03 Ocak 2012

Günün güzelliği

Çarşamba notu: Aşağıda gördüğünüz fotoğrafı dün çekmedim, not etmeyi unutmuşum. Bu muhteşem kabakları ve diğer olağanüstü güzellikteki sebzeleri bu akşam Sarıyer'de çektiğimiz bölümde izleyebilirsiniz. Artık Tak Sepeti Koluna için yayın bilgilerini sağ tarafa koyuyorum, oradan takip edebilirsiniz. Veya yine yanda linki olan Facebook sayfamızı beğenirseniz gelişmelerden düzenli olarak haberdar olabilirsiniz. Teşekkürler!
Sabah yatakta bugün günlerden ne diye düşündüm. Perşembe? Değil. Çarşamba? Değil. Salı? Eveeet. Bugün pazara gideceğim ben. Hemen öncesinde offff... duygusu varken üzerimde, pazara gidiyor olmak birden neşelendirdi, hafifletti. Üstelik bir de Tevfik ustaya gidecektim, börek yemeye. Önce bir güzel böreğimi yedim (kahvaltım oldu yani), sonra pazarın cümbüşüne daldım. Dönerken hesap yaptım, pazarda tamı tamına 50 tl harcamışım. Önce çok gibi geldi. Sonra aldıklarımı düşündüm. Yok canım, çok değil. İlk satın aldığım şey üç demet nergis idi. Hemen ilerisinde yaşlı mı yaşlı bir teyze katmerlisini satıyor ama bir demet kalmış. Onu da aldım. Her zamanki elmacımdan elma ve Ankara armudu, onun yanındaki satıcıdan yerelması ve mandalina, biraz ilerdeki otçumdan turpotu, marul, su teresi. Biraz daha ilerledim, alıştığım satıcıların yanına gideyim diye. Pazarda gözleme de yapan hanımdan 5 köy yumurtası ile 2.5 litre süt, bakliyatçı amcadan yarımşar kilo yeşil mercimek ve buğday ("dirgitlik mi kızım?" diye sordu, evet dedim. Yani tam buğday), son gidişimde keşfettiğim muzcudan bahçe muzu (1.2 kg kadar), annemle paylaşırız diye 1.5 kilo körpecik pırasa, karşısındaki satıcıdan iki demet pazı, annem kahvaltıda seviyor diye etli kırmızı biber, kışın tek yediğim sera ürünü kiraz domates, çorbalık diye bir dilim balkabağı. Başka? Bir başka satıcıdan maydanoz, taze soğan, roka ve tere. Bir de yarım kilo tuzsuz kabak çekirdeği. Galiba hepsi bu kadar. Pazardan gelip önce sütü kaynattım. Yoğurdumu mayalayıp kalanıyla sütlaç pişirdim (içine vanilya çekirdekleri ve şeker yerine bal koyarak), turpotlarını yıkayıp haşladım, biraz mercimek ayıklayıp önceden aldığım ıspanak köküyle pişirdim. Maraş'tan getirdiğim sumak ekşisinden ekledim ki hafif ekşi olsun. Salata malzemelerini yıkadım. Saat oldu 2, ben daha yeni oturdum. Biraz nefesleneyim, yemeğimi yiyeyim. Gözlerinizi de daha fazla yormayıp sizi gününüzle başbaşa bırakayım, bugün çok güzel bir armağan almanızı dileyerek. Mutlu günler!

30 yorum:

kara kitap dedi ki...

yazıyı okurken ağzım sulandı ya, nasıl anlatmışsınız öyle.aahhhh ahhh bursa'da nerde öyle pazar. ıspanak kökü ve yeşil mercimek salçalı mı pişecek?yoksa haşlama şeklinde mi yenecek?

Eya dedi ki...

Of Tijencigim ki ne offff... bu yazini okuyunca kendimi "Alice harikalar diyarinda" maslaini okur gibi oldum. Daha bu sabah iki doktorun endüstriyel gidalardan uzak durun dedigi...ve aci gercegin ne kadar ciddi oldugu bir program izlemisken,ne yapmak gerektigi konusunda kara kara düsünürken senin bu muhtesem pazar hikayende takili kaldim...ne güzel...tadina varman, bereketini görmen dilegiyle arkadasim...o süt hikayesini cocuklugumdan bilirim...5 lt. süt alinir...yogurt yapilir, sütlac yapilir, taze kaynayan dan da türk kahvesi ile cay bardaginda sütlü kahve icilir...özlüyorum hemde coook...basit ve yalin yasamayi...böyle pazarlara gitmeyi...yarin benim burda da her ne kadar seninki gibi olmasa da pazarim var...sabah pazardayim...sevgilerimle yeni yilda...en dogalindan sevgi dolu günler dilerim Tijencigim...

