*
Galiba ilk tanışmamız Gölpazarı Pazarı'nda olmuştu. 3-4 yıl önce. O günlere dair notların bir kısmını Mutfaklardan Taşan Öyküler için Gülseren teyze ile yaptığım söyleşiye eklemiştim: "Salı günleri kuruluyor Gölpazarı’nın pazarı. Tabi o gün çevre köylerden büyük bir akın oluyor kasabaya. İhtiyacı olanlar, malını satmaya gelenler, eşi dostu görmeye gelenler derken tam bir panayır havası oluyor. Ağustos sonunda bir de panayırı oluyormuş ve çok da şenlikliymiş ancak biz bu panayıra rastgelemedik. Bir gün önce Bilecik’in pazarını gezdiysek de o gün gözüm döndü, dayanamayıp kilolarca sebze aldım ve Bilecik’ten aldığım fındık sepetine koydum bir kısmını. Üzerine de bir bez örtüp İstanbul’a dönerken trende yanıma aldım. İnip binerken gören bayılıyor, nereden aldınız diye soruyor. Pek bir sükse yapmıştım o gün!" Gerçekten de öyle. Pek sükseliydim trende. Sepete bayılırım. Gittiğim yerlerde sepet görmeyeyim, taşınacak boyuttaysa alır getiririm ya bu sefer de annemi kızdırırım. Ne olacakmış o kadar sepet.Biber diyordum değil mi? Gölpazarı'nda bu biberlere "kambe" biber diyorlar. Nedense çok seyrek rastlıyorum. Son defa da Ayvalık Pazarı'nda gördüm onları. Sadece bir tezgâhta. Atlamışım üzerine. Doldurdum tabii torbamı (sepet götürmemiştim yanımda taşıması zor olur diye). Satıcıya adını sordum, "kamber" biber dedi. Kim buldu acaba bu ismi? Neden taktılar? Geçen gün bu biberlerleri soğan, sarımsak, zeytinyağı ve domatesle kavurduk. Kahvaltıda da, diğer öğünlerde de pek güzel oluyor.
Laf bitmez elbet ya yine vakit yok, ben yorgun ve telaşlı. Yetişecek mi bu iş? Yetişmeli!
Bu biberi tanıyor musunuz diye soracaktım. Sizin oralarda var mıdır? Varsa yaygın mıdır? Adı nedir? Çok merak ettim, ne zamandır sorasım var.








