28 Kasım 2006

Ege rüzgarlari


Verde zeytinyaglarini marketlerde görürdüm ancak hiç satin almamistim. Dolayisiyla zeytin hasat senligi daveti geldiginde yeni bir markayi taniyacagim için mutluydum. Hele de Ayvalık Ticaret Odası'nin düzenledigi zeytin hasadini kaçirdigim için çok üzüldügüm bir zamanda gelince daha da mutlu oldum. Bu sene de zeytin agaçlarina dokunma sansi idi bu benim için. Bir de henüz sıkılmıs zeytinyagina ekmek banma sansi.

Verde'nin 10. yili nedeniyle düzenlenmis meger bu gezi. On yildir neler yaptiklarini dinleyince neden bunca zamandir haberim olmadi diye üzüldüm. Firmanin yönetim kurulu baskani Ali Ulukartal'i soyadini duyunca belki çikaracaksiniz. Kartal Makarnalari desem? Babasindan devraldigi Kartal Makarna'yi Pastavilla'ya dönüstüren ve makarna restoranlariyla Türkiye'de bir ilki baslatan Ali Ulukartal Pastavilla'yi devrettikten sonra zeytinyagi isine girmis ve müthis bir aile isletmesi yaratmis. Aile diyorum ancak profesyonellerce yönetilen ve yönetici ile çalisanlarinin da aileden sayildigi bir aile bu. Gurur verici bir tablo. Verde bugün ürettigi yagin %80'ini ihrac ediyor. Amerika, Kanada, Ispanya ve Rusya'dan sonra listeye Çin de dahil olmus. Verde'nin öncülügünü yaptigi bir sey daha var ki bu beni asil etkileyen konu. Bilirsiniz, rafine yaglarda yagin besin degerlerinin çogu yitirilir. Türkiye'de ilk oldugunu söyledikleri sistemle vakum yöntemi kullanilarak çok kisa süre isidan geçirilen yagda besin degeri çok az kaybediliyor. Bununla ilgili ayrintili bilgi verecegim daha sonra çünkü bu önemli bir konu.

Cumartesi günü Torbali'daki zeytin toplama seansindan sonra bize sunulan harika kir yemeginden görüntüler bunlar. Sevketi bostan, cibez, turpotu, radika, nefis zeytinyaglilar... Kaya Prestige Otel'in sefi Aydin Usta ve ekibinin hazirladigi yemekler tüm konuklardan tam not aldi. (Sevgili Nedim Atilla'ya -kendisini Izmir'de bir kez daha görebildigimiz için mutluyuz- otel adi düzeltisi için tesekkür ederiz. Ben gayet güzel uydurup baska bir ad yazmisim. Ne ayip!)

Ben haliyle otlara takildim kaldim. Hele de yemek büfesine gitmeden önce gördügüm otlu gözlemeler mönüyü belirledi: Otlar ve gözleme. Yaninda cerez gibi yenen hurma zeytinle... Pazar günü basin toplantisindan sonra Urla'ya dogru yola çiktik. Orkinos Restoran'da yenen nefis yemegin (yine otlar basroldeydi sansima. Bu etseverleri çok hosnut etmediyse de benim gibiler için bulunmaz nimetti. Her restoranda soframizda bulunan erken hasat ve sizma Verde zeytinyaglarindan bolca yendigini söylesem? Bir de Urla pazari var tabii. O bir sonraki yazinin konusu olsun...

