20 Mayıs 2011

Dut mevsimi açılmıştır

Öncelikle bu fotoğrafta konu mankenliği yapan sevgili arkadaşım Füsun'a teşekkürler. Ne yazık ki bu dutlar bu mevsime ait değil. Kendileri 2009 yılında, sevgili Füsun ve Erhan'la birlikte -her zamanki gibi çok güzeldi onlarla vakit geçirmek, dünyada en sevdiğim insanların başında gelen bir özel çift Füsun ve Erhan-yaptığımız kısa Bozcaada seferinde çekilmişti, Ümitlerin bahçesinde. Bağhane'nin bahçesinde bir azman dut ağacı var ki sormayın gitsin. İnsan kendini alamıyor o dutlardan. Sabah kalkıp ağacın dibine gidiyor, doyana kadar dut yiyorsunuz. Tabii eller kapkara oluyor ya çaresi dutun yaprağında. Bir yaprak koparıp ovaladınız mı elleriniz pırıl pırıl.
Önceki yazıda da söylediğim gibi, Antalya'da dut mevsimi açıldı. Pazarlarda bol dut var. Ağaçların dalları sarkmış dutlardan. Pazardan alıyorum almasına ya, dut beklemeye gelecek meyve değil. Ağacından yediniz mi var tadı, yoksa aynı lezzeti bulmak zor. Birden şu düşünce belirdi zihnimde: Çocukluğumuzdaki lezzeti bulabileceğimiz nadir meyvelerden dut. Her meyvenin tadı bozulurken dut nasıl güzel kalabildi diye düşünmeden edemedim.
(İki haber: Bugün -cuma- Radikal kitap ekinde Artun Ünsal'ın son kitabını tanıttığım yazı var. Hürriyet Cuma ekinde de "en iyi on" listesine ufak bir katkıda bulundum. Aslında böyle listeler yapmak ne kadar doğru bilmiyorum. Hayır diyemedim...)

17 yorum:

Narince dedi ki...

Çok seviyorum Delfiş'imi, senin gibi.

Babam küçükken benim için bir dut ağacı dikmişti, apartmanın önüne, yol kenarına. Kanalizasyon çalışması için kesildi dört beş yıl önce. İri ve lezzetliydiler, benim ağacımdı...

Özgen dedi ki...

Merhaba Tijen Hanım ben de bayılırım duta.Fethiye'de de dutlar sarkıyor artık ağaçlardan ama dut ağacından yanir bencee.Satın aldınızmı o lezzeti kalmıyor.Ben yolda gördüğüm ağaçlara bile dalıyorum vallahi hiç kaçırmam sevgilerimle...

Tijen dedi ki...

Necla'cığım,
Çok üzüldüm ağacının kesilmesine. Zavallı dutların kaderi hep kesilmek galiba. Oysa ne muhteşem bir ağaçtır. Meyvesiyle, yaprağıyla, gölgesiyle. Tamam düşünce yerler yapış yapış oluyor ama o kadar kusur kadı kızında da olur.
*
Ah Özgen aynı şekilde düşünüyoruz. Ben de gördüğüm her dut ağacına dadanırım!

Handan dedi ki...

duta para vermek! bu bana nasıl desem koyuyor yahu! ben ağaçtan yemeyi seviyorum para vermeden hala varolan komşu ağacından altına tutulan sofra bezine dökülenleri elim yetişirse alt dallardan

duta para verdim mi diye anımsamaya çalışıyorum... 1 kere vermişimdir belki ama o kadar bir sokak çocuğu olarak

yaşasın dalından dut yemek diyorum

Eya dedi ki...

Ah Tijencigim..cocuklugumda bayilirdim..carsafin ucundan tutup..dutlarini düsmesini izlemek ve sonra doya doya yemek...simdi ise yillar oldu...tadina bakmadim..ne güzel bir ülkede yasiyorsunuz..hersey var...sevgiler

zehra

PAPATYA PRENSES dedi ki...

Ahhh kara dutlar ve beyaz dutlar.. Çocukluğumu hatırlatır hep bana. Teyzemlerin bahçesinde ikisinin ağacıda vardı. Beyaz dut çürüdü bir kaç yıl önce, ona sarılan kırmızı erik ağacıyla bir kesilmek zorunda kalındı:( Ne üzülmüştüm.. Neyse ki karadutlar duruyor. Ama hala kararmadılar..

Egeden Tarifler dedi ki...

Bizim de çocukken bahçemizde vardı ve ağacaçıkar dalından koparıp doyasıya yerdik. Şimdi malesef sadece pazarda görürsek alıp bir avuç kadar ancak tadabiliyoruz :(
Bu arada fotoğraf çok hoş Tijenciğim.

Zehra Gürgen dedi ki...

Benim bahçede yok ama karşı komşunun kapısının önünde kocaman bir dut ağacı var.daha henüz yiyemedim :(
hedefim kızı servise bindirirken istemek :)

kalpkurabiye dedi ki...

bir çıksa da önce kompostosunu, sonra reçelini yapsam:)
ne çoks everim:)
ah bir de kek yapacağım kendileri ile:) Kastamonu'da köylüler minik sepetlerde satarlar ne atlıdır:) ne güzeldir:)
Kastamonu'ya bekliyorum sizi Tijen Hanım:) Papatya Prenses'deki yorumunuzu okudumm:))

Ferkay dedi ki...

Ah ahhh çocukluk yıllarım hep dut ve incir ağaçlarında geçti. Ne dutu nede inciri(biz yemiş derdik) ağacının dışında yemekten zevk almazdım..
Keşke o günlere dönebilsek..
Öpüyorum Tijenim..

Unknown dedi ki...

Tijen'ciğim, herkese çocukluğunu hatırlattın bu güzel yazı ve fotoğrafınla. Ne güzeldir dalından koparıp yemek ama haklı tüm yorum yazanlar. Çoğumuzun çocukluğunda kaldı bu güzellikler.

Sevgiler, memleketinden..

pelince dedi ki...

Bende bayılırım,neyse ki beyaz dut var apartmanın bahçesinde.. her sene çarşafı serer bir güzel yeriz;)

Gulden dedi ki...

Bayilirim duta. Uzuuuunnnn:) seneler once universitedeyken Ankara Ayas'ta denemelerim vardi bazi bahcelerde. Orada yasayan yerli halktan bazi teyzeler, sagolsunlar, her gidisimde hem beni misafir ederler, hem de dut agacinin altina carsaflari seriverip, sirf benim icin dut silkerlerdi. Beyaz dut. Bal akardi uclarindan. Eve gidene kadar yarisini yerdim herhalde...

Tuhfe dedi ki...

Tijen'ciğim bunu bana nasıl yaparsın ben nereden dut bulacağım şimdi. Yıllardır hasretim. Buralara dut ağacı dikmekten başka çare yok artık!

Sevgilerimle.

Burcuk dedi ki...

sabah sabah tam kalbimizdan vurdun Tijen abla :) afiyet bal seker olsun :)

mndlna dedi ki...

Karadutu çok severim ben, özellikle de pekmezini. Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinde pek de güzel yaparlar .

Mehmet Vuran dedi ki...

Merhaba Tijen hanım,
Dün Erhan abiler burdaydılar. Çok iyi vakit geçirdik. Sizin de önümüzdeki günlerde bu taraflara geleceğinizi söylediler. görüşmek üzere, selamlar ve sevgiler.