Alt kat püremsi halde. Onunla ne yapilir? Reçel. Bir avuç ahududu yeter mi? Yetmez. Içine bir kokulu seftali ile bir de elma kattin mi pek hos olur. Fotografi? Henüz çekmedim. Onun yerine su seftalileri versem?
Baska ne yapti Tijen? Asmanin üzümlerini ayikladi, yikadi, hafifçe kaynatti, biraz ezdi, tülbent arasinda sıktı. Simdi de kaynatiyor. Belki bir, belki iki kavanoz pekmezim olacak sonuçta. Pek güzel olacak. Bir de geçenlerde resmini yayinladigim kirmizi biberlerden aldim. Ben yikadim annem ipe dizdi. Ayser hanim da rahmetli esinin gelistirdigi biber kurutma cihazini getirdi. Cihaz dedigime bakmayin. Bir askiya eklenmis kancalar. Biber dizilerini kancalara takiyor ve günes nereye gidiyorsa askiyi oraya asiyorsunuz. Akillica degil mi? Onlari da kuruyunca robottan geçirip pul biber yapacagim. Eylül geldi kis hazirliklari bitmedi. Bir de tarhana yapsaydim... (Tezgahtakiler bizim üzümler degil ama poz güzel degil mi allahaskina?)
(Not: Yeni bir yerde yazmaya basladim. Yazmaktan çok tarif vermek diyelim. Sadece tarif desen o da degil. Yemekteki esas oglanin adi sani ve hikayesi, bir kaç ufak not.. Bana kalsa daha uzun yazarim ya yeter o kadar dediler. Esnetsem mi kendi kendime ne? Izlemek isteyenler için adresi: www.klinikbeslenme.com)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)