13 Haziran 2006

Geleneksel Lezzetler Senligi

Buğday Derneği’nin Şişli Belediyesi ortakligi ile organik bebek mamasi üreticisi MİLUPA Organik ve Türkiye’nin ilk organik sütünü piyasaya sunan PINAR’ın ana sponsorlugunda kurulacak Türkiye’nin ilk % 100 Ekolojik Halk Pazarı, 17 Haziran 2006 tarihinde Şişli Feriköy’de açiliyor. Cumartesi günleri kurulacak olan pazar, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen ekolojik (organik) ürün üreticilerinin kimyasal girdiler olmadan, tamamen ekolojik yöntemlerle yetistirdigi taze ekolojik sebze ve meyveyi ve diger ekolojik ürünleri her hafta tüketiciye sunacak. Pazarin kurulacagi adres Feriköy’deki eski Tekel Bira Fabrikası’nin alt sokagi. Tam adres Bomonti Cad. Lala Şahin Sok. Tüm Bugday ekibine, sponsorlara, katilimcilara ve ürünlerini getirecek üreticilere buradan tesekkür ediyorum. Ellerinize saglik. Haydi arkadaslar, aracisiz ekolojik sebze, meyve, bakliyat, tahil ve daha nice sertifikali ürünü dogrudan üreticisinden almak için harika bir firsat bu. Cumartesi günleri hiç degilse bir kaç saatinizi ayirip Ekolojik Halk Pazari’ni gezin. Vallahi aklim pazarda kaldi. Istanbul’a ilk gelisimde mutlaka ugrayacagim.
*
Sevgili Fatma Peksen’i (mutfak solisti) yarin (15 Haziran 2006) TRT1’de yayinlanan Erguvan programinin konugu olacak. Yarin Divrigi günüymüs. Fatma Divrigi yemeklerini tanitacak. Program ögleden sonra ama tam saatini bilmiyorum. Sanirim 13:00-13:30 civari basliyordur. Vakti olanlar, gündüz saatinde televizyon izleyebilenler kaçirmasinlar derim.
*
Bilgi: 24-26 Haziran tarihleri arasinda Bozcaada'da 2. Sarap Tadim Günleri gerçeklesecekmis. Büyük gezimden sonraki ilk gezim olacak (daha önce Ayvalik'a küçk bir çikartma düzenlemis olmazsam eger.) Ada ile ilgili bilgi için: www.bozcaada.info
*
Sira geldi Tokat izlenimlerini yazmaya. Gittik, geldik, aradan hafta geçti (neredeyse 2 hafta oldu, yoksa bitti mi bile?) ben ancak yazabiliyorum. Hep söylenmeyeyim istiyorum. Söylenmenin de sonu yok ya olmadi iste. Aklim sitedeydi, verdigim sözlerdeydi ama dergilere verdigim sözler de vardi ve öncelikle onlari tutmak zorundaydim. Çünkü hepsinin bir teslim tarihi var. Bu ay seyahat ve ev yerlestirme isi biraraya gelince, iki aylik dergilerin yayin tarihi bu ay olunca, bir de ekstra yazi isi çikinca is yükü artti. Asagida Tokat’ta yapilan yöresel lezzetler senliginden özet izlenimler var. Daha detayli ve bol fotograflisini Lezzet dergisinin temmuz 2006 yazisinda okuyabilirsiniz.

Kalabalik bir basin ve yazar grubunun davetli oldugu üç günlük etkinligin adi “Geleneksel Lezzetler Senligi” idi. Bu yil ilki düzenlenen senligin amaci öncelikli olarak Anadolu’nun lezzet açisindan öne çikmis yörelerinin mutfaklarini bir araya getirmek, kaybolmus ya da kaybolmaya yüz tutmus lezzetleri aslina uygun tekniklerle pisirip sunmak idi. Senlik 26 Mayis sabahi kortej ile basladi.

