22 Ağustos 2009

Tarhana yapımı: 6. gün

Günler akıp geçiyor. Mevsim dönmeye başladı bile. Bizim pazar bir renklendi, bir güzelleşti ki sormayın. Herşeyi alasım geliyor. Galiba alıyorum da, dayanamıyorum. Şimdi mesela, bir posta daha üzüm güneşe serildi, domateslerle biberlerin yarısı (ikişer kilo galiba) birleşti, tencerede kaynıyor. Sonra el blenderiyle ezilecek ve güneşe yatacak. (Siz bu yazıyı okuyana kadar güneşlenmeye başladı bile!) Geri kalanın çoğu fırında pişecek, kendi çapında bir salçaya dönüşecek. Bir kaç tanesi sebzeli biber dolması için ayrıldı. Sebzeleri pişirilecek tencere boşaldı mı. Tarhanam artık güzel kokmaya başladı. O ekşi kokusu geçti. Bugün yarısını koyacağım tepsiye, fotoğrafını da çekeceğim afili, koyacağım buraya. Ona sıra gelmedi ki bir türlü. Yoğurup kaldırdım istemeden. Bu sabah mutfakta biberlerle uğraşırken ne düşündüm biliyor musunuz, sonraki mevsimler için yaptığımız tüm hazırlıklar insanın yaşama umuduyla ilgili. Yaşamın devam edeceğine inançla, niyetle kaynatıyoruz salçaları. Turşular kuruyor, reçel yapıyor, meyve/sebze/ot kurutuyoruz... Ne çok şey saklıyoruz sonraki mevsimlere. Biz bu sene kayısıları kuruttuk baştan, bolca nane ekledik kuruluklara, sırada bir sıra acı biber var, sonradan toz haline getirilecek, eh tabii domatesler kuruyup duruyor (ona biraz mola verdim, evde tepsi kalmadı çünkü), belki biraz da mürdüm eriği kuruturum gitmeden. Tarhana malum, bu serinin başrol oyuncusu. Salça olacak. Biraz da Yelda'nın usulüyle "kışlık biber ziyafeti" hazırlarım diyorum. Pek güzel görünüyor çünkü. (Bir farkla, ayçiçeği yağıyla aram olmadığı için zeytinyağıyla yapacağım. Dayanamam biliyorum, sarımsağını da bolca koyarım.) Siz neler yapıyorsunuz bu sene? (Biliyorum Figen'ciğim 60 kilo domatesini aldı, işlemeye başladı (hatta belki bitirdi) bile. Başka el kaldıran?)

16 yorum:

karadenizsofrasi-Balıkesir dedi ki...

Günaydın komşum,Bu ne hamaratlık ,maaşallah,domatesler,biberler,ellerine sağlık.
Herkes bir şeyler yapar kışa turşu,tarhana,erişte,salça ama eskisi gibi yapanda yok yiyende,annelerimizin o bereketli ellerinden ne çok şey çıkardı.Küplere turşu kurulurdu bütün kış çeşit çeşit yenirdi,Annemin yaptığı patlıcan turşusunun tadına doyamazdım,içine maydanoz biber karışımı koyardı çok hoş olurdu.çocuklar seviyor diye geçen hafta cuma pazarından aldığım kornişonları turşu yaptım küçük bir kavanoz,yenmeyede başladı çerez gibi.
tarhanada kabarıp duruyor bakalım ne zaman öfkesi dinecek.elbet kurutup ufalayıp içeceğiz çorbaları afiyetle,seninki çeşnili olmuştur,değişik tadlar kattın içine.
Eh işte eskilerde olduğu gibi olmasada yaptık yine bir şeyler kışa girmeden.
her şeyin sağlıkla tüketilmesi dileklerimle.

funda dedi ki...

halam benim için tatlı tarhana ve turşu yapıyor kendi yetiştirdiği ürünlerden... bak bir de tatlı tarhana diye bişey var, bunu duymuşmuydun, o bir günde yapılıyor hiç bekletmeden hazırlanıyor..

