28 Temmuz 2009
Ruhlarımız geride kalıyor
Siz de bazen hikayedeki yerliler gibi çok hızlı gittiğimizi, ruhlarımızın geride kaldığını düşünmüyor musunuz? Koşturarak işe gidip geldiğinizi, bir hışım mutfağa girip yemek yaptığınızı, hızlı bir duş alıp temizlendiğinizi, alışverişe gidip gelirken etrafınıza bile bakmadığınızı... Ne duştan akan suyun, ne yolda karşınıza çıkan ağaçların, çiçeklerin, ne yemek yapımında kullandığınız malzemenin farkına varmadığınızı... Tehlikeli bir durum değil mi bu? Ruhlarımızı hiçe saymış olmuyor muyuz bu hızda yaşarken? Dün birden bunun farkına vardım ve acele etmemeye karar verdim. Pazarda Fatma ve Burhan'la sohbet ettim. Bana burada okuyup da onları arayıp bulan ve Ören Pazarı'na dahi gidip onlardan alışveriş yapan Nalan'ı anlattılar. Dişsiz neneyle biraz konuştum. Geçen hafta seksen kuruş borcum kalan biberciyi aradım ama bulamadım. Her zamanki yerden çam fıstığı, fındık, badem aldım; yılın ilk kavununu seçtirdim her zamanki kavuncuya. Pazar alışverişimi bitirince Ayşe'nin önerdiği Şen Antep Pastanesi'ne gittim, ufakça bir parça peynirli börek tarttırdım (1.25 tl), dilimlettim ve Çınaraltı Çay Bahçesi'ne gittim, caminin yanındaki. İki açık çay içtim (tanesi 50 kuruş). Acele etmedim. Gelen geçeni izledim. Karnımı doyurdum. Sonra kalkıp dolmuş durağına yürüdüm. Arada çantamı bir amcaya emanet edip Beksan'dan galeta aldım. Dişçi Metin Hayratı'nın yanında "ferece"li kadınlar oturmuştu. Pazara gelmiş olmalılar. Gölgeye çekilmişlerdi. Hayrat ve hoyrat sözcüklerinin birbirine ne kadar benzediğini, ancak anlamlarının ne kadar farklı olduğunu düşündüm yürürken. O yavaşlık hoşuma gitti. (Not: Bu fotoğraf iki yıl önce Bodrum'a gittiğimde çekildi. Bodrum'da yaşarken sıkça gittiğim Yunuslar Börekçisi'nin böreği bu. Dün yediğim böreğin fotoğrafını çekmediğim için bunu koydum. Makine ağır diye bu ara yanımda taşımıyorum. Benim yediğim de buna benzer. Ama herşeyiyle çok güzeldi. Tekrar teşekkürler Ayşe, beni bu börekle tanıştırdığın için!)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
25 yorum:
benim ruhumda bu sıralar önden gidiyor :))) öyle yavaşım ki tijen.
börek ağzımın suyunu akıttı.
Ne güzel anlatmışsın.Ben de yavaşlamamız gerektiğine inanıyorum.Detayları ,hayatın anlamını,güzelliklerini,farkına,tadına vara vara yaşamalıyız.Bu hayat şartlarında her ne kadar zor olsa da..Sevgiler..
Merhaba;
Ne güzel yazmışsınız benimde en çok kendime kızdığım konu bu, her işi telaşla yapmak; sakin, telaşsız olmayı başaramamak malesef:(
Hayat bu, farkına varmadan geçip gidiyor, koşturma içerisinde hayatı ıskalıyoruz, ayrıntıların hayatımıza katacağı renkleri görmezden geliyoruz...
Ahhh, Tijen'ciğim unutur muyum seni; sadece inanılmaz yoğun zamanlar geçiriyorum.. An geliyor su içmeyi unutuyorum, ama şikayetçi değilim asla, aksine çok mutluyum.. Müthiş zevk alarak hazırlıyorum pastalarımı:))
Senden böylesine içten, candan bir yorum almak da ayrıca çok mutlu etti beni:))Hatırlanmak çok güzel:))
Kocaman öpüyorum.....
