
31 Aralık 2010
Yeni başlangıçlara

30 Aralık 2010
Gıdanın yoksulluğu

Yazının devamı için:
http://bugday.org/article.php?ID=4297
28 Aralık 2010
En sevdiğim tatlı

Sevgili İstanbullular ve İstanbul'u mesken edinmişler, İstanbul'unuz sizin olsun. Ben memnunum İstanbul'a uzaktan bakmaktan. Gözünü sevdiğim Antalya'nın günlük güneşlik, ılık kış havasıyla buluşunca İstanbul'un ifil ifil yağan yağmuru ve gri havasından sonra, oh dedim, oh, dünya varmış.
Gelelim en sevdiğim tatlıya. Fotoğraf yeterince açıklayıcı ya içinde gizli bir inci var her bir incirin: Badem! Susam taneleri biz buradayız diyorlar zaten, onları ayrıca konuşmaya gerek yok. Ayfer'ciğim sağolsun Bodrum'dan gelme kavruk incirlerden koydu çıkınıma, ben de bir kez daha anımsadım bu buluşmadan ne çok zevk aldığımı. Sevgili Elif anamı da anıyorum her susamlı, bademli incir yiyişimde. Ben ilk onun güzel elleriyle yaptıklarını yemiştim çünkü, 13 sene önce. Ah nereden bulacağım diye dertlenmeyin. Kuru inciriniz, susam ve bademiniz varsa evde kendiniz de yapabilirsiniz. İncirleri ortadan açın, susama banın her iki tarafını da, ortalarına birer badem koyup kapatın ve fırınlayın. Normal ısıda olabilir fırınınız, kek pişirir gibi. Üzerleri hafifçe kızaracak. Fırından çıkarıp soğumaya bırakın ve cam bir kavanozda saklayın incirlerinizi. Bu lezizelerle birlikteyken yolculuğun nasıl geçtiğini anlamadım. Şimdi de diyorum ki: "insanoğlu kuş misali". Bir bakmışsın varmışsın yuvana, yol yorgunluğu çayını demlemiş, ayaklarını uzatmış ve dostlara sıcacık bir merhaba demişsin. Oh, dünya varmış!
21 Aralık 2010
Buda huzuru

Bu yazıya "Buda huzuru" başlığını vermemin nedeni yeni yıl dileğim. Ben bu yıl için hepinize Buda huzuru diliyorum. Biraz önce ekmeğimi yoğururken huzurun insan hayatındaki önemini düşünüyordum. İnsan ancak hayatı yolundaysa, sağlığı, ağzının tadı, sofrasının bereketi yerindeyse huzurlu olurmuş gibi geliyor. Yanılıyorsam söyleyin. Huzuru düşününce de aklıma ilk Buda geldi. Onun huzurlu ve dingin duruşu çok uygun düşecekti bu konuya. Ben de bu fotoğrafı seçtim. Önümüzdeki günlerde blog yazısı yayınlama şansım olmayabilir. Bu yüzden iki program duyurusu yapacağım. Vakti olan, arzu eden izleyebilir diyerek.
23 Aralık 2010 Perşembe günü 09:45-11:45 saatleri arasında Show TV'de, Deryalı Günler programının konuğu olacağım. Show TV'nin internet sitesinden programı canlı olarak izlemeniz mümkün. Programda Yerelmalı Humus, Körili, Balkabaklı Mercimek Çorbası ve Pancarlı Rokalı Bulgur Salatası yapacağım.
27 Aralık 2010 Pazartesi ise 11:45-13:00 saatleri arasında TRT1'de yayınlanan Arife Tarif programında programın çok sevimli aşçısı Ceyda ile birlikte otlu tarifler yapacağız. Yine o program da (televizyondan izleyemeyenler için) TRT'nin web sitesinden izlenebilir.
15 Aralık 2010
Bolluk

(Not: Bu bolluk meselesi Antalya'da pazardan pazara da değişebiliyor. Bugün gittiğim çarşamba pazarı biraz daha farklı. Aynı paraya aynı miktarda ürün alamıyor insan ama ne yapalım, sütçüm, otçum, yumurtacım Gürcehan öteki pazara gelmiyor. Bana da yürüyüş bahanesi işte!)
13 Aralık 2010
Hani turbu sormuştum, nasıl bilirsiniz diye