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Yelda'nın biberleri için teşekkürler.
Tarhana ince ince takibimde, ben biraz geç kaldım galiba henüz girişemedim Tijenciğim.
Ne yapayım yapamazsam biraz verirsin sanırım.
Sevgiler...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

şimdi yorumunu aldım daha okumadan hemen yazıyorum, teşekkür ederim. Şu anda senin sayfanda okuymadıklarımı okuyorum.
Çok zevk alıyorum ben bu sayfadan. Beni geçmişe götürüyor. Mutfakta yemek yaparken de aynı zevki alıyorum. Mücadele değil yemek yapmak benim için sanki dinleniyorum, aynı sayfan gibi.
Sanırım mutfakda zen bunun bir örneği.
Sevgiler...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Tijen'cim
Ben hep ağustos ortasında başlardım, halısıngeç değil ama sanırım 10 gün daha yapamıyacağım.
Bu ara fizik tedavisi görüyorum çok eğrilip doğrulamıyorum.
Ancak domates ve sebze ürününü hallettim.
Ama haklısın eylülde bile olur.
Bu sefer bize öğretileni değilde senin yaptığın gibi yapmak istiyorum.
Sebzeliyide bekliyorum, torunlar için çok iyi olur.
Of off bu yaşda zor işler ama yapmadan da duramıyorum.
Sevgiler canım, işinin arasında meşgul ettim seni.
Yanaklarından öperim...

PAPATYA PRENSES dedi ki...

Domatesleri buzluğa attık, bi tek domates sos kaldı yapılcak.

biberler közlendi,vişneler temizlenip donduruldu.

dün gece de baktım mürdüm eriğini babam epeyce almış, bi reçel kaynattım. kokusu da rengi de mis gibii..

tarhana zaten malum, teyzemle ananem yapıp verecek.

böğürtlenler ibenim yerime Leyya hatun koydu buzluğa,bahçesinden toplayıp. heyecanla bekliyorum onlardan meyvesuyu ve reçel yapacağım günü.

turşu kurmadık daha, bilmem ne zaman kurarız?

hala domates kurutmak var aklımda, nasip olur inşallah.

işte böyle, birşeyler yapıyoruz :)

herkese yaptığını ağız tadıyla yemek nasip olur inşallah..

Adsız dedi ki...

Tijen'ciğim,
Ben çeri domates ve pembe domates hazırlayıp(pembelerin kabuklarını soyup doğramak)dondurdum.Vişne reçeli yaptım.Bir de çilek marmeladı yaptım..En tembeliniz benmişim yaw...Utandım bak şimdi...
Mine Özgür

Kitchen Sweet Kitchen dedi ki...

Ramazan geçsin de bi turşu yaparım:)

pelince dedi ki...

Nerde bende o marifetli haller :) hep hazıra konuyorum.Anneannem turşu,tarhana yollar kesin.Babamda taze nane ve fesleğen alıp kurutmuş balkonunda.Annem domatesleri hazırlamış kış için.Barbunya,bezelyede yapmışlar...Ben izliyorum sadece :)
Ama çok kötü oldum okurken,allah sağlıkla yememizi nasip etsin inşallah.

Işın dedi ki...

Yemekle ilgili gelenekleri çok severim, kış hazırlıkları da buna dahil. Doğal yaşam tarzınızı çok takdir ediyor, yazılarınızı, kitaplarınızı zevkle okuyorum. Yaşama umudu ile ilgili tespitleriniz çok hoş, çok doğru. Ancak bu konuda belirtmeden geçemeyeceğim bir kaç şey var. Tarhanayı, kışa hazırlık için bir iki çeşit reçel yapmayı anlarım da kilolarca vişne, barbunya, domates dondurmak bana biraz anlamsız geliyor. Kışın yenecek sebze çeşidi aslında yazdan çok fazla. Hatta pişirmeye sıra bile gelmiyor. Geleneksel pişirme yöntemlerinde bu yemeklerin hiç birinde domates hatta salça bile kullanmak pek gerekmiyor, zeytinyağlıları limon ya da portakalla pişiriyoruz örneğin. Yine her mevsim en az 1 çeşit reçel yapmak mümkün. Ayva gibi, portakal gibi.Her şeyi mevsiminde tüketmek ve kalan zamanda biraz özlemek daha güzel gibi geliyor bana. Ben eylül gibi barbunya yemeyi bırakıyor ve hazirana kadar hiç yemiyorum. İnatla ve asla dondurmuyorum. Böylece yazın yediğim barbunya çok daha kıymetli oluyor. Kışın domates-biber yerine yeşillik, turp, vs. ile salata yapıyorum. Reçel gibi tadımlık yenmesi gereken şeyleri 10 kilo değil en fazla 1-2 kilo gibi yapıyorum,böylece gereğinden fazla şeker tüketmemiş ve sağlığımı riske atmamış oluyorum. Yolları kapanan ücra köylerde oturmadığımıza göre kış hazırlıklarını da abartmamak lazım bence. Sırf keyif için ve tadımlık
bir kaç şey yapmak yeterli gibi geliyor bana.

