20 Şubat 2007

Yeni bir arkadaş

İki duyuru ilavem var bugün. Birincisi geçtiğimiz haftalarda burada kitabını tanıttığım sevgili arkadaşım Nimet Özata ile ilgili. Nimet geçtiğimiz aylarda yayınlanan Fitoterapi (Bitkilerle Tedavi), Aromaterapi (Uçucu yağlarla tedavi) adlı kitabını 24 Şubat 2007 Cumartesi günü, Beşiktaş'ta, Kırkambar'da imzalıyor. 13:00-17:00 saatleri arasında Nimet'le buluşabilir. Sevgili Alime Hanım ve Bahri Bey'in eşliğinde güzel bir sohbete dahil olabilirsiniz. Adres ve diğer bilgiler için (212) 258 65 48 Kırkambar'ın telefonu.
*
Diğeri de yine aynı gün gerçekleşecek olan bir panel duyurusu. Kemaliye Kültür ve Kalkınma Vakfı'nın düzenlediği "Dut'un Ekonomik Bir Değer Olarak Ortaya Çıkması ve Daha İyi Değerlendirilmesi" başlıklı panel Üsküdar Belediyesi'ne bağlı Çamlıca Sabahattin Zaim Eğitim Merkezi'nde yapılacakmış. Merkez Alemdar Caddesi üzerinde, B. Çamlıca'da. Bilgi için (216) 412 92 03'ü arayabilirsiniz.


Sizi yeni biriyle tanıştırmak istiyorum. Belki de tanıyorsunuz. Bir kaç kere ondan burada bahsettiğimi biliyorum. Ahmet Nedim Nazlıcan, Adana'da, Çukurova Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde görevli bir ziraat mühendisi. Yirmibeş yıldır iki aşk arasında bölünmüş durumda. Bir yanda soya, öte yanda yerbademi. Bir yandan soya fasulyesinin yeni türlerini geliştiriyor, öte yandan yerbademini Türk çiftçisine tanıtmaya çalışıyor.


Yerbademi de ne diyeceksiniz? Geçen yaz Metro-Gastro dergisine yazdığım bir yazı sayesinde tanıdığım bir yumru diyeyim. O yazı Ege'de, kavun çekirdeklerinden yapılan bir içecek, sübye hakkında idi. Sübyenin izini sürerken İspanya'da aynı içeceğin bir de chufa denen bir bitkiyle yapıldığını okumuş, yazıda kısaca bahsetmiştim. (Sevgili Nilay balkonunda bekleyen bir kaç kavun olduğunu, yapımı kolaysa hemen sübye yapabileceğini söylemiş. Ben de ona Fethiye'nin sitesinde sübye tarifi verdiğini söyledim. Merak edenler için tarifi www.yogurtland.com da.) Bunun üzerine kaç yıldır soya aşkıyla tanıdığım Ahmet Nedim Nazlıcan'ın bir yönünü daha tanıma şansım oldu. Meğer bu merak ettiğim, ancak çok üzerine gitmediğim bitkiyi de yetiştiriyormuş. Bilgiler buluştuğunda Ahmet Bey bana bir miktar gönderdi yetiştirdikleri yumrulardan. Tad benzerliği nedeniyle ona yerbademi diyen Ahmet Bey bu sevdayı bana da bulaştırdı ve Atlas dergisinin Şubat sayısında yer aldı yerbademi. Şimdilik çok uzun anlatmayacağım onu. Dileyenler hala Atlas'ın Şubat sayısını edinip o güzelim fotoğraflar eşliğindeki pek çok değerli yazıyla birlikte Ahmet Bey'in sevgilisi yerbademi üzerine yazdığım yazıyı da okuyabilirler. Fotoğrafta gördüğünüz yumrular, bir süre suda bekletildikten sonra çerez gibi yeniyorlar. Bana göre bademle kestane arası bir tadı olan bu çok besleyici yumruyla önümüzdeki yıllarda sanırım sizler de tanışacaksınız. Adana'daki deneme bahçelerinde yetişen yerbademi bitkileriyle poz vermiş yukarıdaki resimde Ahmet Bey. Bu yılın mahsulü ayıklandı, kurutuldu. Eminim yerleri hazırdır ancak siz de denemek için (yine aynı bahçelerde yetişen soya fasulyelerinden de bahsetmiştim biliyorsunuz. Sertifikası yoksa da hemen hemen ekolojik olarak yetişen soya fasulyelerinin kilosunu 1 ytl civarında bir fiyata satıyorlardı yanlış hatırlamıyorsam) sipariş etmek isterseniz benden Ahmet Bey'in iletişim bilgilerini isteyebilirsiniz. (Sağolsun Ahmet Bey uyardı, öyle haberim oldu. Atlas'ta yayınlanan yazı derginin internet sitesinde yayınlanmış. İsteyenler yandaki Atlas linkini tıklayarak okuyabilirler.)