Tijen dedi ki...

Kara kitap:
Ispanak kökü ve yeşil mercimeği soğanla pişirdim. Çok az zeytinyağıyla. Ben yemeklerde salça kullanmam pek. Kendi renginde olmasını severim sebzelerin. Bizde salçacı annemdir! (Yemeğe bir tutam da tane kimyon koydum, baklagillerde gaz yapma özelliğine karşı gayet etkili oluyor!)

Tijen dedi ki...

Zehra'cığım,
Çok haklısın! Ama bizim pazarlardaki ürünlerin de ne kadar doğal olduğunu bilemiyor insan. Ben elimden geldiğince küçük üreticiden ve mevsimlik ürün alıyorum ama artık neredeyse her yerde tarım ilaçları kullanılıyor. Hele de belli başlı ürünlerde!
Ben de sana ve ailene iyi yıllar diliyorum canım.

beste dedi ki...

bugun cok guzel bir armagan aldim bile senin postun! ayrica cok uzun zamandir bekledigimiz bir haberde mutluyum çok:)))

Tijen dedi ki...

Beste'ciiiim,
Çok sevindim!
Bir tane de armağan gelsin. Ama gerçekten, elle tutulur bir armağan.

Ada Deniz dedi ki...

güzel bir pazar hikayesi olmuş...Ben de yumurtamı, otumu, bakliyatımı, meyvemi pazardan baka baka, seçe seçe almayı severim. Keyifli yerler....

HÜLYA dedi ki...

Tijen yazini çok güzel yazmissin. Dogrusu agzim sulandi :-) Bende bu aksam için yesil mercimegi kimyon ile hasladim. Bu güzel mercimege pilav eslik edecek. Yanina da bir salata. Ama senin yazdiklarin bin kat daha güzel geldi bana. Afiyet olsun.
Sevgilerim ile Hülya

tijen miriam dedi ki...

adasim,ne guzel anlatmissin.kokusu geldi buralara pazarin.canim ispanagi pisirdikten sonrami yoksa pisiriken mi ekledin sumagi?ben daha once hic denememistim sumakli ama sumagi cok seviyorum ve evde azicik kaldi,turkiyeden gelmisti..

Tijen dedi ki...

Ada ve Deniz'in annesi:
Ne şanslıyız değil mi? Pazardaki ürünleri her zaman markettekilere tercih ederim.
*
Sağol Hülya'cığım!
İkimize de afiyet olsun.
*
Adaş,
Sumak ekşisini ben ilk defa aldım, nar ekşisi gibi ama çok daha ekşi, yarı sıvı bir ürün. Çok az kullanmak yetiyor. Yemeği ateşten almadan hemen önce ekledim.

Esma dedi ki...

Sevgili tijen hnm ,yer elması hiç pişirmedim nasıl pişer ve içeriği nasıl bir sebze,kereviz ve havuç gibi toprakta kalan kısmını mı yiyoruz .O yüzden biraz karbonhidrat bir sebze mi ? Bilmiyorum Nedersiniz??
Teşekkürler
Esma

Tijen dedi ki...

Esma hanım,
Gerçekten hiç pişirmediniz mi? Büyük kayıp. Bence en lezzetli kış sebzesidir o. Evet, yeraltında yetişiyor, aslında patatese epey benziyor bu yanıyla. Ve evet, yeraltında yetişen kısmını yiyoruz. Yani bu yüzden nişastalı bir sebze ancak şekeri dengelediği söyleniyor, iyi de bir vitamin kaynağı. Ben en çok İzmir usulü pişirmeyi seviyorum, yerelması, havuç, soğan, az pirinçle zeytinyağlı. Piştikten sonra da bol dereotu. Ama çoğu zaman pişirmeden, meyve gibi yiyorum. O çıtır çıtır lezzetine hayranım!

Özge S. dedi ki...

o kabaklar gülümsüyor mu yoksa bana mı oyle geliyor... Çok para evet ama aldıklarına bakınca, onlara sarfedilen emeği düşününce bence hiç bile! Bu arada "dirgitlik" bu lafı çok sevdim nedense... Afiyet şeker olsun,keyifli afiyette bir yıl geçirmeniz dileğiyle.

sare dedi ki...