Not: Biraz önce rahmetli Tuğrul Şavkay'ın hazırladığı Halk Mutfağımız ciltlerini karıştırırken tahinli turp salatasının tarifini buldum. Nereye has olduğu yazılmamış. Tahin su, limon suyu, tuz ve sarımsakla karıştırılarak turba dökülüyor. Zeytinyağında pul biber kızdırılıyor ve salatanın üzerine dökülüyor. Herhalde güzel oluyordur ama ağır olacağı da kesin. Hani merak eden olursa diye yazayım dedim.
11 Aralık 2010
Portekiz demek balık demek

(Metro-Gastro dergisinin eski sayılarının PDF dosyalarını görmek için:
http://www.metro-tr.com/servlet/PB/menu/1094490_l8/index.html)
09 Aralık 2010
Ne çok malzeme var, ne çok

07 Aralık 2010
Kuru meyveli şifa bombası

05 Aralık 2010
Tahıl ve baklagil kursu
Bu hafta cumartesi günü (18 Aralık 2010), tahıl, baklagil ve kış sebzelerini birlikte işleyeceğiz. Yani aşağıdaki konulara ilaveten mevsimin muhteşem sebzelerini de tanıyacak, onlardan farklı şekillerde yararlanma yollarını öğreneceğiz. Avokado, yerelması, kereviz, turp, göleviz, dikenli kabak, pırasa, pazı, pancar... Bu mevsime has ne gelirse aklınıza. (Bilgi ve başvuru için: mutfaktazen at gmail.com)
*
Neden tahıl ve baklagiller için kurs düzenliyorsun diyecek olabilirsiniz. Haklısınız da. Artık mutfağımızda onlara eskisi kadar yer vermiyor, biraz üvey evlat muamelesi yapıyoruz. Önemlerini de biraz küçümsüyoruz sanırım. Neden? Çünkü kışın da yaz sebzelerini bulabiliyoruz ve seçeneklerimizin sonsuz olduğunu düşünüyoruz. Oysa şimdi kış mevsiminde ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi bize en iyi kışa uygun besinler verebilir. Kışın yetişen muhteşem sebze ve meyveleri de kullanmalı elbet ya tahıl ve baklagillerden de sıklıkla yararlanmalı. Biz bu kursta tam tahıllarla hazırlanan alternatif kahvaltılıklar, farklı ve besleyici pilavlar, tahıl ve baklagil ilaveli salatalar, yemekler yapmayı öğreneceğiz. Filizlendirilmiş tahıl ve baklagillerin öneminden bahsedecek, nasıl yapıldıklarını öğrenecek ve onları farklı şekillerde değerlendireceğiz. Fasulyeler, mercimekler, buğdaydan yulafa, arpadan çavdara tahıl grubunun besin değeri yüksek şifalı üyeleri çeşitli hallerde (!?) sizlerle daha yakın dostluklar kuracakları anın heyecanıyla bekliyorlar. Kursumuz 8 Aralık 2010 Çarşamba ve 11 Aralık 2010 Cumartesi günü 10:00-14:00 saatleri arasında gerçekleşecek. (Cumartesi günü de çalışıyor veya pazar bana daha uygun diyorsanız lütfen bildirin). Yer Antalya, bizim evin mutfağı. Önce tahıl ve baklagiller hakkında sohbet edecek, bilgilerimizi tazeleyeceğiz, çaylarımızı içip çerezlerimizi yiyecek, sonra birlikte pişirip pişirdiklerimizi tadacağız. Ayrıntılı bilgi almak veya soru yöneltmek için bana mutfaktazen at gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. (Kursun düzenlenebilmesi için minimum 4 kişi gerekiyor. Yeterli katılım olmaması durumunda üzülerek o günkü kursumuzu iptal edeceğim.)
*
Neden tahıl ve baklagiller için kurs düzenliyorsun diyecek olabilirsiniz. Haklısınız da. Artık mutfağımızda onlara eskisi kadar yer vermiyor, biraz üvey evlat muamelesi yapıyoruz. Önemlerini de biraz küçümsüyoruz sanırım. Neden? Çünkü kışın da yaz sebzelerini bulabiliyoruz ve seçeneklerimizin sonsuz olduğunu düşünüyoruz. Oysa şimdi kış mevsiminde ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi bize en iyi kışa uygun besinler verebilir. Kışın yetişen muhteşem sebze ve meyveleri de kullanmalı elbet ya tahıl ve baklagillerden de sıklıkla yararlanmalı. Biz bu kursta tam tahıllarla hazırlanan alternatif kahvaltılıklar, farklı ve besleyici pilavlar, tahıl ve baklagil ilaveli salatalar, yemekler yapmayı öğreneceğiz. Filizlendirilmiş tahıl ve baklagillerin öneminden bahsedecek, nasıl yapıldıklarını öğrenecek ve onları farklı şekillerde değerlendireceğiz. Fasulyeler, mercimekler, buğdaydan yulafa, arpadan çavdara tahıl grubunun besin değeri yüksek şifalı üyeleri çeşitli hallerde (!?) sizlerle daha yakın dostluklar kuracakları anın heyecanıyla bekliyorlar. Kursumuz 8 Aralık 2010 Çarşamba ve 11 Aralık 2010 Cumartesi günü 10:00-14:00 saatleri arasında gerçekleşecek. (Cumartesi günü de çalışıyor veya pazar bana daha uygun diyorsanız lütfen bildirin). Yer Antalya, bizim evin mutfağı. Önce tahıl ve baklagiller hakkında sohbet edecek, bilgilerimizi tazeleyeceğiz, çaylarımızı içip çerezlerimizi yiyecek, sonra birlikte pişirip pişirdiklerimizi tadacağız. Ayrıntılı bilgi almak veya soru yöneltmek için bana mutfaktazen at gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. (Kursun düzenlenebilmesi için minimum 4 kişi gerekiyor. Yeterli katılım olmaması durumunda üzülerek o günkü kursumuzu iptal edeceğim.)
03 Aralık 2010
Nergis meditasyonu