19 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Tijen siten çok ama çok zengin. Tariflerin sağlıklı ve doğal olması benim gibi iki çocuk annesi için çok önemli. Seni tebrik ediyorum. Kendimide kınıyorum !!!! :) Hem anneden, hemde babadan İzmir'in yerlisi biri olarak 33 yaşımda ilk defa mutfağıma turpotu soktum. Hangi otun nasıl pişirileceği bir yana, hangi yeşilin ne otu olduğunu bile bilmiyorum. Sanırım bunda lise biter bitmez çalışma hayatına atılmamızın ve etçi bir annede yetişmemizin etkisi var. Ben ve eşim ete çok düşkündük. Ancak artık bedenimizi dinlediğimizde bize sebzeye,meyveye ve otlara yönelme sinyalleri veriyor hemde çok güçlü. Ancak her pazara gittiğimde bilmediğim için sırtımı döndüğüm otlara acır oldum. Ve kitabından şimdi haberdar oldum. Kitabına nasıl ulaşabilirim ? Ve bunun yanında sağlıklı ve doğal beslenme adına başka hangi kitaplar önerirsin ? Özellikle şifalı bitkilerle evde hasta olan kuzucukları nasıl iyi edebilirim ? Mecbur kalmadıkça ilaç kullanmalarını hiç ama hiç istemiyorum. Bana önerebileceğin kitaplar ve siteler varmı ? Çok ama çok teşekkür ederim.
www.benimblog.com/calisananneolmak

Hülya dedi ki...

Bu gözden ırak kalmış her değeri bulup çıkarma hevesiniz,paylaşma isteğiniz beni çok şevklendiriyor.Kocaman yürekli insanları heyecanla takipdeyim...Sevgilerimle...

Tijen dedi ki...

Sevgili çalışan anne,
Hiç bir zaman geç değildir. Hayatımıza katacağımız ne çok yenilik var değil mi? Yeter ki buna istekli ve hazır olalım. Zaten hazır olduğumuzda karşımıza çıkıyorlar. Bir Ot Masalı'nı her kitapçıda bulabilir misiniz bilmiyorum ancak düzenli gittiğiniz kitapçınızda bulamasanız bile sipariş etmesini isteyebilir veya internet üzerinden satış yapan bir siteden onu ve diğer kitaplarımı edinebilirsiniz. Piyasada pek çok bitki/şifa kitabı var ancak doğrusu çoğuna güvenemiyorum. Bana göre en güvenilir olan kitap Prof. Turhan Baytop'un 'Türkiye'de Bitkilerle Tedavi' kitabı (Nobel Yayınları). Sevgili arkadaşım Nimet Özata'nın da titizliğini bildiğim için onun yeni çıkan Aromaterapi ve Fitoterapi kitabını önerebilirim. Ah iyi ki hatırladım, Nimet'in bu cumartesi günü imza günü var Beşiktaş'ta, onu duyurayım.
*
Sevgili Hülya,
Aslında öyle çok şey var ki paylaşacak. Her şeyin hızla yitirildiği, tüketildiği ve popüler kültürün (ve tabii pazarlama ve reklamın, sonra zengin çokuluslu firmaların) baskın olduğu bir zamanda ne kadar çok bilinmeyeni bilinir kılarsak o kadar zenginleşiriz diye düşünüyorum (cebimiz değil tabii zenginleşecek olan, biliyorsunuz)

Adsız dedi ki...