Ben hediye mi aldım, beni çok mutlu etti:0))
Pazar deyince banim içinde akan sular durur.
Antalya- Korkuteli'nde iken sabahın erken saatlerinde taşımaya başlardım. Önce peynir ve yumurta ardından sebze- meyveleri almak için giderdim. Ardından da birimizin evinde biraraya gelir cive yapıp, yerdik.
Adana'da pazarlar bir günün yarısında kurulup, gelen günün yarısında son buluyor. Gece boyunca tezgahlar ve yiyecekler yerinde kalıyor. Gece için bir bekçi kiralıyorlarmış.
Bayıldım pazar yazınıza, ne güzel paylaşmışsınız.
Teşekkürler, sevgiler.

Adsız dedi ki...

Sevgili Tijen Hanım,
Size ilk defa yazıyorum.Çünkü bloğunuzu daha yeni keşfettim.Televizyon programınızı ise severek-keyifle izliyoruz.İzliyoruz diyorum çünkü annemde programınızın takipçilerinden.Hatta programın gününü ve saatini mutfaktaki notlarının en üstüne kaydetmiş durumda böylelikle programı kaçırmıyoruz.
Tijen Hanım,programı sunuşunuz,anlatımınız o kadar hoş ki insan kendini sizinle birlikte oraları gezmiş gibi hissediyor(keşke hissetmektende öte gerçek olsa)birde tabi programın süresi bu kadar kısa olmasa..Sizi ve ekibinizdeki bütün arkadaşlarınızı kutluyor,kolaylıklar diliyorum..
Bloğunuzu ise dediğim gibi yeni keşfettim ve çok beğendim.Gerek çekmiş olduğunuz fotoğraflar gerek se yazılarınız-paylaşımlarınız çok güzeller..Hepsi için teşekkürler..
Bugünkü yazınızada bayıldım.Ben her zaman pazara gidemiyorum o iş anneciğimin severek yaptığı bir iş ama bende fırsat bulup gittiğimde o taptaze sebzelerin ve meyvaların arasında dolaşıp onların kokusunu içime çektiğimde kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyor ve yaradanın verdiği nimetlere ne kadar şükretsek az diyorum.Allah vatanımızın,topraklarımızın bereketini daim etsin;pazarlarımızı,pazarcı teyzeleri-amcaları eksik etmesin inşallah..Bugünkü yazınızda da pazardan aldıklarınızı tek tek yazmanız çok hoşuma gitti.Yalnız hangi semtteki pazar olduğunu merak etmedim değil doğrusu??Aldığınız ürünleride sağlıkla-afiyetle kullanmanız dileğiyle..
Sevgili Tijen Hanım,bu arada yeni yılınızda kutlu olsun..
Sağlıklı,huzurlu,mutlu nice seneler,nice güzel programlar diliyorum;annemin de selamını iletmekle beraber herşey gönlünüzce olsun diyorum..
Sevgilerimle.. PERİHAN

Ferkay dedi ki...

Canım benim benimde en sevdiğim şeydir. İlla her hafta dolaşırım hiç birşey almıyacağım desemde dayanamayıp mutlaka elim kolum dolu dönüyorum. Öyle güzel birşeyki.
Öpüyorum canım..

Elif'in defterinden (mndlna) dedi ki...

Sizin bu sakin ama yaşar gibi anlatışınızı seviyorum:)

Elif dedi ki...

Herkesin içi ısınmış... Bu soğuk kış günü, şu an bile gecenin soğunu hissederken yazı içimi ısıttı. Halbuki çoğu kışın sebzeleri, meyveleri...

Tijen dedi ki...

Perihan hanım,
Çok teşekkürler ne güzel şeyler yazmışsınız. Annenize sevgilerimi iletin lütfen. Eğer facebook kullanıcısı iseniz oradaki program sayfamızda pek çok paylaşımlar oluyor, oraya da bekleriz. Gittiğim pazar Antalya'daki Salı Pazarı, Doğu Garajı'nda kurulur. Antalya'nın en renkli pazarlarındandır. Tabii Antalya'da iseniz biliyorsunuzdur orayı mutlaka.

Tijen dedi ki...

