16 Ekim 2007

Sıcak sıcak

Akın Abi'nin doğumgünü imiş. Yani aslında onun değil de Punto'nun. Bizleri şımartmış, sanki biz olmasak ona sevgiyle tutunan dostları, kardeşleri olmayacakmış gibi. O olmasaydı (tabii Dilek'ciğime haksızlık etmek istemem, onun kararlı tutumu olmasa biz Akın Abi'yi tanıyamazdık, sana da çok çok teşekkürler sevgili Dilek!) DDD etkinlikleri yapılabilir miydi bilmiyorum? Duru Türkçesi, sevgi dolu ağabeyliğiyle bize kol kanat geren, artık emekli de olsa, doğruluktan, doğrudan ayrılmayan gazetecilerin hala var olduğunu (nesli tükenmekte olsa da) göstermesi açısından onun hayatımda varlığı çok önemli. Haydi gelin biz de onu şımartalım, kutlama mesajları dizi dizi sıralansın, gönendirelim onu. Ne dersiniz? (Aman benden duyduğunuzu söylemeyin!)
*
Gerçekten sıcak. Güneşin altında bekliyorlar. Sabahtan beri. Bunlar sonbaharın güzelleri. Kim diyordu geçenlerde, pazardan haberler vermiyorsun bize diye. İşte şimdi veriyorum. Bu biberler de ne ki, Antalya pazarlarında bugünlerde her renk biber var. Yeşili, sarısı, moru, kırmızısı, turuncusu... Bunlar acı olanlar. Genelde biberiye deniyor burada. Kimi ufacık, kimi daha iri, kimi uzun, kimi top top... Sabah evden çıkarken acaba fotoğraf makinesini yanıma alsam mı almasam mı diye uzun uzun düşünmüş idim. Ağır ya, yüküm de olacak ya. Haydi al dedim, bir daha ne zaman sonbahar pazarı çekme şansın olacak? İyi ki almışım, yoksa bu güzelleri sizinle paylaşamayacaktım. Pazar pek güzeldi yine. Ben ne aldım? Körpecik kabaklar, sarısıyla siyahıyla üzümler, kıpkırmızı elmalar, mevsimin son incirleri, yılın ikinci ammeleri (amme burada Trabzon hurmasına verilen ad), kırmızı etli biberler, kahvaltılık has domatesler, salatalık ve biberler. Has diyorum, hakikaten has hepsi de. Körpecik, çıtır çıtır, kıpkırmızı. Gerçek yahu, düpedüz gerçek bunlar. Ben onlar için şükran duymayayım, dua etmeyeyim de kimler etsin?

42 yorum:

Adsız dedi ki...

hala böyle güzel ve doğal ,senin deyiminle "has" yiyeceklere ulaşabildiğin için çok şanslısın. Demek oralar hala sıcak. Buralar buz gibi. Dün akşam kaloriferlerimiz yandı. O kadar soğuk yani. Havalar soğur soğumaz domateslerin rengi yeşil-beyaz oldu. Biberler hormonlu, sebzeler kokusuz. Yani İstanbul' a kış geldi ) Öpüyorum.

Adsız dedi ki...

Sevgili Tijen bak aklıma ne geldi... Senin bir de çocuklar için yemek tarifleri içeren yemek kitabı çıkarman lazım. Bunu yapsan yapsan en güzel ve içimize sinen şekilde sen yaparsın. Ne dersin? Olur mu ki? :))

Tijen dedi ki...

Hande'ciğim,
Bunlar son ürünler tabii. Hala yayladan domates, biber, salatalık geliyor ama son haftalar artık. Havalar oralarda soğuyunca çiftçiler de sebzeleri sökmeye başlıyorlar. Son da olsa tadını çıkarmak çok güzel. Bu güzellerle günde üç öğün kahvaltı edebilirim doğrusu!

Bocuruk dedi ki...

Evet evet ne çok şey var değil mi şükredilecek? Ben de neredeyse her hafta çarşamba günleri işyerime yakın yerde kurulan pazara gidiyorum. Genelde domates salatalık alıp çıkarım diye girdiğim pazardan neredeyse zor taşıyabileceğim bir yükle çıkıyorum. Pişman mıyım? Hayır değilim. Genelde Aydın tarafından köylüler kendi yetiştirdikleri ürünleri getiriyorlar almamak mümkün mü? Ben de geçen hafta böyle çıtır çıtır biberler aldım. Özellikle de kahvaltıda yemeye bayılıyorum. Bu güzel fotoğrafı da iyi ki paylaştın bizlerle:)
Sevgilerimle...

