11 Nisan 2008
Var mi cay gibisi?
Insan bazi seylerin kiymetini ona ulasamadiginda anlar ya, iste cay da onlardan biri. Demlenmis caysiz bir hayat olabilir mi? Poset caylar disimin kovuguna bile gitmiyor (biliyorum bu deyimin yeri bu cumle degil ama icimden oyle soylemek geldi). Istersen on bardak ic, zaten bardak da yok ya, fincan, hatta cogu zaman kocaman fincanlar (hani su Amerikalilarin "mug" dedigi) veya bazen de, hani istasyonlarda falan beklerken, kagit bardakta icilen poset caylarin hic biri, ama hic biri bizim halis mulis cayimizin yerini tutamaz. Demligi kim icad ettiyse (bu kisinin bir Turk olma ihtimali cok dusuk, belki de degildir, antropolog arkadaslara sormali) alnindan opmek istiyorum, tabii hala hayatta ise (ki bu ihtimal cok dusuk, hatta yok, yok, yok). Hele su satirlari sessiz sakin bir evde, bir bardak (evet evet, cam bardak) demlenmis cay esliginde yazmak gibisi ise hic yok. Elbette bu ev insanin kendi evi olsa, bilgisayar da kendi bilgisayari olsa, tuslar elinin altindan su gibi akip gitse, sozcukler duzgun ciksa, sen guzel ve mutlu yazilar yazsan, seni merak etmis olan, hal hatir soran, guzel hosgeldin mesajlari gonderen dostlara kendi bilgisayarinin tuslarindan tesekkur sozcukleri yollasan (tuslarla ne kadar olursa artik) daha da guzel olur ya guzel bir dostun yaninda olmak da, yuvasina, hayatina kabul edilmis olmak da cok guzel. Oyleyse iyisi mi ben bu guzelliklerin (ah cay seni ne cok seviyorum!) tadini cikarayim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
27 yorum:
Mutlu olduğunuz ve özellikle de bunu okuyanlarla paylaşmayı seçtiğiniz için çok sevindim. Sizin pozitif düşünceleriniz ekrandan bana ulaştı, teşekkürler :)
Çay demleme adeti öncelikle -daha bir çok şey gibi- Çin'den çıkmış bildiğim kadarıyla. Ama demleyip sıcak su ilave etmeyi büyük ihtimalle Acem toplumu bulmuştur. İranlı tanıdıklarım yüzünden "Acem Tiryakisi" tanımının boşuna olmadığını anladım.
tijencim,az önce yemekten geldim ve süper demlenmiş bir çay aldım..ohh be çay derken bir baktım ki sen yazmışsın çay hakkında...bu kadar olur...
demlenmiş çay bambaşka bir olay.yabancılar uyanır uyanmaz kahve arar,biz ise çaya kendimize geliriz.Damak tadımız dünyada 1.olmalı tijencim ya...
sevgiler,
Beklediğim kişi, beklediğim ilk dönüş yazısı veeee konu: inanamıyorum; yaşamımın en büyük aşklarından biri "çay"...
Bilmiyordum, kaçırmışım sanırım bu tiryakiliği, çok heyecanlandım.
Hem mekan anlamında, hem sağlık yönünden diliyorum ki demlice çaylarımızı içebilme şansımız hiç kaybolmasın.
Sımsıcak sevgilerimi yolluyorum size...
Ben sahsen cayi sadece kahvaltida icerim.Ama etrafimda ailemden arkadaslarimdan hep duyarim simdi bir yorgunluk cayi ,keyif cayi,sohbet cayi icelim diye.Yani cayi her ortama göre tadini cikartmasini biliyoruz.Bende öyle cay fanatigi olmak isterdim.Cayi icerken oh be diyenlerden olmak isterdim,ne güzel bir histir.Hem yapmasi kolay hemde cok severek iciliyor.Tüm cay sevenlere AAAfiyetler olsun diyorum,herkeze benden cayyy:))))Güzel paylasimin icin cok tesekürler canim.Sevgiyle kal.
Tijencim sanırım şuan bir gezi için uzaklardasın.En kısa sürede klavyene ve demlenmiş güzel bir çaya, ince belli bardağına kavuşmanı diliyorum.
Ben hiç çay içmiyorum ,alışmamışız öylede gidiyor.