E.E,
Kış sebzeleri zaten insanın içini ısıtır. Dışarısı soğuk olduğu için onlar bedeni ısıtmakla görevlidir. Toprak ananın karnında yetişir onlar:)
*
Elif,
Çok teşekkürler!
*
Feray'cığım al benden de o kadar!
Evde iki kişiyiz ama ben her pazara gidişimde kilolarca şey alıyorum.
*
Sare hanım,
Eskiden bizim evin önünde de pazar kurulurdu. Aynı şekilde yapardım ben de. İlk çıkışımda süt ve yumurtayı alır, sonra 2-3 kere daha çıkardım. Tabii o yumurtalardan hemen bir omlet yapardım. Bugün de öyle olacak ama yumurtalar dünden.
*
Özge'ciğim,
Marketlerde, orda burda verilen paraları düşününce benim bir haftalık gıda malzemesine burada 50 tl vermem çok az kalıyor. Üstelik içinde süt, yumurta, bakliyat, hatta çiçek bile varken. Ben biraz latife olsun istemiştim ama (gerçi bu hafta pazar biraz daha pahalı idi)

Serap dedi ki...

Ben de pazara gitmek istiyorum. Rahat rahat keyifli gezmek... Ankarada bu mevsim insan korkuyor hem pazara gitmeye, hem pazardakileri almaya... öyle güzel renkler, tazecik körpe sebzeler yok.Zaten olsa da tüm bu saydıklarınızı 50 TL. ye almak mümkün değil. Benim gibi Pazara gitmeyi çok sevenler için o yüzden bu yazı çok güzel bir yazı.Sizinle gelmiş, etrafa selam verip, alışveriş etmiş kadar oldum. Gününüz güzel ve huzur içinde geçsin. Sevgiler.

Adsız dedi ki...

Sevgili Tijen Hanım,
Yorumuma verdiğiniz cevap için çok teşekkür ederim.Ben İstanbul'da yaşıyorum.Üsküdar-Salacaklıyım..
Antalya ya hiç gitmedim ama hep görmek istediğim yerlerin arasında yer alır.İnşallah kısmet olurda oralara gelirsem bu güzel pazarınızı da gezmek isterim..
Herşey gönlünüzce olsun..
Sevgilerimle.. PERİHAN

Tijen dedi ki...

Perihan hanım,
Ne demek, memnuniyetle. Antalya'da da bir çekim yapacağız inşallah, o zaman buraları da gösterme şansımız olacak sizlere. Ama olur da siz ayrıca gelirseniz mutlaka pazarlardan birini gezin, çok renklidir pazarlarımız.
*
Serap'cığım,
Siz pazar yazılarını sevdikçe blogu pazar yazılarıyla doldurmak istiyorum. Bunu seve seve de yaparım zaten!

Bir Dilim Düş dedi ki...

Ayyyy dün ben de Antalyadaydım hatta arabayla Salı pazarının önünden geçerken içim de gitti ama sen böyle güzelce anlatınca daha da içlendim...

Neyse bir ara sırf senle pazara çıkmak için gelicem ttekrar.

Sevgiler,
Evren

Unknown dedi ki...

resim gerçekten güzelmiş iyiki paylaşmışsın bir yerlerde kalmamış.Keşke ben de yanında olsaydım o pazarı gezerken o bildiğim ve bilmediğim sebzeleri meyveleri alırken. Ben de çok seviyorum pazarları ama buralarda öyle güzel pazarlar kurulmuyor malesef. Yine mest ettin beni sevgiler

Unknown dedi ki...

o pazarda olmak vardi simdi herseyi tazecik dogal bi sekillde almissin insallah zevkel yersin hepsini ama ben yogurtu nasil mayaliyorsun diye sorucam iznin olursa ben beceremiyorum nedense her seferinde sulu oluyor sevgiler

Tijen dedi ki...

Sütün kalitesi önemli öncelikle bence. Bir de uzun uzun kaynatıyorum ben. Kaynadıktan sonra çok kısıyorum ateşi, yarım saate yakın kaynatıyorum. Suyu epey bir uçuyor o zaman. Bir de ev yoğurdu genelde sulanır zaten. O yüzden ben porsiyonluk kaplara mayalıyorum. Her seferinde birer tane yediğim için sulanmıyor.

Esma dedi ki...

Yer elmasını yaptım güzel bir lezzet gerçekten sevdim .İçine havuç yerine ayva koydum.bol dere otu bir tabak yedim dahada yerim ama tuttum kendimi..Artık öğle öğünlerin yaparım teşekkürler tarif için
Esma

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

can Tİjenim,

sen bize en güzel armağan değilmisin zaten ????

teşekkür ederiz paylaşımlarına..

HADİYE dedi ki...

Merhaba Tijenciğim,

Hafta sonu proğramını seyrettimde aklım kaldı Antalyadaki böreklerde. Benide yanına çırak alırmısın. :)

Seni çok özledim*