26 Aralık 2008

Sebze suyu

Dünkü yazıdan sonra Mevsimlerle Gelen Lezzetler'e baktım ve oradaki "sebze suyu" yazısını bulup buraya aldım. Zaten artık kendi kitaplarımdaki tariflerle diyet yapmaya karar verdim. Canım Güniz'ciğim bana kaç yıl önce, "ben senin kitaplarınla kilo veriyorum," demişti. Yanaklarından öpüyorum can arkadaşım. Ve güzel gülüşlü kadından da güzel haberler geliyor. Korkma demiş melekler ona, korkma yok bir şeyin. Sadece yaşama biraz daha farklı bakacaksın bundan sonra, hepsi bu. Nergisleri koklamaya ve o kokuları tanrısal bulmaya devam edeceksin, söz!
*
"Sebze suyunu çorbalarınızı lezzetlendirmek ve sebzelerin bol vitamin ve mineral içeren kabuk ve saplarından da faydalanabilmek için düzenli olarak hazırlamanızı öneririm. Günümüzde pek çok kişi yemeklerine lezzet vermesi için hazır et ve tavuk bulyonlarını kullanıyor. Oysa bulyonlarda sağlığa zararlı katkı maddeleri bulunuyor ve lezzet verdiğimizi zannettiğimiz bir yemeğin sağlığımıza zararlı olabileceğinin farkına varamayabiliyoruz. Diyelim ki salata yaptınız. Marulun ve taze soğanın dış yapraklarını, maydanoz ve dereotunun saplarını, havucun baş kısmını ayırın. Bir de sebze yemeği mi yaptınız? Patatesin (gerçi bu önerimden çok emin değilim. İlaçlanan sebze ve meyvelerin kabuklarını kullanmak ne kadar mantıklı bilemiyorum, belki bir bilen bu satırları okur ve bize yol gösterir) ve yer elmasının kabuğunu, kerevizin kabuğu ve saplarını, ıspanağın köklerini, lahana ve pırasanın dış yapraklarını, elma yediyseniz kabuklarını bir tencereye doldurun. Üzerini kapatacak kadar suyla doldurup kaynatın, 5-10 dakika kısık ateşte pişmeye bıraktıktan sonra ocaktan alın. Soğuduktan sonra süzüp buzdolabında 3-4 gün saklayabilirsiniz. Böylece hem sebze artıklarını kullanmış, hem de çorbalarınıza lezzet katmış olacaksınız. Bu suyu sadece çorbalarda değil pilav, makarna ve yemeklerde de kullanabilirsiniz."

18 yorum:

pelince dedi ki...

Çocukların çorbalarını aynen bu şekilde yapmalıyım,sebzenin tadını yoğun şekilde hissetmedikleri sürece sorun yok...
Makarnayı da bu şekilde lezzetlendirmek mümkün.
Aklınla çok yaşa emi.

Handan dedi ki...

meyve ve sebzelerin dış kabuklarında katkı/kalıntı olabilir; uzun süre (20 dk) sirkeli suda bekletmek çözüm olsa da ilaç kalıntıları doğal olarak kabukta varolmakta; organik ürün değilse tabii bu dediklerim normal konvansiyonel tarımla üretimden bahsediyorum. çok fazla kabuktan faydalanmamak gerekir.

yemek dedi ki...

Sebze suyu diye okuyunca neden hiç denemediğime şaşırdım. Oysa bu tür sağlıkla ilgili ayrıntılara da dikkat edrim güya.
Satılanlar kadar lezzetli olmayacaktır, tatlandırıcı vs. olmadığından ama, en azından içim rahat edecek.
Teşekkür ederim.
Hayırlı cumalar...

Tijen dedi ki...

Bilgi için teşekkürler Handan! Evet haklısın, ben de organik olmayan sebzeler konusunda hep bu endişeyi taşıyorum. En iyisi bu pazar ekolojik pazarın yolunu tutayım, almak istediğim şeyler var.

Sevgi Ackersonn dedi ki...

Haslanmis yesil otlari gorunce aklima bunlarin puresini cikartip, suyunun icinde un ya da sehriye katkisiyla, ya da yalnizca puresiyle corba yapmak geldi. Ne dersin Sevgili Tijen?

durutarifler dedi ki...

Ben sadece karnabahar haşlarsam suyuna tarhana yapıyorum. Aslında kışın hemen hergün çorba yapıldığı için süper bir fikir. Teşekkürler

Tijen dedi ki...

Olur tabii Sevgi ama o zaman otlar 2 kere pişmiş olacak. Öyle yapmak yerine onları bütün olarak çorbaya katıp sonra püreyi yapmak daha mantıklı olur bence. Ya da ayrı ayrı pişirip ateşten almadan 1-2 dk önce buluşturmak...
*
Afiyet olsun Nilay!