Bizim Evin Mutfağı-Aysel dedi ki...

Tijen Abla ne güzel biberler bunlar yeşilli morlu. Benim biberlerim sönük kaldı bunların yanında :) Son yıllarda katkısız hormonsuz gıdalar bulmak ne kadar zor. Geçenlerde bize bir yakınımız gittiği gezi dönüşü doğal domatesler getirmiş. O yamuk yumuk şekilsiz domatesler öyle lezzetliydiki. Pazarda satılan kıpkırmızı son derece düzgün domateslerin tadıyla hiç alakaları yoktu. Sevgiyle...
http://sicakpaylasimlar.blogspot.com/

Tijen dedi ki...

Gerçekten öyle Elvan'cığım. Şükredecek çok şey var. İzmir'deki pazarları da çok severim. Hele biraz dışarılara çıkıp da Selçuk, Kuşadası, Urla...
*
Aysel'ciğim,
İnsanın kendi elleriyle yetiştirdiği biberlerin üzerine biber tanımam. Onlar her biberden daha güzeldir. O kıpkırmızı şık görünümlü domatesler mutfağıma giremez!

Zamandan Sızan dedi ki...

MERHABA
ANTALYA FANATIGI BIRI OLARAK ONCELIKLE ANKARA DAN SELAM SIZE VE ANTALYA YA..BIR KAC YAZ ONCE LARADAKI PAZARDAN BIR BAMYA ALMISTIM IRI IRI..ALIP ALMAM ARASINDA TEREDUT EDERKEN..O BAMYANIN IRI OLMASINA RAGMEN LEZZETLI VE BILINEN BIR BAMYA OLDUGUNU IFADE ETMISTI YANIMDA DURAN ALISVERIS YAPAN BIR BAYAN..NITEKIM ALDIM VE BAYILMISTIM LEZZETINE..SIZ BILIRSINIZ SANIRIM ADINI..
LEZZETLI GUNLER DILERIM...

sunrise dedi ki...

Ben de bu sene kendi kendime cok sey urettim ama hala su minicik biberlerden yatistiremedim. Rahmetli kayinvalidem Bursa yakinlarinda minik bir koyun biberini cok overdi bana. Sizinkiler de tipki onlara benziyor. Afiyetler olsun, bibere hic dayanamam da...

Adsız dedi ki...

Selam:; yazmayayım dedim ama yinede yazıyorum. Buralarda artık muzu bile yayla muzu diye satıyorlar. Bunu duymak sözün bittiği yerdir bence.O domateslerin tohumu ve fidesi birkere genetik arızalı yaylada yetişse ne olur sahilde olgunlaşsa ne olur?Ben hep kırar dökerim ama gerçek bu ZNGL

Adsız dedi ki...

slm canım...

hasret kaldık o pazarlara...ben karadeniz kıyısında oturuyorum...bir yağmur bir yağmur...
pazarlarda güzel sayılır...köylü hanımlar bahçe sebzesi meyvesi satıyorlar ama bir o kadarda pahalı oluyor....

antalya pazarları çok ucuz diye duymuştum....
siz oralarda herşeyin daha tazesini yiyosunuz....bizim buralara gelinceye kadar hem eskiyor hemde fiyatı katlanıyor....

öpüyorum canım....
paylaşımın için teşekkürler...

Tijen dedi ki...

Sevgili Kıymet,
Hoşgeldin sefalar getirdin. Yine gel!
*
Amerika'daki komşum gündoğumu,
Memleketten getirttiğin güzel şeyleri güle güle kullan.
*
Sevgili Zengile dostum,
Bu memlekette doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar biliyorsunuz. Siz daha kovulmadınız anlaşılan. Bu gidişle yakındır, benden söylemesi.
*
Sevgili Disal,
Zengile dostum doğru söylüyor. Burada pek çok ürün ne yazık ki pek de doğal değil. Kılı kırk yararak bulmaya çalışıyorum onların arasından. Yani ucuz olan (özellikle kış aylarında) sera ürünleri. Dediğin gibi, uzaklara gidene kadar fiyatı artıyor ama ben de onları yemiyorum zaten.

etki alanı dedi ki...