*
Mutfakta Zen'de yer alan bazı eski nergis yazı ve fotoğrafları için:
http://mutfaktazen.blogspot.com/2010/02/mutfakta_19.html
http://mutfaktazen.blogspot.com/2007/12/ite-asl-bayram.html
http://mutfaktazen.blogspot.com/2008/11/yine-geldi-o-mevsim.html
http://mutfaktazen.blogspot.com/2009/01/gnn-duas.html
01 Aralık 2010
Bazen en lezzetli yiyecekler...

29 Kasım 2010
Antalya'da yemek kursu
İlk yemek kursumu 1998 yılında Victor Ananias'la birlikte Bodrum'da, o dönem gönüllü aşçılık yaptığım Buğday Restoran'da vermiştim. Güzel dostlarla keyifli anlar yaşamıştık. Ardından 2000 yılında, İzmir'de, sevgili dostum Figen'in davetiyle Alsancak'taki doğal ürün dükkanında bir kurs verdim. Adına Mutfakta Zen dedim bu kursun. Niyetim sadece yemek tarifi vermek değildi. Ne yediğimizin, ne içtiğimizin farkında olalım derdindeydim. Bedenlerimiz ne istiyor, elimizde ne malzeme var, içinde bulunduğumuz mevsimde nasıl beslenmeliyiz, sağlıklı bir yaşam için neleri doğru yapmalıyız... Bunları konuşalım istiyordum. Sonra aynı kursu Ankara'da düzenledim. İşte o kurs 3. kitabım Mutfakta Zen'e ilham verdi. En sevdiğim kitaplarımdan biri ortaya çıktı böylece. 2003 yılında, İstanbul'da, o dönem yaşadığım evin mutfağında kurslar vermeye başladım. Her birinin ayrı bir teması vardı: Kadınların Dostu Soya, Mevsim Sebzeleri, Yabani Otlar, Tahıl ve Baklagiller, Doğal Tatlandırıcılarla Sağlıklı Tatlılar başlıkları altında düzenlediğim kurslara pek çok güzel insan geldi. Birbirimizi tanıdık; bol sohbet ettik; yemekler, tatlılar pişirdik; yeni lezzetlerle tanıştık; işimiz bitince de masanın etrafına geçip pişirdiklerimizi hep birlikte yedik. Hatta bir kursumuz NTV ekibi tarafından kaydedildi, çekimden sonra onları da soframıza davet ettik. (Kazdağı'nda, Zeytinbağı Otel'deki kursumu ise sevgili Cengiz çekmişti. O dönem CNN Türk'te pek çok kez yayınlandı bu program.) İşte şimdi de Antalya'da kurs verme vakti. Yine evde, yine kendi mutfağımda. En fazla 10 kişinin katılımına açık olacak bu kurslarda önce çayımızı içip sağlıklı çerezlerimizi atıştıracak, birbirimizi tanıyıp o günkü kurs konusu hakkında sohbet edeceğiz. Ardından mutfağa geçecek, menümüzdeki tarifleri pişireceğiz. Sonra da hep birlikte yiyeceğiz, afiyetle. Kurs bitiminde katılanlara e-posta ile kurs notlarını ve kursta yaptığımız tariflerin yanı sıra ek tarifler de göndereceğim. Şu anda saptadığım kurs tarih ve temalarını aşağıda veriyorum. Yeterli katılım olması durumunda çarşamba ve cumartesi günleri olacak kurslar. İkisinden birine katılmak mümkün. Kurslar 4 saat sürecek. Kim ev hanımıdır, kim çalışıyor bilemediğim için bir haftaiçi, bir de haftasonu günü saptadım. Zaman içinde taşlar yerine oturacaktır elbet. Kurslarla ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen mutfaktazen@gmail.com adresine yazın. Sorularınıza memnuniyetle yanıt veririm.
İşte iki aylık kurs programı:
1 Aralık 2010 Çarşamba veya 4 Aralık 2010 Cumartesi
