27 Eylül 2010
Bir mutluluk anı
Bazı yerler vardır, kapısından içeri adım atar atmaz sizi kendine çeker. Hatta bağlar. Büyülenirsiniz. Yüreğiniz kabarır sevinçten. Nedenini bilemezsiniz. Oysa basit bir bahçedir karşınızdaki. Belki güneş ışıklarının oynaşması, belki yerlere değen salkım söğüdün salınımı, belki küçük pırıltılar... Bir şeyler duyularınızı harekete geçirmiş ve siz orada geçireceğiniz üç beş dakikanın sizi çok mutlu edeceğine baştan karar vermişsinizdir. Mutluluk... Mutluluk... Mutluluk. Hep aranılan şey. Bugünlerde daha mı çok düşünüyorum ne. Belki şu anda okuduğum kitabın etkisidir: The Geography of Bliss. Bir gazetecinin mutluluğu aramasının hikayesi. Moda terimle bir "kişisel gelişim" kitabı değil bu. Bir gazetecinin mutluluk nerede sorusunun peşine düşüş hikayesi daha çok. Hollanda'da, hayatını mutluluk bilimine adamış bir sosyologla görüşerek başlayan kitap yazarını istatistiklere göre en mutlu insanların (tabii istatistikler görecelidir) yaşadığı İsviçre'ye, ardından mutluluğun bir devlet politikasi olduğu Butan'a götürür. Yolculuk başka ülkelerde de devam eder. Sonsuz mutluluk diye bir şey olmadığının farkındayım ancak zaten onun peşinde değilim diye düşünürüm hep. Küçük, anlık mutluluklar, şu karenin çekildiği andaki gibi, yetmez mi insana?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
12 yorum:
bazen durup dururken mutlu oluverir insan yani bunun için bir yerlere gitmeye ne gerek var diyesim geliyor içine bakmak yeterli
ya da sonbahar renklerine dalıp gitmeli içe doğan umutları yeşerterek
fotoyu çok sevdim bu arada
sevgiler...
İnsan için değerli olan hep geçici sahip olunan ve ender bulunan şeylerdir tıpkı mutluluk gibi. Ancak mutluluk öyle birşey ki abartıda değil de daha çok detayda gizli, zorlama ile değil de kendiliğinden olan bir his. Mutluluk paylaşıldıkça çoğalır diye bir söz vardır, mutluluğu paylaştığınız için teşekkürler.
Hani demiştin ya mutluluk ocakta közlenen patlıcan kokusunda diye, saklı duruyor bazen, bulup çıkarabilene...
Zihnimizde yer eden; çağrışımlarla yüklü güzel bir kare... İnsan ruhunun sıcaklığını ruhlara yayan incelikli paylaşımlar... Çoğu zaman ezgileri ruhumuzu kanatlandıran bir müzik... Ama -Butan veya her neresi olursa- tekdüzelikten bunalmış ruhlarımıza farklı deneyimleri yaşayabilme fırsatlarını sunduğu için değerli değil mi zaten?
kitap cok ilginc, mutlulugun fotografi bu olabilir.
Sevgili Tijencim;
Ufak mutluluklarla yetiniyorsak ve gerçekten baktığımızı görüyorsak ne
mutlu bizlere öpüyorum.
bir Butan'da televizyon yasakmis eskiden mutluluklarinin sebebi bu olmasin:)
Nerede o "halkın" mutluluğunun devlet politikası olduğu ülke...oraya gitmek istiyorum...
Ben sadece yönetenlerin mutlu olduğu bir ülke biliyorum....
Her şey onlarda saklı aslında. küçük mutluluklarda... onları görmeyi bilen bir insan, hepsini üst üste getire getire ister istemez büyük bir mutluluk yaratıyor aslında kendinde. kitap çok ilgimi çekti. bunu keşfetmek bile bir küçük mutluluk değil mi:)
mutluluk..
bu güzel yazıyı okuduğum an..
ve resmin içimi ısıtması.. sonbaharı sevdiğimi düşünmem..
yaklaşan doğum günüm..
Resme bayıldım. Mutluluk isimli bir kitaba ne güzel kapak olurdu. Ve tabii ki yazınız, her zaman ki gibi çok güzel ...
Anlamı çözdüysek küçük mutluluklarda yeter haklısınız.
Yorum Gönder