02 Mart 2009

Bir "ıtır" hikayesi

Bugün sizinle ufak bir hikaye paylaşmak istedim. Geçen yaz yazdığım onlarca hikayeden birini. Çünkü bir sürprizim var. Ama önce hikaye. Sürpriz için bir kaç gün bekleyebiliriz değil mi:

Hayat üzerime geldiğinde içime kapanırım. Böyle zamanlarda hep şu dizeler gelir aklıma: “Marifet hiç ezilmemek bu dünyada, / Ama biçimine getirip ezerlerse / Güzel kokmak / Kekik misali / Lavanta çiçeği misali / Fesleğen misali / Itır misali / İsa misali / Yunus misali / Tonguç misali / Nazım misali”. Balkona çıkar ıtır çiçeğimin, hep özenle baktığım, baharda toprağını değiştirdiğim, gözümden sakındığım ıtır çiçeğimin yanına gider, başlarım okşamaya. Babaannem gelir aklıma. Elleri hep limon kolonyası kokan, bembeyaz örtüsüyle pamuk babaannem. Küçükmüşüm, kucağına yatmışım, o ufacık, yumuşacık elleriyle saçlarımı okşuyormuş... Ne olursa olsun beni sakinleştiren, elleri kadar, bakışları kadar yumuşacık babaannem. Bazen de onu limonlukta çiçeklere bakarken görürüm. Onları çocuklarıymış gibi sevgiyle okşar, sularken konuşur, hal hatır sorar. Derdini döker bazen. Ama en çok üzüm desenli saksıdaki ıtır çiçeğine ilgi gösterir, onu biraz kayırırdı. Nasıl kayırmasın, her sonbaharda, üzüm reçeli yaparken bir kaç yaprağını koparır, pişmesine yakın reçele atardı. Hoşafları bir başka güzel olur, mis gibi ıtır kokardı. Evleri istimlak edilmiş, yol geçecek diye ellerinden alınmıştı. Dedem ölmüş, babaannem yanımıza taşınmıştı. O evden tek getirdiği şey bir saksı ıtır oldu, gerisini istemedi. Babam o üzümlü saksıyı getirdiğinde pek sevmiş, hemen dibine taze toprak döküp ıtırı o saksıya almıştı. Ölene kadar da saksısını değiştirmedi zaten. Evlenip evden taşınırken o saksıyı ben aldım. Ne zaman birileri beni ezmeye kalksa, aklıma o dizeler gelir, “ıtır misali”. Balkona çıkar, bir yaprak koparırım sevgili ıtırımdan. O yaprağa bütün geçmişimi yükler, sonra seramik demliğime koyarım. Üzerine bir bardak sıcak su. Itır çayımı yudumlarken tüm sevdiklerimi, bana verilen tüm sevgileri yanımda hissederim. İşte o zaman gücümü yeniden kazanır, hayatla mücadele etmeye devam ederim.

19 yorum:

Zeynep dedi ki...

Tijen çok etkileyici ve de çok güzel bir hikaye.Zor zamanlarımızda bizi mutlu eden şeylere sarılmamız gerkiyor değil mi?Anılarımızdaki hatıralar,geçmişte yaşanılan güzel anlar bizi hayata bağlayıp mücadele gücü veriyor.Bu güzel hikayen bana da annemin çiçeklerini ne kadar çok sevdiğini,onlarla her sabah konuşup ne kadar mutlu olduğunu ve birçok anımı hatırlattı ve gülümsedim.Bir de bu kış sardunyalarımı ihmal ettim.Yarın onlarla ilgileneyim.
Sevgilerimle

Sevgi Küçük dedi ki...

çok güzel bir hikaye olmuş gerçekten. bende nergis kokusunu duyduğumda ailemden, çocukluğumdan, o eski ve güzel anılardan o kadar çok şey hatırlıyorum ki...büyümek güzel ama bazen zor geliyor.bu tür "hatırlatıcılar" da olmasa belki de hiç çekilmez! :)
ağzına sağlık

bir dilim bir tutam dedi ki...

Hikayeye kendimi nasil vermissem buram buram itir kokusu geldi burnuma.....

egeli dedi ki...

DUYGULANDIRDIN BENİ TİJEN'CİM ,BAZI KOKULAR BİZLERE ESKİLERE GÖTÜRÜR,ANILARIMIZ CANLANI VERİR ,YÜREĞİNE SAĞLIK KOMŞUM.