O gün ögle yemegi için muhtesem bir sölen hazirlanmisti. Iskilip dolmasi saatler süren hazirliktan sonra pismis, sunulmak üzere bizleri bekliyordu. Iskilip’te dügün ve özel günlerde hazirlanan yemegin (resimde gördügünüz kazanda pisiyor) yaninda çorba, sirke salatasi ve sütle kavrulan un helvasi hazirlaniyor. Uzun uzun pisirilen yemegin kapagini açmadan önce ustasi adet üzerine bahsis istiyor. İlk ögle yemeginin diger özel yiyecekleri ise Susehri’nin bileki ekmegi ve kebabi ile Kelkit usulü etli kuru fasulye. Bileki ekmegi ve kebabinin özelligi açik ates üzerine konan toprak kaplarda pisirilmesi. Altta ve üstte toprak kapla kapanan tepsinin üzerine de kor halinde odunlar konuyor ve böylece her iki taraftan da pisme saglaniyor. Ilk günün aksami yorulmus bedenleri dinlendirmek hamama gidecegiz. Yemekler Honça’dan. Bbat, bakla dolmasi, etli yaprak sarma, alaca patlican ve reyhanli dügü pilavi bayanlar tarafinda servis edilen yiyecekler.

Geldik gezinin ikinci gününe. Kahvalti Kazova Vasfi Diren Tarim İsletmesi’nde yapilacak. Çiftlik, Türkiye’nin ilk meyve suyu üreticisi Dimes firmasina ait. Kahvalti çok zengin. Sacda henüz pisirilmis bazlamalardan tutun da kusburnu marmelatina, kaymaktan çökelege yok yok. Ögle yemeginde yine zengin bir mönü var. Niksar’in “cistil” veya “tas ekmegi” de denen “leylek giligi” (yukaridaki resim) adli tatlisi yas maya, süt, seker, un ve yagla hazirlaniyor, dut pekmezi ve cevizle servis ediliyor. Günün basrol oyuncusu Tokat kebabi. Taze kuzu eti, kuyruk yagi, patlican, domates, yesil biber, patates, sogan, sarimsak ve özel pisirilmis kebap pidesi kullanilarak yapilan Tokat kebabi için özel kebap ocagi gerekiyor. Ögle yemeginin son lezzeti ise Erzincan yöresine ait Gelecos. Yemekten sonra Ballica magarasini geziyoruz.

Aksam yemegi yine çok zengin. Bu sefer Muglali ustalarla Antakyali ustalar karsi karsiya. Mugla’dan börülceli Mugla tarhanasi, otlu sac böregi (ince börek), zerde ve sarayli denen serbetli tatli, Antakya’dan ise zahter salatasi, tuzda tavuk ve künefe var yemekte. Künefe resmini Antakya yazisinda vermistim. Sultan Sofrasi’nin ortaklarindan Bülent bey tuzlu tavugu yaparken ustasi da künefeyi hazirliyor.

Son sabah kahvaltisi tam bir Tokat lezzetleri senligi. Tokat pastirmasi, sucugu, resimde gördügünüz çemen, sebzeli ve etli börek, sebzeli pisi, Tokat’ta sabah kahvaltilarinda yenen pastirma çorbasi, yöresel peynirler, kaymak var. Son duragimiz Zile’nin Yapalak köyü ancak Turhal Anadolu Kiz Meslek Lisesi ögrencileri ögretmenleri (ayni zamanda okulun müdür yardimcisi) Jan Arslan ile birlikte Çerkezlere has karmihig çayi ve metekoy peynirinin yaninda kaymakli ekmek kadayifi ikram ediyorlar bize. Ögrencilerin hazirladigi yazmalar, Turhal hatirasi örtüler, keçeden yapilma ürünler alip yola devam ediyoruz. Zile’nin Yapalak köyünde her yil mayisin son pazar günü yapilan yagmur duasi için köyün her hanesi bir kurban kesermis. O gün darginlar barisir, baska yerlere göç eden köylüler gelir senlige katilirmis. Biz sadece ufak bir kismini görüp ayrilmak zorunda kaldik. Sonra da köy yollarindan geçe geçe Istanbul’a vardik. Mor çiçekleri ve mürver agaçlarini unutamiyorum. Hep arabayi durdurun ne olur, sunlarin bir resmini çekeyim demek istedim ama hadi dedim yolumuz uzun. Bir de ben uzatmayayim. On saat kadar sürdü yolculuk. Sag salim vardik ya, bir sürü güzel lezzetle gönendik ya, daha ne isterim? Bir sonraki yazida Burhaniye’ye geldigimden beri yaptigim yiyecekler, bahçede büyüyen güzeller olacak. Simdilik size güzellikler dileyerek bu yaziyi bitireyim. Saglicakla kalin.

16 yorum:

tata dedi ki...