Özlem dedi ki...

Ben en çok enginarı donduramadan geçip gitmesine üzülüyorum, artık seneye kadar bekle dur....

Tijen dedi ki...

Sevgili Işın,
Çok haklısın, ben de senin gibi düşünüyorum. Buzluğa mevsim sebzesi koyma adetim hiç yok. Barbunyanın kurusu da çok güzel mesela. Ayrıca ben zaten kışın bol bakliyat yerim. Fasulyeyi, nohutu fazlaca haşlayıp ufak poşetlerde buzluğa atıyorum, sonradan çorbaya, salataya, sebze yemeklerine koyup besin değerini artırayım diye. Bir de kırmızı közlenmiş biber dondururum, onu da kışın kahvaltılarımıza kırmızı katmak için çözdürüp sirke, zeytinyağı, tuz ve sarımsakla karıştırıyorum gerektikçe. Hepsi bu. Reçel zaten yapmam, yemiyorum ki. İşte biraz tarhana, salça, biraz meyve, domates, nane... bunlar.

Zerrin Pasta Evi dedi ki...

Uzun süredir blogları gezemiyordum.Babamın ameliyatı ve patronumun vefatı ile günler geçti :((

Ellerine sağlık Tijen'ciğim. Ben hiç tarhana hazırlamadım. Afiyetle yemek nasip olsun.

Hayırlı Ramazanlar diliyorum.Sofralarımızdan bereket,bolluk,huzur eksik olmasın.

Sevgiler...

Meyvelitepe dedi ki...

Belli ki tarhananız çok güzel olmuş, afiyetle, mutlu sofralarda yemenizi diliyorum.

Bu hasat mevsimi beni şaşkına çevirdi, ne kadar dağıtsam da ziyan olmasına üzüleceğim pek çok ürün kalıyor elimde. En hızlı işleme konulması gerekenler malum domatesler. Pek çok başarısız denemeden sonra nihayet "Bostancık"ın ablasının tarifiyle nirvanaya erdim. Bu yıl köyde taze fasulyeleri domatesle hafifçe kavurup susuz konservelediklerini duydum. Merak bu ya bir iki kavanoz denemek istiyorum. Biz de ilk defa tarhana yapacaktık, eşimin annesi iç anadoluya özgü pişirilerek yapılan iri taneli tarhanayı öğretecekti bize, ramazan sonrası geç kalmış olmayız umarım. Barbunyanın daha tazesini bile göremedik, bahçedekileri bekliyoruz.
Siz her şeyi öyle tatlı tatlı anlatıyorsunuz ki hepsini yapmak çok zevkliymiş gibi geliyor, bu da içimdeki panik duygusunu ve mutfak kabusumu biraz olsun hafifletiyor.

Sevgiler...

Hülya dedi ki...

Bu hafta sonu evdeki dolaplar dolusu yemek dergi ve kitaplarını düzenledim.
Artık yenilerini koyacak yer olmadığından bir kısmını (atmaya gönlüm elvermiyor) verilmek üzere ayırdım.
Dergilerin birinde "kavun likörü" tarifi vardı, dolapta da yarım kavun...denedim bakalım nasıl olacak göreceğiz.

Diğer sonbahar hazırlıklarına gelince..sağolsunlar annem de kayınvalidem de benim yerime yaparlar. Reçel,domates suyu,turşu...
Ben perşembe pazardan barbunya almayı düşünüyorum.
Kışın dolapta hazır oluyor insan çalışınca hep pratik şeyler düşünüyor.

Sevgiler

Yelda Özyurt dedi ki...

canim benim tesekkur ederim, hala tarhana yapabilirmiyim, daha dogrusu kurutabilirmiyim dusunceleriyle yazina sadece goz gezdirdim, bir plan yapip(mesela annemin balkonu var aklimda, ya da firinda) detaylari okuyacaktim, iyi ki yazdin, gormemisim:) Umarim sen de begenir her yil yaparken beni de anarsin:)Sizin elinizde guzel zeytinyaglari varken kullanin tabi, lezzetine lezzet katar herhalde...

Yaptiktan sonra da yorumlarini beklerim. Sevgiler...