Sevgili Tijen'ciğim,
Sana yorum yazmakta çok geç kaldığımı biliyorum özür dilerim.

Sayfanda her zamanki gibi yine yeni yeni bitkilere yer verip bizleri bilgilendirdiğin için teşekkürler tatlım.

Bende ilk kez görüyorum ve de merak ettim doğrusu..Bir karadenizli olarak otları (sadece Karadenizde olanları,karalahana en başta geleni)bilmiyorum.Sayfanda okuyup hemen akşamına anneme pazardan şu otlara bakıver,aaa bundan da sor gibi kadıncağızın eline adeta bir liste tutuşturuyordum.(senin sayende canım)
Sen bizlerin resmen şifa dağıtan doktoru gibisin.Çok bilgilendiriyorsun bizleri yılmadan usanmadan.Senin o güzel gönlüne,ellerine ve araştırmacı ruhuna sağlık canım.

Sevgin bol olsun,hafta sonuna kadar güzelliklerle dolu cıvıl cıvıl 2 gün diliyorum.


Sevgilerimle..Gül/d.tadı

Tijen dedi ki...

Gül'cüğüm öyle şeyler söyleme! Ne demek geç kalmak. Sadece hoş beş etmek, bir şeyler paylaşmak istediğin zaman yorum bırak isterim. Zorunluluk yok biliyorsun, üzme kendini böyle şeyler için sakın. Yok yok aman ben doktor gibi falan değilim. Tek derdim doğru bulduğum bilgileri paylaşabilmek, kimsenin görmediği, dikkat etmediği şeylere dikkat çekebilmek. Bir nebze olsun başarabiliyorsam ne mutlu bana.

nilay dedi ki...

Tijen'cim ;
ne kadar ilginç bir bitkiymiş...sübye de Ege'ye özgü ama ,artık yapılmıyor sanırım...çünkü doğduğumdan bu yana İzmir'de yaşıyorum ama hiçbiryerde rastlamadım sübyeye...çok merak ediyorum tadını ama...kavun çekirdeğini kurutup döverek un haline getirecek kadar değil merakım :) yapımı çok zor çünkü...
bu bitki gelirse belki sübye yapımıda daha kolay olur bununla :)

sevgiler

Tijen dedi ki...

Nilay'cığım,
Yazın Kemeraltı'nda seyyar şerbetçilerde oluyor bazen sübye. Belki denk gelirsin. Aslında o kadar zor değil sübye yapmak. Gökçen Adar robottan geçiriyor çekirdekleri suyla ve süzüp şekerle karıştırıyor. Yazın deneyebilirsin. Ben de bu tarife Meyve Ağacından Hikayeler'de yer vermiştim. Bir de İzmir Sefaradlarının sübyeli pelte tarifi var, o da var kitapta.

nilay dedi ki...

Tijen'cim :)
hay aklınla bin yaşa diyorummm...robot fikri süper...fakat önce çekirdekleri kurutmam mı gerekiyor ? yoksa kavunun içinden çıkarınca hemen yapılabilir mi...balkonda asılı 2-3 kavun var...hemen yapabilirim aslında :) sübyeyi bir tadayım hele :) peltesine de bakarız sonra

sevgiler

Aybike Ceylan dedi ki...

Sevgili Tijen,

Oncelikle size bize ogrettiginiz bir dolu sey ve yeni tadlar icin cok tesekkur ederim. Ne cok bilinmedik varmis meger.

Ayrica Turkiye'ye gittigimde mutlaka yerbadem'ini bulup tadacagim.
Kendinize iyi bakin.
Sevgiler

sevdamavisi dedi ki...