Mevsim Sebzeleri (Tanımadığınız sebzeleri tanıyacak, tanıdıklarınızla bambaşka tatlarda buluşacaksınız)
8 Aralık 2010 Çarşamba veya 11 Aralık 2010 Cumartesi
Baklagiller ve Tahıllar
15 Aralık 2010 Çarşamba veya 18 Aralık 2010 Cumartesi
Doğal Tatlandırıcılarla Sağlıklı Tatlılar
5 Ocak 2011 Çarşamba veya 8 Ocak 2011 Cumartesi
Kadınların Dostu: Soya
12 Ocak 2011 Çarşamba veya 15 Ocak 2011 Cumartesi
Sağlıklı Anadolu Mutfağı
19 Ocak 2011 Çarşamba veya 22 Ocak 2011 Cumartesi
Yabani Otlar, Yararları, Yemekleri
26 Ocak 2011 Çarşamba veya 29 Ocak 2011 Cumartesi
Ekmekler ve Sağlıklı Atıştırmalıklar
2 Şubat 2011 Çarşamba veya 5 Şubat 2011 Cumartesi
Geleneksel Antalya Mutfağından Örnekler
İşte iki aylık kurs programı:
1 Aralık 2010 Çarşamba veya 4 Aralık 2010 Cumartesi
Mevsim Sebzeleri (Tanımadığınız sebzeleri tanıyacak, tanıdıklarınızla bambaşka tatlarda buluşacaksınız)
8 Aralık 2010 Çarşamba veya 11 Aralık 2010 Cumartesi
Baklagiller ve Tahıllar
15 Aralık 2010 Çarşamba veya 18 Aralık 2010 Cumartesi
Doğal Tatlandırıcılarla Sağlıklı Tatlılar
5 Ocak 2011 Çarşamba veya 8 Ocak 2011 Cumartesi
Kadınların Dostu: Soya
12 Ocak 2011 Çarşamba veya 15 Ocak 2011 Cumartesi
Sağlıklı Anadolu Mutfağı
19 Ocak 2011 Çarşamba veya 22 Ocak 2011 Cumartesi
Yabani Otlar, Yararları, Yemekleri
26 Ocak 2011 Çarşamba veya 29 Ocak 2011 Cumartesi
Ekmekler ve Sağlıklı Atıştırmalıklar
2 Şubat 2011 Çarşamba veya 5 Şubat 2011 Cumartesi
Geleneksel Antalya Mutfağından Örnekler
27 Kasım 2010
Sebze çorbaları

25 Kasım 2010
Diyetteyiz diye tatlı yemeyecek miyiz?

23 Kasım 2010
Bakla ile ilgili yardım ricası
*** İki gündür yardım ricama yanıt veren, annesinden, ninesinden, kayınvalidesinden öğrendiği tarifleri paylaşan tüm dostlara sonsuz teşekkürler. Atalarımız boşuna bir elin nesi var, iki elin sesi var dememişler. Bana yepyeni kapılar, pencereler açtınız, ne desem az! ***
Sevgili dostlar, sizden bir ricam var. Bakla ile ilgili bir yazı hazırlayacağım. Yörenizden bildiğiniz, duyduğunuz farklı tarifler var mıdır baklayla yapılan? Tazesi, kurusu, içlisi, içsizi... Hatta baklayla ilgili gelenekleri de araştırıyorum. Sözler, deyimler... Eğer özel günlerde yapılıyorsa bu tarifler (düğün, bayram, kutlama vs) onu da söyleyin ne olur. Varsa bir bilginiz ve paylaşırsanız çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkürler. (Bilgiler size referansla yayınlanacak tabii.)
Sevgili dostlar, sizden bir ricam var. Bakla ile ilgili bir yazı hazırlayacağım. Yörenizden bildiğiniz, duyduğunuz farklı tarifler var mıdır baklayla yapılan? Tazesi, kurusu, içlisi, içsizi... Hatta baklayla ilgili gelenekleri de araştırıyorum. Sözler, deyimler... Eğer özel günlerde yapılıyorsa bu tarifler (düğün, bayram, kutlama vs) onu da söyleyin ne olur. Varsa bir bilginiz ve paylaşırsanız çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkürler. (Bilgiler size referansla yayınlanacak tabii.)
22 Kasım 2010
Kerevizin ayvalısı

