03 Aralık 2008

Organik ürünler gerçekten sağlıklı mı?

Kaliforniya'da yaşayan çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Alan Greene, bir deney için 3 yıl boyunca tamamen organik besinlerle beslenmiş; evde, yolda, restoranda. Bir hayvanın organik olarak sertifikalandırılabilmesi için 3 yıl geçmesi gerektiğini bildiği için deney süresini 3 yil olarak belirlemiş (sanırım önce normal şekilde beslenen hayvanlari kastediyor, yani ben öyle algıladım. Bildiğim kadarıyla konvansiyonel tarımdan organik tarıma geçen üreticiler için de geçerli bu kural. Toprak da ancak 3 yılda temizlenebiliyormuş çünkü). Dr. Greene, bu deneye organik çiftçiliğe geçtikten sonra hayvanlarının daha az hastalandığını söyleyen bir çiftçiyle konuştuktan sonra %100 organik ürünlerle beslenirse daha sağlıklı olup olmayacağını merak ettiği için başlamış. Üç yıl sonra kendini daha enerjik hissediyor ve sabahları daha erken uyanıyormuş. Çocuk doktoru olduğu için sürekli hasta çocuklarla iletişim halinde olduğunu, eskiden sıkça hasta olduğunu ancak artık çok seyrek hastalandığını söylüyor. Yazının tamamı için:
http://www.nytimes.com/2008/12/02/health/02well.html?_r=1&em

10 yorum:

TAZE NANE dedi ki...

Ben organiğe şu an Türkiye koşullarında inanmıyorum tam olarak.
Bizimde şilede bahçemiz var babam kendi sebzemizi yetiştiriyor. Toprağımız temiz,hayvan gübresi kullanıyoruz. Ama bazen dışarıdan tohum veya fide alıyoruz. Kendi tohumumuzda oluyor sebzelerden alıyoruz, ancak 3-4 yıl sonra temizleniyor tohum.Bazende verimi düşüyor kendi tohumumuzun.Bu yüzden tam organiğe henüz inanmıyorum. Ama tabiki yinede belki olabilir.
İyi akşamlar.
Yazının devamı için siteyi kaydettim, bakıcam mutlaka.

Ferhanca dedi ki...

Tijencim, ben de tvde bir tarım porgarıda organik tarımın yapılışını dinlemiştim birinci şart organik tarımın yapılacak toprağın üç yıl hiç bir şekilde kimyasal günre kullanılmamış olması.
organik atrım yapan ne kadınlar var hemde çogu tvde izleyerek kalkmışlar bu işe fakat zor pazar ulaştırmakta zorlanıyorlarmış,

Mehmet Vuran dedi ki...

Mutlaka ki, organik üretim (ve tüketim) çok daha sağlıklı. Bu sadece tüketenler için değil üretilen yer için de önemli. Çünkü, toprak da ölüyor.

Bu arada, organik = ekolojik = biyolojik tarım. Hepsi aynı anlama geliyor.

Adsız dedi ki...

bu yazında çok bilgilendirici bir yazı tijencim.organik deyince hep sağlıklı geliyor insana sanki.ben alttaki yazıya yorum için gelmiştim aslında.bayramda antalyadayız kısmetse.bu pazar nerde ve nezaman kuruluyor.yada başka pazarlar varmı önereceğin .cumartesi gelip 1 hafta ordayız inşallah.umarım görüşürüz..sevgilerr

Tijen dedi ki...

Beste,
Bayramda her yerde olduğu gibi, Antalya'da da pazar kurulmuyor ne yazık ki. Ancak asıl bayram süresi bittiği için cuma pazarı kurulur dediler, o da 100. Yıl Bulvarı'nın arka tarafında. Bilmem o gün burada olacak mısınız?

durutarifler dedi ki...

Organik tarım için sizinde dediğiniz gibi 3 yıl toprak dinlenecek. Yanında otoyol olmayacak ki egzoz gazlarından etkilenmesin. Tohumlarında genetiği değiştirilmemiş, üretilen üründen elde edilmiş olması gerekiyor. Gerekiyorda bizde bu koşullardan hangisi sağlanıyor çok merak ediyorum. O yüzden üstünde organik ürün yazan etiketlere şüphe ile bakıyorum

Adsız dedi ki...

Merhaba ,

Demişiz ki ah domates olsa, şöyle kıpkırmızı, sulu sulu, mis gibi, de yesek Ocak ayında. Ya da acaba şu biberin sarısı olsa, şu gülün mavisi...Tarlada fare çok demişiz, basmışız pestisiti, sonra yılanlar sarmış bağı bahçeyi...Yani açgözlülüğümüzün esiri olmuşuz hep. Şimdi de "organik" diye bir türkü tutturmuşuz. Ama bu yetecek mi bu aç gözlü kalabalık dünyayı doyurmaya dersiniz. Çemberi bozarsak geleceğimizin etkileneceğini göz ardı etmişiz. Oysa ki en küçük parçasına dahi muthacız.

Şu yazıya da göz atmanızı öneririm, bizdeki "organik" kavramının algılanma biçimini göstermesi açısından bana ilginç geldi: ("Tüm ürünlerimiz organiktir" yazan paragraf)http://www.pi.web.tr/aycao/?p=2384#more-2384

Sağlıcakla kalın.

Sevgiler,
Hilal

Hayat dedi ki...

Her şeyin lezzetini kaybediyoruz giderek...
Geçmiş yıllardaki gibi bir ürüne rastladığımda, hediye almış gibi sevindirik oluyorum.
Kendisi gibi kokan, kabuğu ince, lezzeti hissedilen ürünler...

Organik tarım ve çevre bilinci önemli diye düşünüyorum.
Giderek kaybettiğimiz, öldürdüğümüz bir toprak var.
Yakın bir gelecekte, ölü topraktan hiç bir şey alamamak da olası görünüyor ne yazık ki...

Teşekkürler...

pelince dedi ki...

Yazıyı ilk fırsatta okuyacağım.Organik yemle beslenen koyun bile satılıyormuş.Geçen gün tv'de izledim.Samsun bu konuda çok iyi bir noktadaymış.
Organik kelimesi bana da sağlığı çağrıştırıyor..

DENİZSEFASI dedi ki...

yine çok güzel bir yazı hazırlamışsın. günümüzde kanser vakaları ve değişik türde hastalıklar hormonlu sebze-meyve tüketildiğinden olmuyor mu? şu an herşeyin doğalını almaya çalışıyoruz ama gelecek beni çok korkutuyor, çocuklarımızı nasıl koruyacağız bu zararlı şeylerden.

sevgiler...