Insan yasami yeterli degil bu kadar degisik yiyeceklerden tatmaya. Senin sayende biz de geziyor, degisik yemekler, kültürler ögreniyoruz. Benim Türkiyem de Izmirle kisitliydi, memleketin geri kalan kismini Almanyada tanidim. Fakat mutfak konusunda ege mutfagini tercih ediyorum.

Adsız dedi ki...

selam. Tijen hanım birçokları için olağandışı şeyler olan sizin bu gezileriniz sizin için artık sıradanlaşmaya başlamış yani her yıl değişik yörelere yapılan rutin işler haline gelmiş. Özellikle gruplarla yapılan gezilerde bu belli oluyor . Sizin kendi proğramınızla yaptığınız gezilerde bize aktardığınız gözlemlerinizle grupla ve proğramla yaptığınız gezilerden aktardığınız gözlemler arasında çook fark var biz kendi proğramladığınız gezilerin gözlemlerini seviyoruz doğal oluyor. Ayrıca bu proğramlı gezilerde size sunulanlar da tören gereği yapılıyor yani biraz resmi oluyor. herhalde anlamışsınızdır

Tijen dedi ki...

ben de ege'cigim tata! zaten gezilerin çogunda eksik etek gezindim. et yemeyince sadece izleyip fotografliyorsun.. ama isim geregi bilgi almak ve vermek durumundayim. ondan kaçis yok!
*
sevgili anonim arkadasim,
elbette özel gezilerde sunumlar da özel oluyor. normalde bir kente gittiginizde bu yiyeceklerin beste birini bulursaniz sükredin. ama bu ara bende de ariza var. hakikaten kafam çok dolu ve sürekli bir seyler yetistirme halindeyim. üslup degisikligini ona verebilirsiniz daha çok. yoksa mesaji gayet iyi anladim.
tesekkürler!
tijen

NAZLICA dedi ki...

Sevgili Tijen, isimlerin bile duymadığım birçok yemekle sayende tanışıyorum. Nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim.Bozcaada'ya bir kez gittim, çoğu kişinin aklının orada kalması çok doğal. Çok bakir, doğal bir yer.Sokakları, şarabı, üzümü, yemeklerinin lezzeti hala aklımda. Ada Cafe'de çok şirin bir yer, bilseydim gelincik şerbeti içerdim:( Türk kahvesi de harikaydı.Tokat yöresinin yemeklerini pek bilmiyorum ama, Zile'den gelen bir pekmezin tadını hala unutamadığımı söyleyebilirim. Üzümlerinin cinsinden mi, yapım tekniklerinden mi, toprağından mı bilemiyorum süper bir aroma ve lezzetti. Ellerine sağlık, gezip görerek ve birçoğunu tadarak bizimle paylaştığın bilgiler, anılar için. Sevgiler.

Tijen dedi ki...

rica ederim nazlica,
elimden geldigince paylasmaya çalisiyorum ögrendiklerimi..
hepsi için afiyet olsun (sanal da olsa)
tijen

Zeynep B. dedi ki...

canım Türkiye'mde ne zenginlikler var ! Keşke, hepsini birebir tanıyabilme şansımız olabilse. Ama okuyabilmek de büyük şans...

Adsız dedi ki...

en sonunda benimde daha once bulundugum bir yere sira geldi Tokat. Universitede en yakin arkadasim tokatliydi. Zaman zaman kacamak yapiyorduk Tokata. Bana her zaman gayet sicak ve bir o kadar da zengin gelmistir Tokat. Ilk yedigimde sevmedigim Bat bakla dolmasi orda yedigim ve baska bir yerde ayni tadini yakalayamadigim cemen ve onlarin ev ekmegi. Eski gunlerimi hatirlattiniz birden.
Ballica magarasina da gitmistik. Guzel ulkemin buyuk yerlesim yerlerinden tutunda en kucuk sehirlerine kadar ne kadar cok tarihi ve turistik yerleri var aslinda. Burada yapay parklarda muzelerde gezerken bazen soyle bi bakiyorumda diyorum kendi kendime bu insanlar turkiyeye gidecekki dogal guzellik ve tarih ne demekmis anlayacaklar.
yedikleriniz icin afiyet olsun anlatiminiz icinde elinize dilinize saglik

sevgiyle kalin

Tijen dedi ki...

sevgili nesrin,
eski günlerini hatirlattigima çok sevindim. tokat beni de çok etkileyen bir kent. bikmadan defalarca gidebilirmisim gibi geliyor. tabii muhtesem evsahiplerimiz deniz-adnan sahin'in büyük etkisi var bunda!
*
sevgili mutfak robotu,
gerçekten de öyle. büyük bir zenginligimiz var ya hizla yitip gidiyor ne yazik ki..
tijen

DAMLA dedi ki...