La Madame Chapeau dedi ki...

Bir devrin üstüne sinmiş belki de ıtır kokusu.

Babamın babaannesi de (ki babam 1944 doğumludur) ıtır "kokarmış".
Bahçede mutlaka ıtırı olurmuş.
İncir reçelinde kullanırmış ıtır yapraklarını bilhassa...

Babam da senelerdir ofisindeki küçük serasında bolca ıtır yetiştirir. Arada ofiste reçel pişirir, eve getirir. Çilek, kayısı... Onların kendine has kokuları olsa da, babam mutlaka atar bir iki yaprak tencereye...

Özlemden olsa gerek.

Damak Tadı dedi ki...

Çok duygulandım, hemde çok bilesin canım..Babaannenin meknı cennet olsun..

Adsız dedi ki...

Ne güzel anlatmışsınız.
Etkilenmemek mümkün değil.
Bir tek sevgi,
doğa ve gözler yalan söylemez...
Onları kaybetmeden elbette
kıymet bilene...

Yaşama sevinciniz kaybolmasın
dileklerimle...
Reda

Berceste dedi ki...

O cayin kokusu, babaannenin sevgi dolu gozleri, sen gozumun onune geldiniz Tijen'im...

Tijen dedi ki...

Beğenmenize çok sevindim. Ama dediğim gibi, bu bir hikaye. Anlattığım kişi kendi babaannem değil, içinde onun hayatından çok ufak bir kesit olsa da...

Adsız dedi ki...

O ıtır çiçeğinin yanında hissettim kendimi ve huzur buldum...Çok naif bir hikaye olmuş...Sihri içinde gizli...

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

misler sardırdın ruhuma tijenciğim..
VALİDE SULTANIMIN gözdesidir, içinden deniz geçen balkonunda :)
benimde geçen yazın reçellerime konuk olmuştu bilirsin.
Yine VALİDE SULTANIMdan bana miras tarifle.

İŞTE BÖYLE GÜZELSİNDİR SEN......

pinarbk dedi ki...

Hüzün dolu bir sevinç saldı bu hikaye yüreğime. Babaannemin sardunyaları, sardunyaların o enteresn ama benim için vazgeçilmez kokusu geldi aklıma. Evimde baktığım ilk çiçek oluşları, heryere taşıyışımı düşündüm sonra.

Bambaşka bir hüzün kapladı içimi. Tarifi yok...

Belgin dedi ki...

Bazen bir koku, bazen bir tat, bazen bir kelime, yetiyor yasananlari hatirlatmaya:)

Sevgiler

pecete dedi ki...

Sen ıtırın kendisin...

pelince dedi ki...

Hikaye çok güzel gerçekten insanın bam teline dokunuyor...

Süpriz için heyecanladım şimdiden..

Kedila ve Meşe dedi ki...

Itır annemin babannesinin muhallebisidir. Ben doğduğumda çoktan göçüp gitmiştir ama annem her ıtırlı muhallebide anlatır onu. Tanımadığım büyük babanne ile aramdaki küçük bağdır. Itır kokusu benim en sevdiğim kokudur.

Sevgiler..

beste dedi ki...

Çok ağlattı beni yazınız ben kocaman ıtırımı İstanbul'da anneme bıraktım...

Şehnaz dedi ki...

BU SATIRLAR BENİ ÇOK ETKİLEDİ.AĞLAMAMAK İÖÇİN KENDİMİ ZOR TUTTU.ANILARIMA KAYIVERDİM.HAYATIN YÜKÜ ÇOK DEĞİL ASLINDA.İNSANLARIN ÇİRKİNLİĞİ AĞIR OLAN.NEYSE KENDİMİ TANITMADAN HEMEN SÖZE BAŞLADIM.KUSURA BAKMA.SENİN TAKİPÇİNİM.HARİKA ŞEYLER YAPIYORSUN.KEKCAFE

karadenizsofrasi-Balıkesir dedi ki...

selam,
ne güzel kaleme almışsın ıtır la ilgili yazıyı ,insanın ömründe değer verdiğ önemli kimselerdir büyükleri,onlardan aldığımız her bilgi,görgü çok değerlidir,onları ölümsüzleştiriyor yüreğimizde,eline,yüreğine,kaleminesağlık.
ebediyete göçmüş değerlerimize tanrıdan rahmet diliyorum.