17 Eylül 2007

Reçel deyip geçme

Bugünün eklentisi. Sevgili Ayşem sağolsun, dilimizi doğru kullanalım kampanyasının bu haftaki ev sahibeliğini üstlenip noktalama işaretlerinin III. bölümünü yazdı. Ayraçlar mı istersiniz, kesme işaretleri mi. Galiba kesme işaretini doğru yerlerde kullanmayı da çok iyi bilmiyoruz. Hemen okumakta ve hataları düzeltmekte fayda var. Sağol Ayşem'ciğim, ellerin dert görmesin.
*
Gerçekten de öyle. Reçel mühim mesele. Hele de Sema'cığımın, (Sema Temizkan) geçtiğimiz günlerde Telos Yayıncılık'tan çıkan Reçel Deyip Geçme adlı kitabındaki anıları okuyunca ne kadar önemli olduğunu bir kez daha düşündüm. Hepimizin anılarında turuncusundan kırmızısına, morundan sarısına reçellerin nasıl da vazgeçilmez bir yeri var değil mi? Tencere tencere kaynatılan reçeller bir evin sıcaklığını, yaşanılırlığını kanıtlar nitelikte sanki. Yazın vişneler, kayısılar, şeftaliler kaynatılır, sonbaharda mürdüm erikleri, kızılcıklar, kışın narenciye reçelleri, ah o bergamutlar, turunçlar... Doğrusu ben de reçel yapmayı sevenlerdenim. Yemem ama yaparım. Sema'cığım isteyince ona resimde gördüğünüz kamkatlarla yaptığım reçelin tarifini vermiştim. O da sağolsun kitabına koydu. Kitapta neler yok ki, Ece Aksoy'dan acı biber reçeli, Kastamonulu dostumuz Mustafa Afacan'dan alıç reçeli, Ümit Hamlacıbaşı'ndan Bozcaada usulü domates ve üzüm reçeli, Karaburun Kadınları Agro Turizm Kooperatifi'nden Zehra Ömerler'in tarifiyle karabaşotu reçeli, Musa Dağdeviren'den kibbet reçeli, sonra önce söz verip sonra oyalayan ve tarifi vermeyenlere inat Mardin usulü mahlep reçeli, Maria Ekmekçioğlu'ndan zeytin reçeli... Sema'cığımın rahmetli anneannesinden, evlatlarından, akrabalarından, dostlarından ve elbette kendinden onlarca reçel tarifi var bu kitapta. Şimdi tam reçel zamanı. Sizde ne reçelleri kaynatıldı?

25 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba,
Siteme bıraktığınız güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Sizin sitenizde harika. Fotoğraflarınız çok güzel.
Bende sizi linklerime ekledim.
Görüşmek dileğiyle,
Sevgiler,

www.blogcu.com/semraninmutfagi

Selen dedi ki...

Herhalde 10 sene ve daha öncesine dayanır bizde kaynatılan reçeller. Anneannem o zaman hiç üşenmeden uğraşırdı. Ben çok seviyorum diye genelde vişne reçeli yapılırdı bize. Reçellere değil ama tarhanaya yardım etmişliğim vardır ki onun keyfi de başkadır.Domates reçelini ise ilk kez bu yıl duydum Acemi Aschi'dan. En kısa zamanda yapmak değilse de yemek istiyorum :))
Sevgiler Tijencim

Adsız dedi ki...

merhabalar.Malum reçel ve turşu yapma mevsimi açıldı. Bu yazıya bende ANTALYAlı meşhur turşucu MUAMMER (Muammer Biner)den bir alıntı ile yorum bırakmak istiyorum.(SİRKE İLE YAPILAN HERŞEY TURŞU ŞEKER İLE YAPILAN HERŞEY REÇEL OLUR.FAKAT BİR ŞARTLA: USTASININ ELİNDE!)zngl

Tijen dedi ki...