Tijencim nasıl güzel anlatmışsın, gerçekten de dediğin doğru. yakalamak için sürekli koşturuyoruz ama geride kalanları önemsemeden. arada ben de senin gibi durup bunu düşünürüm, hayatın hızla geçtiğini ama çoğu güzelliği ıskaladığımızı. ne güzel yapmışsın böreğini alıp keyifle çayını yudumlamışsın. ben de dün kahvemi elime alıp saatlerce senin kitaba göz attım her güne bir yemek, tatil dönüşü uygulamak üzere bir sürü işaretli bırakıyorum geride. sevgiler
Sık sık ruhlarımızı dinlemek ve dinlerdirmek için durup yavaşlamalıyız değil mi?
Benim durumum bu aralar tam tersine, ruhum durup dinlenmeden sıkılmış, hızlı hareket etmek istiyor, hadi kalk yapman gereken dünya kadar iş var diyor ama bu seferde ben onu dinlemiyorum..
Aslında buralardayım, fotoğraflara bakııp,hayallere dalıyorum. Ama bir türlü sesimi çıkartamıyordum:)
Kabaklardan kısa zamanda deniycem. Kabak yazısı okuduğumda mutfaktan 5 tepsi kurabiye yapmış olarak çıktığım için yazmaya takatim kalmamıştı:)
Börekler de enfes görünüyor. Evlendiğim zaman oralara geldiğimde tadacağım lezzetler arasına kaydettim bilee:)
özellikle de küçük yerlerde insanların karşılık beklemeden sundukları konukseverlikleri ya da en basitinden bir eşyanızı emanet edebilme lüksü bile cezbediyor beni.ne zaman küçük bir yerde ama tabi telaşlı telaşlı koşturarak bulunsam bir gün buralarda sakin dingin bir yaşamın hayalini kurarken buluyorum kendimi :) bakalım ne zaman :)
Tijencigim, begendigine cok sevindim. Biz cok severiz hem boreklerini, hep de dukkan sahiplerini... keske orada olsaydim da beraber gitseydik pazara.. :)
Yaşadığım şeye isim koymuşsun. Hissettiğim tam olarak bu. Birşey geride kalıyor, birşey son hız koşuyor.Ben de aralardayım...
Sadece içimden geçeni yazmak istedim bu yazıyı okurken.. Dilerim Zen'i bir gün senin kadar yaşayabilirim, bu kadar güzel yaşabilirim!
Afiyet,bal seker olsun Tijenim:)
Tijencim sen anlatırken sanki yanındaymışım gibi hissediyorum.Ayşe ne iyi etmiş bu adresi vermiş,bizde sayenizde öğrendik.Kulağımıza çalındı bir kere :)
Ne iyi yapmışsınız Tijen...
Ben de her telden çalarken (ilgi alanlarım çok, yetişemeyince sevmekle yetiniyorum artık) ruhumun geride kaldığını hissedip, yavaşlamaya çalışıyorum.
Nasıl da karmaşıklaştırmışız yaşamlarımızı...
İnsan sürekli arayış içerisinde, kendini bulana kadar devam edecek zannederim bu arayış.
Yüreği olabildiğince arındırmak ve sonra da onun temposunda gitmek en güzeli olsa gerek diye düşünüyorum.
Sevgiler...
çok haklısın...
sanırım bir soluklanıp ruhumun yetişmesine izin vermeliyim bende.
ne kadar ve ne kadar haklısın tijenciğim..
beni düşündürdün yazdıklarınla !!
hayat acımasız bir hız ile akıp gidiyor..
ne olduğunu bile anlamadan temmuzu bitiriyorum !!!!!
HIZ BU OLSA GEREK !
Oysa görmeye değer neler vardı kimbilir bu akıntıların içinde...
bazen bişeylere mahkum olduğumuzu
ve,
bunun sadece DÜZENDEN kaynaklandığını farkediyorum....