Ama tiryaki olmak nasıl bir şey iyi bilirim(ailemden)
Kucak dolusu sevgiler
öncelikle yokluğunuzda epey kaygılandım. sayfa mı kapandı neler oluyor diye. ama tekrar karşılaşmak güzel... bu yazıda içimde çok derin bir yerlere temas ettiğinizi belirtmem gerek. kendine ait bir oda kitabı geldi aklıma virgina woolf'un. kendine ait olan bir yaşamı yazıyla kutsamak, keyfin her haline yaraşır deli çay kokusuna bulanmak...eşsiz bir özgürlük. evet insanın kendi yaşamının ustası olması...daha büyük bir özgürlük yok benim için. salt kendi ruhunun efendisi olmak gibisi yok...hoşgeldiniz tijen...
Hoşgeldin Tijencim, bir bardak (cam olsun ama) taze demlenmiş çaya şu an hayır demezdim.
Sevgilerimle.
şu an da benim de elimde sıcacık taze demlenmiş çayım var. Gerçekten de insanı en rahatlatan şey bu olsa gerek :)
Keyfinin yerinde olmasına sevinim.Umarım bir ara birlikte çay içebiliriz.Sevgiler...
Aaaaa satirlari cayla beraber okumak da cok keyifli sahsen
Yazini okurken anacigim geldi aklima surekli ah cekerdi bi kizim yokki benimle soyle karsilikli cay icsin diye(ozaman benim cayla pek aram yoktuda)Tekrar hosgeldin Tijencigim.Sevgilerimle
Hele bi gel, uzaklar sana gelir
Sen hele bi gel, bütün dertler bitiverir
Hep seni bulur, uzun zor sıkıcı günler
Yazık olur, hadi gel kurtar bizi... (PİNHANİ)'nin şarkı sözleri bu duruma çok uydu sanırım.
Tijen Ablam Sıcacık Sevgiler...
Hele bi geeeeelllll...
tijen hanım selamlar, pippa bacca için bir yürüyüş yapmak istiyoruz. sizin de desteğinizi almak benim için önemli. ve tabii önerilerinizi.
ayrıntılı bilgi için: http://handannkaleminden-handan.blogspot.com/2008/04/pippa-bacca.html
selamlar
handan
canim mutlu olmana sevindim,sanirim uzaklardasin sevgiler ,mutluluklar.
Tijen'ciğiiimmm,
Arınma faslının nihayet bulmasına çok sevindim:)) Dört gözle bekler olmuştum senin o çok sevdiğim yazılarını, hele bir de çayla döndün ya, hem de cam bardakla....
Sımsıcak sevgilerimi gönderiyorum sana, iyi ki geri geldin....
sevgili tijen mutlu ve sıcak satırlar dökülmüş hayatından sayfana.. çok memnunum yeniden seni okuyabildiğim için..
çay konusuna gelince, dediklerine tamamen katılıyorum çünkü günde üç kez çay demleyen biriydim ben zamanında. Artık çayı bıraktım maalesef.. :( Çünklü çok kötü bir dostuyla beraber ve ondan ayrılmayı hiç istemiyor; şeker. Asıl niyetim şekeri bırakmaktı, aaa güzelim çay da şekerle birlik olup gitti hayatımdan.. :(
tıjen cım toparlanmana ( arınmana ) sevındım.. benım cayla aram pek yoktur ama sanırım bu konuda esım senı cok daha ıyı anlayacaktır:) umarım bırgun sana kendı ellerımle hazırladığım caydan ıkram edebılırım;)
Hepinize tesekkürler güzel yorumlariniz icin. Demlenmis cay gibisi var mi? Yok elbet!
YOK!
çay gibisi olamaz,o tad başka şeylerde hasıl olamaz
bir tiryaki uzun cümleler kurar:)
yazın tren yolcuğulu yaparken o uzun zaman diliminde çay her aldığımda arada kalıyordum
alsammı-almasammı
çünkü poşet çaydı ve hiç ama hiç sevmiyorum ve elimden geldiğince içmiyorum çünkü demli bir çay ve ince belli bardakta üfff:)
Tijen abla olsun yakın zaman diliminde elinde çayın sende keyif yaparsın inşAllah...