Teşekkürler sevgili Semra,
Arada kahveye gel, ben de senin güzel keklerinden bir dilim yemeye gelirim.
*
Selen'ciğim,
Bak tarhana da benim yaramdır. Daha hiç yapmadım. Hep çok ister niyetlenirdim oysa. Anlatsana sitende bir gün.
*
Zengile dostum iyi demişsiniz. Muammer ustanın turşularından yemedim henüz. Nasıllar?

BALDAN TATLI dedi ki...

Komşucum,ister cahil de, ister başka bir şey. Severim reçeli ama. Ben bu reçeli ilk defa görüyorum. Nasıl bir şey bu. Çok merak ettim.

Burçin'in Denemeleri dedi ki...

Tijen'ciğim,
Bizde en çok ahududu, çilek ve vişne reçeli kaynatılır taze taze dalından yeni toplanarak. Kokusu da lezzeti de bir başka olur.
Kitap gerçekten ilginç bir kitaba benziyor. İlk defa duyduğum reçeller var benim :) Teşekkürler paylaşımın için.
Sevgiler,

Selcen Şenocak dedi ki...

Sevgili Tijen bende reçel yapmayı çok seviyorum çeşit çeşit ama hepsi bitmeyince üzülüyorum bu yıl oğluşum çok sevdiği için sadece çilek reçeli yaptım. ELLERİNE SAĞLIK SEVGİLER...

Adsız dedi ki...

Canım Tijen,

çok merak ettim kitabı. İstanbul'dan alınacak kitap listeme ekledim bile. En çokta mahlep reçelini merak ettim.

Ben reçel yemeyi sevmem. Ama yapmasına bayılırım. Evde en az 3-4 çeşit reçel olur. Misafir geldiğinde kahvaltıda çeşit çeşit reçel çıkarmaya bayılıyorum. Kaynarken çıkardığı koku, Kavanozlara doldurduğumdaki rengarenk görüntüleri bile bana yetiyor.

Ben genelde bir meyveden yapmıyorum reçeli. Birbirine yakışacağını düşündüğüm meyveleri bir arada kullanıyorum. Mango, portakal,kayısı gibi. Böğürtlen, çilek, dut gibi.

Kıbrıs'a geldikten sonra burada macun denilen birşeye dadandım. Turunç macunu, limon macunu, ceviz macunu gibi.. :) Keşke buralara gelseniz sizede macun ikram edebilsem...

SImmsıcak sevgiler...

Adsız dedi ki...

vişne, kızılcık, kaysı, şeftali yapıldı. belki ayva da sonra yapılır. kaysı ve erik marmeladı da var. sevgiler
mutfaksolisti

Esra :) - kadincablog.blogspot.com dedi ki...

Sitenizi ve tariflerinizi çok beğendim. sık sık ziyaret etmeye çalışacağım.

sevgiler
Esra

lalecik dedi ki...

Sevgili Tijen, yazıyı okuduğumda çocukluk yıllarıma döndüm bir an. İlkokulda kışa hazırlık denince; hemen reçel yapmak, turşu kurmak diye sıralardık. Teorikte öğrendiğimiz bilgileri evde annelerimizin pratiğe döktüğünü görürdük.
Şimdi kitaptaki bir kaç reçel adını (alıç, karabaşotu, domates, mahlep)okuyunca iyice meraklandım. Kitabı alıp, merakımı gidereceğim.
Bu arada, umarım ilkokullarda halen daha kışa hazırlık diye sorulduğunda; "reçel yapmak, turşu kurmak" cevapları veriliyorsur.
Sevgiler.

sofi dedi ki...

Çocukken İzmir'de ananemin taze çekirdeksiz üzümü kirece yatırarak yaptığı reçeli yemiştim hala tadı ve görüntüsü gözümün önünde,diri diri üzümler ağızda eriyen bir tat.Birde Kıbrıs'tan gelmiş taze ceviz reçeli tatmıştım oda muhteşemdi ama benim favorim hep portakal reçelidir.SEVGİLER KOMŞUM...