Tijenciğim,
Yeni ürünler ve yeni ürünleri üreten cesur ,yenilikçi insanlarla bizi tanıştırdığın için teşekkürler.

hayat dedi ki...

Merhaba Tizen hanım,Galiba size bir özür borcum var.Sayfanız o kadar güzel ve faydalı bilgilerle dolu ki onları okumaya dalıp iki defa yorum yazmışım.Sizde sabırla cevaplamışsınız.

Çok teşekkür ederim.Sevgilerimle.

Tijen dedi ki...

Nilay'cığım,
Yazının altına sübyenin anlatımını koyayım o zaman. Belki başkalarının da ilgisini çeker. Aslında Fethiye de sitesine koymuştu, www.yogurtland.com dan bulabilirsin.
*
Sevgili Aybike,
Belki chufa adıyla Amerika'da bulabilirsin. Bir soruştursana?
*
Sevda mavisi,
Ne demek, ne demek?
*
Sevgili Hayat,
Rica ederim, hepimiz neler yapıyoruz farkına varmadan, dert etme lütfen.

Adsız dedi ki...

Sevgili Tijen,

Burada dogal urunler satan yerler var, bir gidip bakacagim. Tekrar tesekkurler.
Sevgiler

Tijen dedi ki...

Çok sevinirim Aybike.
Merak ediyorum dogrusu. Gerçi daha çok İspanya'da kullanilan bir çerez ancak ABD'de de bulunabilecegini düsünüyorum. Ben de sorusturacagim.

Adsız dedi ki...

burayı dolaşırken aklıma sürekli bahartlarla ilgili geçen hafta izlediğim film geldi kendini baharatlara adamış bir kız "mistress of spices" ve o filmden gerçekten etkilenerek otlara baharatlara daha bir yakın olmak istedim , beş yıldızlı bir film olmasada içinde romantizm de olduğundan ben çok severek izledim siz bu konu ile yani onların gücüne derinden inanırmısınız fiziksel anlamdaki etlkileri değil ruhende bizde bıraktıkları etkilere..çok mistik oldu bu tabi siz nası değerlendirirseniz sevgiler

Tijen dedi ki...

Sevgili Aynur,
O filmi ben de merak ettim ama görme şansım olmadı. Bizim memlekete gelmedi daha sanırım. Belki gelir. Merakla izleyeceğim. Kesinlikle haklısın, pek çok güçleri var bitkilerin!

Adsız dedi ki...

Tijen hanim oncelikle merhabalar ve tebrikler ,
ben ege uni. ziraat fakultesi tarim ekonomisi son sinif ogrencisyim.temmuz ayinda mezun olacagim. bu aralar balkonumuzda viyol ve saksilarda bisiler yetistirmeye merak sardim gerci asil bilgili oldugum konu sut hayvanciligi ve tarim sigortalari ama fide ve bahce bitkileri bir nevi uhdedir icimde. keske bir bahcem olsa da disaridan meyve sebze almasam. kavun yapmaya karar verdim balkonda bununla ilgili arastirma yaparken sitenizde kavun cekirdegiyle yapilan subye konusu ilgimi cekti. sayenizde bu tarz bir icecek tarifi de edinmis oldum simdi kavunlari yemekle kalmam bide cekirdeklerinin serbetini icerim daha da guzel olur. tekrar tebrik ediyorum.
Serdar Hizal

Adsız dedi ki...

Tijen Hanım Merhaba,

Yer Bademlerinden temin etmek isterim. Ahmet Bey'in irtibat bilgileriniz alabilir miyim sizden?

Şimdiden teşekkürler,

Saygılarımla,

Tijen dedi ki...

Sevgili Zeynep,
İrtibat numarası vermediğiniz için ancak buraya yanıt yazarak size ulaşabiliyorum. Ahmet Nedim Nazlıcan'a annazlican@yahoo.com adresinden yazabilirsiniz.