Ruhlarımızın daima yükeslip , kanatlanması temennilerimle.., sevgiler canım...
AFİYETLER- KEYİFLER OLSUN.
Ne güzel yazmışsın Tijen'cim,
Aynı şeyleri hep düşünür ve yaşamı yaşamak için zamanı kullanmalı derim ama sadece derim. Bir koşturmaca, zamanla kovalamaca halindeyim.
Neden? Hele ki ben emekli için zamanı yaşayarak kullanmam gerekir. Ama yok, illa zamanla yarışacağım!!!
Sevgili Tijen hayat şartları bizi bu duruma iten.Akşam belli bir saatte eve gelip acele ile yemek hazırlamak.Çünkü evdekiler açıktı.Bazen senin dediğn gibi düşünüyorum da bu telaş ve koşturmada akrabalarımı uzun süredir görmediğimi hatırlıyorum.Ama gene araya bir şeyler giriyor ve erteliyorum.Ruhum genelde geride kalıyor.Teşekkür ediyorum bana bunu hatırlattığın için.
Kesinlikle haklısın..hatta uzun zaman at koşturur gibi yaşadım işim nefes almaya bile müsade etmeyenlerdendi..şimdi birden hayatın ritmini yakaladım..
göğe bakıpta mavi bir gökyüzü görmek ve bunu hissetmek ne büyük mutluluk!!
Sakin, rahat, yaşamı izleyebileceğiniz günler diliyorum...
ahhhh daha ilk kelimelerle birlikte işte benim son zamanlardaki düşüncelerimin ve yaşadıkalrımın kelimelere dökülmüş hali dedim...
gerçekten durup ruhumu beklemeye ihtiyacım var bu günlerde Tijencim...
Sevgiler
sevgili tijen,
tam bende bu aralar nasıl hissettiğimi tarif edemezken, senin yazını okudum ve evet itiraf ediyorum ruhum geride kalıyor, ama ben yavaş değilim, isteklerimin hemen olmasını istiyorum ama olmuyor, ama şimdi daha sakin olmaya karar verdim, birazcık akışına bırakmak istiyorum, umarım başarabilirim:) ve sanırım büyük şehir beni sıktı, risk alıp küçük bir yere gitmek istiyorum(bak gene istedim:)
kısacası birazcık rahat olmak istiyorum, yetişecek mi kaygısını yaşamak istemiyorum...
Not: Bu arada börek harika görünüyor:)
kucak dolusu sevgiler
Tüm Ayvalık, Burhaniye yazılarının çıktısını aldım. Pazar günü oralarada olacağız bir 15 gün kadar. Umarım uğrayabilirim Döndüğümde izlenimleimi yazarım inşallah.
Sevgiler
Sizin sayfanızı yeni yeni takip etmeye başladım. Bizi bu konularda bu kadar güzel anlatılarla bilgilendirdiğiniz için teşekkür etmek istedim.
Sevgilerimle
tam bende buu ruh olayını düşünüyordum 2 gündür. Sürekli ruhum genç hep aynıı şeylerden hoşlanıyor hep aynı şeyleri seviyor hep aynı şeylerden etkileniyor ama bedenim çok farklı, ruhum hep güzel kalmayı başarırken :-) vücudum zamana karşı koyamıyor...Yerçekimine yenik düşüyor...:-)
Afrika mı , Tibet mi hatırlamıyorum onlarda "hızlı yürümeyin ruhunuz geride kalıyor demişler...
Sevgiler. Arzu
Bende yere comelerek cubukla tasla yere biseylere cizerek dogayi dinlemeyi;aaa yapraklar sararmis,cicek acmis,bulut gelmis,serin cikmis hergun hissederek farkina vararak yasamayi;gece issizliginda birazcik urpermeyi;konu komsu hergun ne olmus dinlemeyi ozledim.Ama pinpon topu gibi saatleri ve planlari eslestirmekten mevsimler kayip gidiyor fonda..
Yorum Gönder