Nasıl iç geçirdim anlatamam.ANTALYA ya da AKDENİZ.
Duyunca içimin açıldığı kelimeler.Ve biberler.İyi ki makinenizi yanınıza almışsınız.Ve kutluyorum,harika çekmişsiniz..
Paylaştığınız iyi olmuş.Meğer özlem çeker mişim...
Tütü

Aybike Ceylan dedi ki...

Sevgili Tijen'cigim,

Benim de burada en cok aradigim sey, biberlerimiz. Bu sene tohumlarindan getirdim ve bahara bahceye ekmeye calisacagiz, bakalim tutarlar umarim.

Resim cok guzel, cok canli.

Sevgilerimi gonderiyorum.

Adsız dedi ki...

biberler gerçekten çok güzel görünüyorlar....keşke herşey doğal olmsa ....ama maalesef....

Yasemin dedi ki...

seneler olmustur heralde ben pazara gitmeyeli.. ama en son gittigimde o yesilligin guzelligini hatirliyorum. bak simdi canim cekti senin tariflerinden. gerci istanbulda okadar has urunlerin oldugu pazar bulabilirmiyim bilmiyorum ama en yakin pazar gidecegim bu gazla :) ne kadar iyi yapmissin gittmissin :)

Tijen dedi ki...

Sevgili Tütü,
Ben de her seferinde fotoğraflara bakıp, iyi ki yanıma almışım diyorum. Belki de sürekli yanımda gezdirmelik ufak bir makine edinmeliyim.
*
Aybike'ciğim,
Emin ol hepsi de çıkacak ve siz her gün dalından yeni kopmuş tazecik biberler yiyeceksiniz, şimdiden hazırla yerlerini.
*
Keşke Özlem'ciğim ama inan Antalya'daki pek çok şey de doğal değil artık. Bu yüzden de pazarı tavaf edip en doğru olduğunu düşündüğüm kişilerden alıyorum sebze ve meyvelerimi.
*
Aşkolsun Yasemin nasıl gidilmez pazara? Bu cumartesi çantalarını kapıp Feriköy'deki organik pazara gidiyorsun ve o güzelim sebzeleri yiyip sen de şükrediyorsun!

Punto dedi ki...

Ben "biberiye"ye takıldım. Sitenin yeşillikleri arasında biberiye diye bir bitki var. Çayının migrene iyi geldiğini vurgulayan bir elektronik posta dolaşıyordu ortalıkta. Neyin nesi o?

Gönül dedi ki...

valla yanına çay peynir birde domates bu biberler nede güzel yenir çıtır çıtır....bende pazara gidince kendimi kaybeder her gördüğümden almak isterim....şimdi sendede görünce canım pazara gidip herşeyi taze taze almak istiyor.....sevgilerimle

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

Ah işte Antalya'da yaşamanın güzelliği, pazardan alışveriş ve sıcak havalar. Buralarda kalöriferler yanmaya başladı ve marketten alışverişe devam.
Sevgiler,

Tijen dedi ki...

Akın Abi,
Asıl biberiye sizin dediğiniz, sivri sivri yaprakları olan, çit bitkisi olarak da kullanılan. Bu biberlere sanırım sadece Antalya'da biberiye deniyor. Yöresel bir terim. Punto'nun yaşgünü kutlu olsun. Nice yıllara!
*
Ocakları batıran komşucuğum,
Acı biber seviyorsan bunları yiyebilirsin ama sevmiyorsan aldığım çıtır tatlı biberlerden ikram edeyim sana. Çok acı olduklarından sadece hayran hayran seyretmekle yetiniyorum çünkü!
*
Ayşegül'cüğüm,
İstanbul'da yaşarken, hatta koca holdinglerde çalışırken bile pazarsız kalmadım ben. Öğle tatilinde Ulus pazarına gider (yahut haftasonları Yeniköy, Beşiktaş vs) mutlaka pazardan bir şeyler tüketirdim. Tabii gidemediğim haftalar olmuştur, yalanım olmasın.

sevdamavisi dedi ki...

Ağzımın suları aktı ne güzeller... Tijenciğim,
öyle sade ve güzel anlatmışsın ki yakın olsa atlayıp geleceğim pazara. sevgiler

sofi dedi ki...

pazarları hep sevmişimdir, fırsat buldukça da giderim, o renkleri, kokuları hissetmek bile çok güzel. Eski lezzetler olmasa da doğaya bize verdikleri için senin de dediğin gibi şükran borçluyuz.