12 Kasım 2010
Bayram öncesi son hafif tarif

10 Kasım 2010
Derler ki mercimek...

08 Kasım 2010
Söyle bana balkabağı

06 Kasım 2010
Buket Uzuner'le Edebi Yürüyüş Turu
Bu sefer de hafiflemek için yürüyelim dostlar. Edebiyatı, yürüyüşü ve Buket Uzuner'i seviyorsanız işte size kaçırılmayacak bir fırsat. 7 Kasım 2010 pazar günü (yani yarın) Kadıkoy-Moda'da iki romanının geçtiği ve yazıldığı mekanları gezdirecek Buket Uzuner. Tur 12:30'da Kadıkoy İskele'de başlayacak.
Ayrıntılı bilgi için:
www.antoninaturizm.com
(Sanırım program bayram sonrasına ertelenmiş, Aslı söylemiş, acentenin internet sitesinde bilgi bulamadım. İlgilenenlere duyurulur.)
Ayrıntılı bilgi için:
www.antoninaturizm.com
(Sanırım program bayram sonrasına ertelenmiş, Aslı söylemiş, acentenin internet sitesinde bilgi bulamadım. İlgilenenlere duyurulur.)
04 Kasım 2010
Hafifleten tariflere devam

03 Kasım 2010
02 Kasım 2010
Salatana bir ufak pancar ekle!

(Not: Fotoğraftaki pancarları iki yıl önce New York'taki pazarlardan birinde çekmiştim. "Golden beet" dedikleri cinsten, yani bizdekiler gibi yoğun mor renkte değiller.)
01 Kasım 2010
Hafifleten bir sonbahar yemeği

Meme kanserine karşı
Geçen hafta bir yorum aldım. Meme sağlığı ile ilgili bir projenin tanıtımı için gelmişti. "Hikayeni Gönder Harekete Geç" kampanyası Ekim ayında başlamış. Meme kanseri tedavisi gören veya ailesinden meme kanseri yaşayan biri olan kişilerden hikayelerini göndermelerini istiyorlar. Haftasonu dinlediğim bir programda konuk doktor Türkiye'de her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanma olasılığı olduğunu anlatıyordu. Bu çok yüksek bir rakam ve hepimiz risk taşıyoruz. Ve hepimiz biliyoruz ki erken teşhis hayat kurtarıyor. Dilerim ki hiç bir kadın bu hastalıkla karşılaşmasın, karşılaşsa bile erken teşhisle daha kolay, daha rahat bir tedavi ile sağlığına kavuşsun. Lütfen sizler de kampanya sitesini ziyaret edip bilgilenin:
http://www.europadonnaturkiye.org/hikayenigonder/
http://www.europadonnaturkiye.org/hikayenigonder/
29 Ekim 2010
Sevgili Binnur'un imza günü
Blog komşumuz Binnur Akhun Önen'i Taze Ekmekler Sıcak Öyküler adlı kitabı ve harika ekmek tarifleri paylaştığı sitesiyle tanıyoruz. Dün bir haber aldım. Binnur'un ikinci kitabı piyasaya çıkmış ve yarın da TÜYAP Kitap Fuarı'nda imza günü varmış. Bu bilgiyi sizinle paylaşmak istedim. Kitap henüz elime geçmedi ancak okumak için sabırsızlıkla bekliyorum. Kitabın adı İtalyan Aşkı. Kitap, 1800'lerde İzmir'e gelen bir Levanten aile ve ailenin mutfağı hakkında. Binnur kitabı ailenin gelini Zeynep Braggiotti ile birlikte hazırlamış. Yemek tarifleri Zeynep'ten, İtalyan ekmekleri ise Binnur'dan. İmza günü 30 Ekim 2010 günü saat 14:00'te, İnkılap Yayınevi standında. Bol şans sevgili Binnur ve Zeynep!
27 Ekim 2010
Ispanaklı yumurta nasıl hayat kurtardı?