Tijen benim de en sevdiğim içecekler arasındadır çay.Onsuz bir hayat düşününemiyorum.Çay tiryakisiyim.Her gün akşam üzerleri demler keyifle içerim:)
(Döndüğüne çok sevindim:))
Sevgilerimle
Çoookkk oldu nerede okudum bilemiyorum. Çayla ilgili yeni şeyler öğrenmiştim. Aklımda kaldığı kadarıyla, çayın ingilizler tarafından yayıldığı herkezce bilinirmiş fakat anavatanı çinmiş....Çaydanlık ta çinden doğmuş olmalı hatırladığım kadarıyla, yanılmıyorumdur inşallah....Kızımın doğumundan sonra narkozdan ayılırken hayal meyal çay istediğimi kovalarca çay içecek kadar değişik bir istek duymuytum...Hala ne kadar içsem kanamıyorum....Bir de balkon muhabbetleri......Mutluluk aslında biziz, kokladığımız bir çiçek, bastığımız bir toprak, sevdiğimiz bir çocuk, içtiğimiz bir çay, bunlardan çıkardığımız anlam...MUtlu kal
ben cayi pek sevmem hatta hic aramam :) ama sevene saygi duyarim evime gelene en guzelini yaparim :) siir gibi oldu hosgeldin demek istedim yeniden ozlettin
tijeniiiiim, hoşgeldin anacım...
Gözlerimiz yollarda kaldı ayol.. :))
Özlendin haberin olsun. :)
Canım tijenim çayla ilgili aynı fikirleri paylaşıyorum. Kıbrıs'ta hiç biryerde demlenmiş çay bulamıyorum. Çıldırıyorum resmen. İstersem 10 bardak içeyim ince belli bardakta içtiğim demli çay gibi gelmiyor hiçbiri.
Yolların ustasıyım
Demlenmiş çayın hastasıyım :)))
öpüyorum tijenim.
www.misssgibi.com
Ah Tijen cay deyince akan sular durur:)
Sabahlari cay icmezsek basimiz agrir, uykumuz acilmaz, atomumuz patlamaz:)) cayin yeri bir baska guzel.
Ben de burda her sabah cayimi demliyorum hemde demlik poseti falan degil tiryaki. Cay dedigin soyle demligin icinde gezinmeli .
Buralar da bir yere gittiginde zor oluyor evde her duzen hazir oluyor.
cayli gunler dilerim.sevgiler.
Ben çayı çok sevmiyorum, haliyle demleme çayıda pek sevmiyorum ama kimisi oturup bir demlik bitirmeden kalmıyor, nedense bu aralar kahveye dadandım :) orta şekerli bir türk kahvesi gibisi yok demeye başladım, belki ilerde çay içinde aynı şeyleri söyleyebilirim :)
Doğru bildin Tijenciğim; demlik Türk icadı değil.
Benim bildiğim kadarıyla -antropolog değilim gerçi- ilk demlikler Çin'den çıkmış. (Haliyle...)
1300'lerde... (Milattan sonra...) Ming Hanedanı döneminde. Zaten o Ming Hanedanı döneminde çok işler kotarmış ya Çinliler :)
Avrupa'da ise 1600'lerde (Sanıyorum 1650 civarı) 'Batı tarzı' demlikler yapılmış.
Öte yandan keyfini pek sevdiğimiz semaver de Rus işi...
Türkiye'de çay ekimi sanıyorum ilkin Bursa, Uludağ civarlarında denenmiş... Tabii pek başarı sağlanamamış. (Kaynakları kontrol etmem lazım; 1800'lerin ilk yarısı diye anımsıyorum.)
Rize'ye çay gelene kadar epey zaman geçmiş haliyle...
Gerçi anavatanındaki ya da Hindistan dolaylarındaki örnekleri gibi çok kaliteli üretimimiz yok; ama alışkanlık olsa gerek, 'milli' saydığımız çaydan büyük bir çoğunluk vazgeçemiyor.
Hoş geldin yeniden :)
Sevgilerimle...
Bu arada, yabancılar diye genelleyemiyorum, onların kahve sevgisini. Ama özellikle Amerikan toplumunun (ABD'li Amerikan'dır kastım) kahve seçimi sınıfsal, hatta sınıf da demeyeyim de bağımsızlık mücadelesiyle ilgili bir konu.
Meşhur Boston Tea Party... Bilirsiniz...
Öte yandan bugün Avrupa'da dünyanın en çok çeşit çaylarını işleyen/satan/tüketenler arasında Almanya, Hollanda, İngiltere geliyor...
Daha devam edesim var; yani heves var... Ama takat yok bu gece :)
Yorum Gönder