Tijen dedi ki...

Gel Sevda kadıncığım,
Bekleriz. Yakın değil biliyorum ama ben buralarda olmasam da yolun Antalya'ya düştüğünde salı ve cuma pazarlarını öğrenip ziyaret et, en güzelleri onlar bana kalırsa.
*
Sofi,
Ben de öyle! Pazar insanın tüm duyularına hitap eden bir yer. Gerçi Zengile dostumun dediği gibi, işin cılkını çıkarıp abartan, yalan yanlış bilgiler veren satıcılar da yok değil ama bir tanecik teyzeyle konuşup onun hayır duasını almak bile iyi geliyor bana.

Burçin'in Denemeleri dedi ki...

Tijen'ciğim,
Burda domatesler şimdiden o kadar kötü ki. Soymamla çöpe atmam bir oluyor. O bakımdan yazını imrenerek okudum ve Antalya'da yaşamak istedim bir an.
Sevgiler,

daimamutfak dedi ki...

Ah tijenciğim ben bu sonbaharı çok seviyorum.Pazarın en bol zamanı..ne iyi etmişte makineni almışsın arkadaşım..ellerine sağlık.Biberleri çıtır çıtır yiyesim geldi.Afitle ye ...neriman

Tijen dedi ki...

Burçin'ciğim,
İnan buradakilerin çoğu da aynı dediğin gibi. Gittiğim pazarda bir 'yayla' sokağı var, oradaki ince kabuklu pembe veya yerli olduğu iddia edilen ve gerçekten çok hassas ve kırılgan domateslerden alıyorum ya herhalde bir kaç haftaya biter onlar da.
*
Neriman'cığım çok haklısın. Sonbahar pazarları en renkli pazarlardan. Nasıl yoğun oluyor her şeyin rengi değil mi?

NiNo dedi ki...

ayyyy fotografa bakarken bile agzim yandi :D acimidir acep buralarda bole biber mumkun degil yok daha irilerinden var ama bunlar cok guzeldir eminim

Saliha dedi ki...

KOMŞUCUGUM ORALAR HALA SICAKMI?BIZ BURDA ÜŞÜYORUZ:(ORALARIN VE SONBHARIN SEBZELERININ SICAGINI BIZE ULASTIRDIGIN İÇİN EMEĞİNE SAĞOL!!SEVGILERLE..

Tijen dedi ki...

Saliha'cığım,
Bayramın son gününe kadar yaz gibiydi, iki gün soğudu, şimdi tatlı bir sonbahar havası hakim. Tam sevdiğim havalar.

mavimantar dedi ki...

Bugün , bir kitapçının vitrininde kitaplara bakarken , sizin "Her Güne Bir Yemek" kitabınızı gördüm.Valla ne yalan söyliyeyim ,tanıdığım birini görmüşcesine gülümserken yakaladım kendimi.Bu bloglar insanı böylemi yapıyor :)
Bende pazarları sevenlerdenim.Ama hepsi aynı boy ve şekilde,müthiş albenili,ama bir o kadarda lezzetsiz meyve -sebzeleri pazarda görünce moralim bozuluyor.İstanbulun organik pazarlarını kıskanmadan edemiyorum :D.Şimdi buna birde Antalya pazarı eklendi.
Şu biberlerin güzelliğine bakın.Şu mor olanlarda çok mu acı gerçekten.

Tijen dedi ki...

Evet bloglar insanı böyle yapıyor, gerçekten. Her geçen gün yeni dostlar edindiğini görüp sen de şaşıracaksın. Çok güzel dostlarımız var ama elbette her şey güllük gülistanlık değil internet dünyasında, yine de tedbiri elden bırakmamak gerek...

Hanife dedi ki...

Bugun tursulk malzeme aldim Tijen'cigim. Hani senin su biberlerin tombik olanlardan olsa ne guzel girerdi tursuya:)
Ben de bir kac tane jalepano atacagim arasina.
Bu incecik guzeller hani aci olmasa kahvaltida bile yenecek cinsten degil mi?? Citir citir:))

Tijen dedi ki...

Oh şimdiden ellerine sağlık Hanife'ciğim, eminim muhteşem olacaktır turşun. Minik acı biberlerle Antalya'da domates rendeli bir turşu yapıyorlar. Tabii o kadar acı ki, ben yiyemiyorum.