Ah Tijen,
bu resimleri görünce sabah sabah blogları okumamam gerektiğini birkez daha hatırladım!!... O ne güzel yiyecekler öyle. Hayır canım sabah sabah kebap çekti iyi mi!!...
Haa... bu arada Bozcaada Talay Şaraplarının sahibi Ahmet bizim çok sevdiğimiz arkadaşımız, görürsen selamımı söyle olur mu:))

Tijen dedi ki...

damla'cigim gidersem mutlaka söylerim çünkü ahmet bey oralarda olur hep. soyadin neydi?
tijen

Unknown dedi ki...

Tijen'ciğim,
Ne bol çeşit değil mi? Büyük şehirlerde neredeyse kendi kültürümüzü unuttuk ama Londra'daki Wagamama İstanbul'da açıldı diye kapısında izdiham yaratıyoruz. Temeli olmayan gökdelene dönüşüyor bu İstanbul. Yazıların beni gerçeğe götürdüğü için mutlu oluyorum. Sevgilerimle, Pınar

Toplu İğne dedi ki...

sevgili tijen... evliya çelebinin 21.yüzyıl şubesisin sen. bayıldım yazılarına da, gezi anılarına da... ama biraz da tarif ver ya.. bak ben bu konuda henüz sıfır kilometreyim, kıyak yap bana :)
not. bu arada halep civarındaki humus, bu bizim bildiğimiz ohuttan yapılan humusla bir alakası var mı?

Tijen dedi ki...

t.i'cigim,
evet humuslari bizimkine benziyor, yani o da nohuttan ama içerigi biraz farkli. bir vakit buldugumda bakarim tarif meselesine (ama sunu söyleyeyim: bugüne kadar yazdigim yedi kitapta herhalde 2 bin tarif vermisimdir. malum bu is benim ekmek teknem. dolayisiyla tarif verme isini kitaplara birakiyorum affiniza siginarak)
*
fatma'cigim, ah insallah seyredebiliriz. trt1 çikiyor ama! hadi bol sans!
*
sevgili pinar çok haklisin. ama suç tamamen bizde degil, gittigimiz yerlerde burnumuza kebap ve köfte dayayanlarda da biraz. bak çiya nasil güzel isliyor? yani arz oldu mu talep de geliyor. tabii bizlere de büyük görev düsüyor talep de arzi yaratir degil mi ama?
tijen

Adsız dedi ki...

tijen hanim merhabalar,
evliya celebi`nin 21. yy subesi demisler size, ne de guzel bulmuslar. ben size hayranim, sizin bakis acinizdan yemekleri, gordugunuz yerleri dinlemek bana inanilmaz keyif veriyor.daha neler ogrenicem sizin sayenizde kimbilir. masallah, Allah nazarlardan saklasin, saglik sihhat versin.

(her ne kadar burada bulamadigim karadutu yemis oldugunuzu okudugumda dudaklarimi buksemde )

ben cemene bayilirim bana cocuklugumu ve karsi komsumuzu animsatir. yemekler harika duruyor.ozellikle tatli, merak ettim dogrusu. ben bu gezinin en cok hangi kisminda olmak isterdim Tijen Hanim, hani ogrenciler urunlerini sergilemisler ya iste o kisminda, bayilirim otantik kiyafetlere, ortulere...

not :aslinda ben diger yaziya da yorum yazdim ama blogspotta sorun vardi heralde yorum gozukmedi.kismet simdiyeymis

DAMLA dedi ki...

Tijencim,
Ahmet eşimin arkadaşı, bizi çok güzel misafir etmişlerdi Bozcaada'ya ilk gidişimde :)
(Damla-Mehmet ÖKSÜZ)

Tijen dedi ki...

tamam damla'cigim. selamin iletilecektir. iyi insanlar ahmet de kuzeni mehmet de..
*
sevgili defne,
aman o nasil söz? azicik bir seyler anlatiyorum iste. çemen ilginç bir tat degil mi? girdigi seyin tadini nasil da degistiriyor? bu sefer çemen alamadim tokat'tan. pek bir sey alamadim aslinda ya gezdik gördük ya..
tijen