Adsız dedi ki...

Selam, Yine çok önemli bir konu başlığı açmışsınız.. Ne kadarda haklısınız bizler birazda kolaycılığa kaçıyoruz galiba.. Biz pilavlara ve çorbalara tatlandırıcı katmayalı yıllar oldu ve şuan o tadı asla sevmiyorum aksine pilavı doğal hali ile daha çok seviyoruz yada çorbaları..Çok istersek pilavı sebzeli ve baharatlı yapıyorum..yada dediğm gibi sade elimin altında taze tavuk suyu yoksa.. Ama şu hatırlatmanız çok iyi oldu benim açımdan kabuklar olmasada sebzelerin dış yaprakları yada köklerini bu şekilde değerlendirmek çok güzel fikir.. Çok teşekkürler her zamanki duyarlı paylaşımın için.. Sevgiler..

Unknown dedi ki...

Tijen'cim
bir türlü sana uğrayamadım.Aslında arada bir gelip bakıyorum ama yorum yazamamıştım.Kısmet bu güneymiş canım.seni dikkatle okudum.ve sebze suyu hakikaten çok mantıklı canım.ellerine sağlık.
Sevgiler

Bir Dilim Düş dedi ki...

Güzel haberlere çoook sevindim canım, bu arada dünkü yazından sonra ben de Mevsimlerle Gelen Lezzetlere baktım :)))

Sevgiler,
Evren

Adsız dedi ki...

Bu dahiyane keşfinden dolayı seni tebrik ederim Tijenciğim.Evin sebzeyle arası olmayan erkekleri için süper bir çözüm.Sağol.

Hansa dedi ki...

evet ben erzurumluyum ama istanbulda yaşıyorum çaşır olsaydı eğer resimdeki ben nerden temin edebilirim diyecektim.çok sevilir bizde...

Hansa dedi ki...

Bu arada evet sebze suyu bir çok katkı maddeli ürüne göre hem sağlık açısından daha tercih edilir hemde daha ekonomik..

IŞILCA TATLAR dedi ki...

Tijen'ciğim,
Asla ve asla almam o katkılı et ve tavuk bulyonlarından. Onun yerine kasabıma gittiğimde bolca koyun kemiği ve biraz da tavuk etiyle birlikte kemiklerini alır, sebze(soğan, havuç, kereviz sapı) ve bir iki kaşık sirke ilavesi ile ayrı ayrı haşlar soğuttuktan sonra üstünde toplanan yağlarını atar, küçük kaplara koyarak dondururum.
Çorba ve pilavlarıma mutlaka bunları koyarım. Hem daha lezzetli hem de sağlıklı bir şey yaptığımı düşünürüm, bilmiyorum doğru mu?
Sebzelerin haşlandığı anda vitaminlerinin uçtuğu düşüncesiyle sebze suyu saklamayı düşünmemiştim hiç. Ama bu konuda uzmanımız sen olduğundan bu şekilde de denemek lazım.
Böylesine faydalı bilgileri bizlerle paylaştığın için çok teşekkürler.

Tijen dedi ki...

Işıl'cığım,
Bazen bir laboratuvarım olsa, merak ettiğim soruların yanıtını alabileceğim deneyler yapabilsem istiyorum. Mesela senin sorun. Sebzeleri haşlayınca ne kadar
besin kaybı oluyor, sebze suyu tekrar kullanılınca sadece aroması mı kalıyor, besin katkısı ne kadar? Bunları merak ediyorum.
Ben de uzman değilim ki. İnandığım, güvendiğim kaynaklardan derlediğim bilgileri
paylaşıyorum.

Adsız dedi ki...

kimse sebzelerin ustundeki ilac kalintilarinin nasil giderilecegi hakkinda bir yorum yapmamis. bir umit okumustum... kimsenin bir fikri yok galiba bu konuda...

hangisi daha faydali sizce? ilacli kabuklarin kullanilmasiyla yapilan yemegi yemek mi, yoksa kabuklari soyup cope atmak suretiyle yemek mi?

Tijen dedi ki...

Haklısın Serap! Temiz olmayan sebze ve meyvelerin kabuklarını kullanmama taraftarıyım ben. Ne kadar yıkansa da bazı kalıntıların gitmediğini okumuştum. Mesela elmanın en yararlı yeri kabuğa yakın yeridir denir ama en çok ilaçlanan meyvelerin başında geliyor. Zor bir karar değil mi? Kendi sağduyumuza güveneceğiz sanırım neyi nasıl yapacağımız konusunda.

Saliha dedi ki...

ben uzun zamandır cok zorumaa gıtsede hazırlaması,kendı bulyonumu kendım hazırlıyorum...ve tavsıyene uyup sebze sularımı hazırlayacagım bende..