Adsız dedi ki...

Ah Tijen'ciğim ne güzel,çıtır çıtır bunlar böyle...
Bende köy pazarlarını sevenlerdenim.İst.yaşarken ne yapar eder bulurdum köyden gelenleri.Şimdi İzmit'te yaşıyorum ve taze sebze, meyva bulmak çok mutlu ediyor beni.Hatta teyzelerle sohbet ederim,hangi köydensiniz,nerde yetiştiriyorsunuz,bunun adı ne,nasıl pişer...çok sey öğrendim.
Biberler tatlı olsaydı ,sabah kahvaltısı niyetine peynir,taze ekmekle ne güzel giderdi.
Sevgiler
Emel
asevi.blogcu.com

Adsız dedi ki...

Teşekkür ederim Tijen'ciğim, bahsedene kadar fındık kitabı hakkında bilgim yoktu.
Tabiki tarifi vermek isterim...Yıllardır annemin ve memleketim insanının yaptığı , ekmek üstüne ,çay yanına atıştırmalık olarak tükettiğimiz fındık acılısının.
Sevgiler
Emel
asevi.blogcu.com

Tijen dedi ki...

Emel'ciğim,
Çok haklısın, pazarcılarla konuşmak bile başlı başına bir keyif. İnsan ne çok şey öğreniyor değil mi? Eğlenceli de oluyor. Fındık kitabıyla ben ilgilenmiyorum ama sana da söylediğim gibi, sanırım dizgisi falan bitmiş, satışa hazırlanıyordur. Ben bu tarifi deneyeceğim ama.

bir dilim bir tutam dedi ki...

TASINDIM! Sevgili Tijen'cigim blogspota gectim.Seni de tabiki arkadas listeme aldim.Haber vereyim dedim.Beklerim
www.birdilimbirtutam.blogspot.com
Sevgiler

ab-ı hayat dedi ki...

Her gördüğümde renklerine bayıldığım,acı olduğu için bir türlü yiyemediğim,eşim yerken yutkunmakla yetindiğim güzellikler nede yakışmış sayfana.Bu güzellikleri bahçesinden alabildiğim için şanslı olanlardanım bende.


sevgi ve selamlar...

Tijen dedi ki...

Hayırlı olsun Serap'cığım!
Hemen yaptım değişikliği. Seni artık yeni adresinde ziyaret edeceğiz.
*
Bengisu'cuğum,
Çok güzeller değil mi? Biber mucizevi bir bitki. İçinde belki de yüz tane tohum var. Tek bir biberden bir sonraki yıl kaç tane biber alınabilir bir düşünsene!

Neslihan dedi ki...

Tijencim, ben de yakın zamana kadar pazara gitme şansı buluyordum ve ne kadar taşıma ezyeti olsa da çok keyif alıyordum, işyerim taşındı artık gidemiyorum, belki organik pazara gitmeye çalışabilirim, ama senin pazar çok güzelmiş, insanın biberleri yiyesi geliyor:)
Bu arada ben ilk İstanbul ziyaretinde senin kahvaltıya davet ediyorum, haberlerini bekleyeceğim
Sevgiler

Kevser - Elda'nin Annesi dedi ki...

Tijen'cim, harikasin öyle bir anlatim ki hayran kaldim. Okurken bile agzimin sulari akti inanmazsin. Güzel yurdumuzun pazarlarinin ve bollugunun yerini hic bir süpermarket tutmuyor. Burada nerde öyle güzellikler, Almanlar senelerdir bizlere Ispanyolun ürünlerini dayatiyor. Ama ben firsat buldukca türk marketinden sürekli türk ürünlerini aliyorum ve lezzetindende anlasiliyor bu bizim oranin lezzeti oldugu.

Selam ve sevgilerimle..

KURABİYE EVİ dedi ki...

Halimize ne kadar şükretsek azdır ama yinede domatesin kokusunu özlememek mümkün degil şöyle dalından kopmuş kokusu dolapta bile hala mis gibi üstünde simdi bunlara organik diyorlar oysa cocuklugum üstünde sarı sarı çiçegi olan salatalıkları mis kokulu domatesleri sizinde dediginiz gibi çıtır çıtır yiyerek gecti ne acı ki simdi cocuklarımız bunlara organik diyecek....sevgiyle kalın