23 Kasım 2006

Antalya'dan anlar

Sonsöz: BABEL çok etkileyici bir film. Ertesi gün Nazli'cigimla gidip etkisinden kurtulamadik. Biraz yürümeli dedik ardindan. Ancak açiliriz. Dünyadaki adaletsizligi (batiyla dogu tabii, bir de kuzeyle güney) çok iyi gösteren bir film. Incelikle dokunmus. Insanin içi aciyor. Bir yandan insan oldugun için mutlu oluyor, öte yandan insanligindan utaniyorsun. Bugünlerde sinemaya gitme niyetiniz varsa, listenizde o da olsun derim. Hos ben kim oluyorum ki?
Bir son söz daha: Havalar sogudu malum. Kis zor pek çok insan için. Ayagina giyecek ayakkabisi olmadan, üzerinde kabani olmadan okula yürüyen minicik kalpler için TOÇEV'in düzenledigi bir kampanya var. Hemen katilmak ister miydiniz? Ben bu kampanyayi sevgili dostum Muzaffer Özyaman sayesinde haber aldim. Sagolasin Muzi! Bilgiler Muzi'nin sitesinde. Adinin üzerini tiklamaniz yeterli. 22 liraya bir bot bir kaban. Hos o paraya alinan botla kaban ne kadar isitir, ne kadar saglam olur bilmiyorum ama yine de ucundan tutabilmek güzel sey.
Vee -umarim- en son not: Şemsa Denizsel'i eminim Nişantaşı'ndaki kendine has, doğal, sade, özel, yemek gibi yemeklerini sundugu Kantin ile ve cheesecake'iyle taniyorsunuz. Yeni bir site hazirlamis. Sitede Semsa'nin yazilarini, tariflerini ve haftalik mönüleri görebilirsiniz.
Pardon pardon bir sey daha: Tayland yemekleri sever misiniz? Bu çok da fazla tanimadigimiz uzakdogu ülkesi hakkinda daha fazla bilgi edinmek, yemeklerini tatmak, ürünlerini satin almak isterseniz bu cumartesi Etiler Akmerkez'in karsisindaki Turizm Otelcilik Okulu binasinda bir Tayland Festivali varmis. Ben kaçiriyorum ya belki siz katilmak istersiniz. Sonra bana anlatirsiniz degil mi??
Bunlar da cuma günü eklenen haberler:
Sibel'cigimin de yazarlari arasinda oldugu ve bu sayida istah açici bir zeytin yazisi yazdigi GİT dergisinin Kasım-Aralık 2006 sayisi çoktaaan çikti. Aldiniz mi?
*
Henüz elime geçtigi için ancak bahsedebiliyorum. Basin toplantisi ve imza gününe katilamadigim (çok istememe ragmen), Özge Samancı ve Sharon Croxford'un birlikte hazirladiklari XIX. Yüzyıl İstanbul Mutfağı kitabi mutfakseverlerin kütüphanesinde bulunmasi gereken bir kitap. Fotograflari Sharon çekmis. Mutfak kültürüne merakli olanlar bilir, Özge doktora tezini 19. yüzyıl Istanbul mutfagi üzerine yapti ve su anda Yeditepe Üniversitesi Gastronomi Bölümü'nde ögretim görevlisi. Sharon ise 2002 yilindan beri Istanbul'da yasayan bir diyetisyen, beslenme uzmani. Sharon ve Özge bir süredir İstanbul Yemek Atölyesi'nde yemek dersleri veriyorlar. Daha önce burada bahsetmistim kurslarindan. Atölyenin linkini vereyim dedim ancak internetten aradigimda karsima çikmadi. Arsivlerimde vardir mutlaka ancak su an arastiracak zamanim yok. Neyse, dönüste -abbas yolcu durumlari söz konusu- bu kitaptan size ayrintili olarak bahsedecegim ancak o güne kadar lütfen kitapçilarda bu degerli kitabi inceleyin ve bütçenizde bu ay açik yoksa satin alin. Özge ve Sharon'a ellerine saglik diyorum ve bundan sonraki çalismalarini heyecanla bekliyorum. (Bu arada henüz görmedim ancak Yemek ve Kültür dergisinin de yeni sayisi çikti. Bu sayida neler var çok merak ediyorum. Çiya'da epeydir yemek yemediyseniz belki de simdi tam zamanidir. Hem yeni sayiyi da satin alabilirsiniz. Ben öyle yapacagim dogrusu!)

15 Kasım 2006

Patates ye ye ye...


Sevgili arkadasim Nimet Özata'nin yillarin birikimini aktardigi kitabi çikti. O eczaciligiyla yetinmeyip yillardir bitkileri arastiran, bu konuda yazilar yazip egitim veren biri. Isini de çok ciddiye alan, en dogru bilgiyi vermek için çirpinan. Fitoterapi ve Aromaterapi kitabinin çikisi eminim konuyla ilgili tüm dostlarimizi mutlu edecektir. Nimet'in önümüzdeki günlerde konusmasi ve imza günleri olacak. Bu konudaki mesaji söyle:
"Uzun bir aradan sonra sizlerle yeniden bulusuyorum. 16-19 kasim tarihleri arasinda, Askeri Müze Harbiye Kültür sitesinde yapilacak NATUREL 2006 festivali çerçevesinde, 17 Kasim Cuma günü, 13.00-14.00 arasinda, "Ana Hatlariyla Fitoterapi ve
Aromaterapi" konulu bir seminer verecegim. Ayni gün, 14.00-15.00 saatleri arasinda, kitabimi sizler icin imzalayacagim. Cumartesi günü de saat: 16.00 da kitabimi imzalayacagim. Ayrica Pazar günü Aritan Yayinevi standinda beni arayabilirsiniz. O gün belirtilecek bir saatte kitabimi imzalamaya devam edecegim."
Istanbul'da olan ve Naturel Festivali'ne gidecek arkadaslarimizin onu yalniz birakmayacagina eminim. Kutlarim Nimet'cigim. Kitabin da senin de yolunuz açik olsun. Çok güzel dostluklara vesile olsun bu kitap!