Esra :) - kadincablog.blogspot.com dedi ki...

sevgili tijen,

link vermeni çok isterim ben seni linklerime ekledim bile :)yemek yapmaya daha yeni başladım ama bundan çok keyif alıyorum bu yüzden en kısa zamanda ben de bir kaç tarifi sitemde paylaşmayı düşünüyorum. belki sen de arasıra ziyaret edebilir ve yorumlarını bırakabilirsin?

Esra

Adsız dedi ki...

ben de en çok incir reçelini severim.ama siz unutmuşsunuz.
paylaşımlarınız için tşk.ler,Reda

Leziz Tarifler dedi ki...

Tijen'cim,

Bizim Çeşme'deki yazlığımızda 2 adet şeftali ağacımız var. Bu sene gittiğimizde, kilolarca şeftaliyi ağaçlarda görünce, bu kadar çok şeftaliyi ne yaparız diye düşündük.
Konular, komşular bitti, suları sıkıldı, içildi. Öyle de bitmedi, sincaplara verildi. En son kalanlarla da, malum reçel yapıldı.
Yani ben bu sene mecburen şeftali reçeli yaptım. Yoksa pek öyle reçel yapma edetim yoktur, çünkü vaktim pek yok.
Yazlıktaki komşularım, reçeli az pişirip, devamını güneşin sıcaklığına bırakmamı önerdiler. Ben de onları dinledim ve şeftali reçelini, yeterince ocakta pişirip, sonrasında, güneşte demlendirdim. Güneşi görünce reçelim, rengi hafif karardı ama bir o kadar da lezzetlendi. Güzelmiş reçel yapmak..Fakat bir dahaki sefere içine kabuk tarçın eklemeyi düşünüyorum. Sevgiler..

Tijen dedi ki...

Burçin'ciğim
Ahududu reçeli dedin, kalbimi fethettin. Ben de ara sıra yaparım.
*
Oğluşuna afiyetler olsun Almula!
*
Ah Zerrin'ciğim,
Ne kadar isterim bahçede seninle badem toplayayım, portakal, mandalina toplayayım, komşuya gidelim, macun ikram etsinler...
*
Benim hamarat Fatma'cığım,
Yine göstermişsin assolistliğini!
*
Teşekkürler sevgili Esra,
Her zaman beklerim. Ben de seni linklerime ekledim.
*
Lalecik,
Çok alemsin. Bak ben öyle şeyleri hiç hatırlamıyorum. Sana da yazdığım gibi herhalde şimdiki çocuklar için bir şey ifade etmiyordur kış hazırlıkları.
*
Sofi komşum,
Bak ben yemedim kirece batırılmış üzüm reçeli hiç. Güzel olmalı, çıtır çıtır.
*
Sevgili Reda,
Sema'cığımın kitabında incir reçeli de var, kayısı da, erik de, koruk, kivi, limon, patlıcan... ne isterseniz!

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Bu sene ben de ilk reçelimi yaptım. Reçel deyince ilk akla gelenlerden olan vişne reçelini...
Biraz fazla kaynattığımdan karamelleşti, bir daha ki sefere çok koyulaşmasını beklemeden ocaktan indirmem gerektiğini tecrübe ile sabit öğrendim.
En sevdiğim reçeller ise gül ve kızılcık reçelleridir. Kumkat reçeli çok güzel duruyor, meyvesini ilk defa duyuyor ve görüyorum sanırım.
Reçel deyip geçmemek gerektiği konusunda yazara katılıyorum...
sevgiler

Tijen dedi ki...

Ellerine sağlık sevgili Pınar!
Olsun, ilklerde biraz sorunlar olabilir ama insanın kendi yaptığı şeyleri sunması kadar güzel bir durum var mı? Kamkat (İngilizce'de qumquat) enteresan bir meyve evet!

daimamutfak dedi ki...

Tijen'ciğim ben reçeli sabah kahvaltısında tereyağlı ekmek üzerinde çok severim amaaaa artık yapamıyorum.Bu sene sayfamda dolaştıysan eğer bilirsin vişne ağacımdan bol bol elde ettiğim ürünümle yaptıklarım arasına vişne reçelide var.Çok lezzetli oldu.
Şeftali,çilek,gül ve dahası....hepsi güzeldir.
Senin yaptığın bu reçeli ilk duyuyorum.Ellerine sağlık..
Ağzın hep tatlı olsun...

