
Ekolojik Pazar hatırlatması:
1-19 Mayıs 2008 tarihleri arasında Ümraniye'deki Meydan Alışveriş Merkezi'nde
sabit bir Ekolojik Pazar var. Cumartesi günü Ayşen arkadaşım gitti, çok beğenmiş. Bilgilendirici konuşmalar da yapılıyormuş. Eğer tutulursa kalıcı olacakmış!
Cumartesi günleri Şişli Feriköy'de Buğday Derneği ve Şişli Belediyesi işbirliğinde %100 Ekolojik Pazar,
Pazar günleri Antalya Cam Piramit'in bahçesinde Buğday Derneği ve Antalya Belediyesi işbirliğinde %100 Ekolojik Pazar (pazara geliş gidişler için belediyenin servis aracı koyacağı söyleniyor),
Çarşamba ve Cumartesi günleri (10:00-19:00) Bursa'da, Nilüfer Belediyesi sınırları içinde, Fatih Sultan Mehmet Bulvari'nda kurulan ekolojik pazar ise özellikle Bursa köylerinde başlatılan projeler kapsamında, yerel üreticilerin ürünlerini tüketiciyle buluşturması açısından önemli. (Önümüzdeki sonbaharda pazarın üzeri kapatılacakmış ve Nilüfer Belediyesi pazara gelen üreticilerden para almıyor, aksine, pazarın gelişmesi için büyük çaba harcıyormuş. Nilüfer Belediyesi'ne teşekkürler. (İlk üç pazar için Buğday Derneği'nin
internet sitesinden ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. Sonuncusu için nereden bilgi bulunur ben de bilmiyorum, önümüzdeki günlerde belki daha ayrıntılı bilgi verebilirim.)
*
GDO'ya Hayır Platformu'nun "BİYOGÜVENLİK HEMEN ŞİMDİ, GIDA TOHUM HAKTIR KAMPANYASI" sembolü olan mısır balonuyla Türkiye turuna çıkıyor. Şu iki paragraf, kampanyanın basın bülteninden:
"Türkiye tarımı üzerine baskılar ve tarımı yok etme girişimleri hızla sürmektedir. Kamu, tarımdan çekilmekte, küçük çiftçi tarımdan koparılmakta ve tohumundan suyuna, toprağından tarımsal ürünlerine kadar herşey özel sektöre, uluslararası sermayeye, ulusal ve uluslararası tohum, tarım ve gıda tekellerine terk edilmekte, hatta pazarlanmaktadır.
Halbuki biliyoruz ki yaşam için gıda, gıda için tarım, tarım için ise gereksinim duyulan öğeler toprak, su ve tohumdur. Toprak, su ve tohumdan bir tanesi eksik ise gıda olmaz, gıda yoksa yaşam bitmiş demektir. Tohumun, toprağın ve suyun yaşam ve hak olduğuna inananlar olarak gıda egemenliğimizin yok edilmesi ve bize özürlü gıdalar dayatılmasına karşı çıkıyoruz."
Balon mısır 10 Mayıs'a kadar Bursa'da. 9-11 Mayıs tarihleri arasında Ankara'da olacakmış (herhalde iki tane balon var). Ardından Bursa'ya dönüyor, Haziran ayında da Dikili ve İzmir'i ziyaret edecekmiş.
*
Aşağıdaki yazıda bahsettiğim en çok ilaçlanan sebze ve meyveler listesinin tamamını veriyorum. Yine
Çevre Çalışma Grubu'ndan. En çok ilaçlanan en üstte ve ona 100 puan verilmiş. Diğerleri ise onunla orantılanarak listelenmiş. Burada puanları belirtmeyeceğim, isteyenler verdiğim bağlantı adresinden gidip bakabilirler (en üstteki en çok ilaçlanan): Şeftali, Elma, Tatlı iri biberler, Kereviz (Amerika'da sapları yenen tür kerevizden bahsediliyor), Nektarin, Çilek, Kiraz, Marul, İthal üzüm (başka ülkelerden gelen üzümlerde daha çok tarım ilacı kalıntısı bulunmuş), Armut, Ispanak, Patates, Havuç, Taze fasulye, Acı biberler, Salatalık, Ahududu, Erik, Portakal, Yerli üzüm, Karnabahar, Mandalina, Mantar, Kavun (kantalop tarzı, bizde de artık seralarda yetiştirilip bu ara piyasaya verilen kavunlar), limon, "Honeydew" kavunu (bizde pek rastlamadım), Greyfurt, Kış kabağı, Domates, Tatlı Patates, Karpuz, Blueberry (likapa, çay üzümü -bizde sadece Karadeniz'de, doğal olarak yetişiyor, marketlerde görüyorsanız muhtemelen ithal edilmiştir, Karadeniz'de yetiştirme çalışmaları vardı bir kaç yıl önce başlayan ancak gelişmeleri izlemedim), Papaya, Patlıcan (enteresan değil mi? Belki de patlıcanın yetişme süresi daha uzun olduğu için atıyordur ilacı), Brokoli, Lahana, Muz, Kivi, Kuşkonmaz, Bezelye (dondurulmuş), Mango, Ananas, Tatlı mısır (dondurulmuş), Avokado, SOĞAN!!!! (En düşük notu soğan almış, yani en ilaçsız olanı oymuş. Bakın sarımsağı koymamışlar listeye, bilseler bizim ne çok sarımsak tükettiğimizi!)