23 Ekim 2010
Kendi kendine kitap bastırmak ve kabak

20 Ekim 2010
Siyah pirinç ve turpotu

14 Ekim 2010
Seramik

09 Ekim 2010
Mantar parfümü ya da parfümlü mantarlar

30 Eylül 2010
İşte benim yemek anlayışım

27 Eylül 2010
Bir mutluluk anı

19 Eylül 2010
Palamut mevsimi

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=1018575&Date=19.09.2010&CategoryID=41
15 Eylül 2010
Doğa sevgisi

11 Eylül 2010
Yıllar öncesinden bir anı

05 Eylül 2010
Güle güle güzel melek

cennete uçarken
de melektin.
Bu dünyada
rahat edemedin
ama gittiğin yerde
rahat uyu
minik kuş.
Anneciğin
"Nehir'im akıyor,"
demiş.
Güzelliklere ak minik Nehir.
04 Eylül 2010
Sonbahar ve tarhana seferberliği

El emeğinden bahsetmişken, bugün bir sevgili arkadaşımın, Mine'ciğimin ricası var, çok sevdiği bir dostunun emekli olduktan sonra evde yemek yapıp satmaya başladığını söylemiş Mine ve tanıtır mısın demiş. Ben de seve seve dedim. İşte Tina hanımın blog adresi. Belki özel günlerde veya vakit bulamadığınızda evinizde pişmiş gibi güvenle misafirlerinize sunacağınız yemekler sipariş etmek istersiniz kendisinden:
http://www.evdeyemekyapiyorum-tina.blogspot.com/
30 Ağustos 2010
Bir tencerede iki yemek

26 Ağustos 2010
Ve salça zamanı

24 Ağustos 2010
Yeniden tarhana

*
Ve yeniden tarhana. Bu fotoğraf geçen senekinin son hali. Sevgili Münevver'ciğim sağolsun, annesi ve ablasını anarak onların tarhana tarifini uygulamıştım. Öyle güzel olmuştu ki, afiyetle yemiştik. Hatta azar azar tattırdığım arkadaşlarım da çok beğendiklerini, pişirmeden kaşık kaşık yenebileceğini söylemişlerdi. Bu yıl da artık zamanı geldi deyip dün pazardan malzemeleri aldım ve Münevver'i arayıp (bilgisayarım hastanede olunca bilgilere de ulaşamaz oldum tabii) ondan malzeme listesini istedim, yine koca tencereye domates, soğan, biber ve nohutları (haşlanmış) koydum. Yoğurdumu süzülmeye bıraktım. Unumu (üçte biri kavılca unu), mayamı, tuzumu hazır ettim. Leğenimi yıkadım, üzerine örteceğim çarşafı suya bastırıp deterjan kokusunun gitmesini bekledim. (Ben ne kadar rahatsız olursam annem de o kadar sever deterjan ve yumuşatıcı kokularını!) Malzemeler pişti iyice, suyunun çoğunu çekti. Ateşten alıp el blenderinden geçirip püre haline getirdim. Birazcık soğuttum ama sabrım yoktu herhalde iyice soğumasını bekleyemedim. Un nasılsa sıcaklığını alır dedim ya hata ettim, bile bile. Hepsini karıştırıp güzelce yoğurdum. Üzerini kapattım. Akşam kabarmıştı kabarmasına ya geçen yılki gibi delice bir kabarma değildi. Sabah kalktığımda da çoğu sönmüştü. Paniğe kapıldım. Münevver'i aradım, böyle böyle, hata ettim acaba bugün çok az unla maya mı eklesem diye. O da emin değildi doğru yolun ne olacağından ancak ona da mantıklı geldi bu fikir. On gramlık bir kuru maya paketini (instant maya) az unla karıştırıp serpeledim, yeniden yoğurdum. Bakalım kurtarabilecek miyim? Sevgili tarhana ustaları, sizin başınıza böyle bir şey geldi mi? Geldiyseniz ne yaptınız? Acaba gereksiz yere mi panik yaptım?
(Bu geçen yılki tarhana yazımın linki. Gün gün aşamalarını fotoğraflamış, burada paylaşmıştım:
http://mutfaktazen.blogspot.com/2009/08/tarhana-yapm-1-gun.html)
19 Ağustos 2010
Malzeme listesini görünce anlayacaksınız

16 Ağustos 2010
Ada demek ne çok şey demek

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)