NiNo dedi ki...

simdilerde ne kolay recel kaynatmak recel yaplarda var ama galiba yine de eskilerin tadini bulamiyor insan

Saliha dedi ki...

EHEHE YINE GELDIM...;
GÖRUMCEM ADANADA YAŞIYOR;Adana Kebabı, ŞalgamI,BICIBICISI,

ADIYAMANIN;BESNİ ÜZÜMÜ,

Ayvalık ve Edremit Zeytini,

BALIKESIR susurluk ayranı ve tostu (harıkalar bence),bırde köfetesi,kemalpaşa tatlısı ve höşmerim tatlısı
vardır...

kastamonunun tosya pirinci,
sarımsağı,

kocaeli yanı buranın,pişmaniyesi vekandıra yoğrdu meshurdur..

mersinin silifke yogurdu,

niğdenin elma ve patatesi turkıyeyı doyurur;

orduda turkıyenın bal ve fındık ıhtıyacın neredeyse hepsini karşılar..

rizede meshurr anzer balı yetısır..
siirt'in Büryan Kebabı, Perde Pilavı meshurdur;

yozgatın gavurgası meshurdur;
he bırde eşim kutahyada okumuş ve bır gezımızde;Haşhaşlı-Tahinli Pidesini yemiştik harıkadır zaten haşhaşıda meşhurdur bırde yöresel yemeği cimcimi unutmamak lazım..bırde bitli helvası meshurdur...
şimdilik aklıma gelenler bunlar tijencım nerdeyse buda bır etkınlıge dönustu nedersın? sevgılerle..

Adsız dedi ki...

Tijen hanım,
2006'ya " Meyva Ağacında Hikayeler" kitabınızı okuyarak girmiştim. Ne kadar iyi hissetmiştim. Blog konusunda fazla deneyimim yok. Ara sıra açıp bakıyorum. Sizin blog'unuz hep ilgimi çekti. Ben de bu yıl reçel yaptım.Oğlum bir kır düğünü ile Ağustos'da evlendi. Gelinim " Nikah Reçeli" dağıtmamızı önerdi. Dostlarımla, dualarla keyifle reçeller kaynattık. Çilek, kayısı,şeftali, vişne ve sultaniye reçelleri. (Sulataniye Reçeli, Gökçen Adar'dan, sultaniye üzümü, kuş üzümü ve çam fıstığı ile yapılıyor) Minik kavanozlara koyduk, renkli pötikare kumaş ve kurdelalarla süsledik.Konuklarımız çok beğendiler. Reçel konusu olunca paylaşayım dedim. sevgilerimle...

Tijen dedi ki...

Mehtap hanım,
Bu anlattığınız öykü ne kadar güzel farkında mısınız? Hemen hayal ettim. Konuklarınız çok şanslı. Oğlunuz ve gelininize sonsuz mutluluklar.

Ceylan dedi ki...

Tijen Hanım Selamlar!
Ben de reçeli, bu kadar basit ama bu kadar lezzetli olan bu mis kokulu tatlıyı çook severim! Aslında sanki ne kadar basit olursa o kadar leziz mi oluyor ne? Omlet, tost, salata, reçel, vb hep yapması kolay, yemesi olay cinsten! Benim favorim en klasik olanları yani çilek, vişne ve erik. Gözümün önüne sıcak yazlarda Marmaris'teki balkonumuzda ettiğimiz kahvaltılar geldi. Kitabı hemen alacağım, çok teşekkürler bilgilendirme için. Sevgile !

Adsız dedi ki...

Türkiyenin en iyi turşucusu ve reçelcisi ANTALTA.DA doğu garajının karşısında 50 yılda beri turşuculuk yapan MUAMMER BİNER dir.Çok çeşitli ve leziz turşuları vardır.herkese tavsiye ediyorum.Mustafa uçkesen