14 Nisan 2010

Bir masal, bir söyleşi, bir kitap, bir fotoğraf

Masalın hikayesi şöyle:
Günlerden bir gün sevgili Güneşin aradı. Yeşil Atlas için bir yazı yazar mısın dedi. Yazarım dedim. Bu sene Yeşil Atlas'ı yılda tek bir sayı yerine 6 sayıya bölerek e-dergi olarak çıkarma kararı alınmış. Yani para vermeden, üye olmadan derginin internet sitesinden okuyabilirsiniz:
http://www.yesilatlas.com/
Siteye girince "dergiyi oku"yu tıklayın. Dergi açılınca sol üst köşede "içindekiler" var, orada "Gerçek ve Masal"ı tıklarsanız yazdığım yazıya ulaşabilirsiniz. Sayfanın altında sayfa çevirme tuşu var, ileri/geri. Okumak istediğiniz sayfanın üzerine tıkladığınızda da sayfa büyüyor, okunacak boyuta geliyor. Tekrar sayfaya tıklarsanız küçülüyor. İyi okumalar!
*
Söyleşi ise Vedat Milor'la, yeni kitabı İtalya Lokanta ve Şarap Rehberi için yapıldı. Karşılıklı oturup söyleşmeyi tercih ederdim ama araya epey bir kilometre girdiği için internetin kolaylaştırıcılığını kullandık. Dürüst ve açıklayıcı yanıtları için Vedat beye teşekkür ederim. Yeme-içmeye meraklı iseniz, hele de İtalya'ya gitmeyi düşünüyorsanız yakınlarda, bu kitap tam size göre. Hoş İtalya'ya gitmeyecek olsanız bile keyifle okuyacağınıza garanti veririm. Vedat Milor, İtalya'ya duyduğu aşkı gayet edebi bir dille anlatmış:
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=990410&Date=14.04.2010&CategoryID=40
*
Gezi, gezmek demişken bir kitaptan daha bahsedeyim. 41 ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezununun biraraya gelerek, telif gelirinin tamamı ODTÜ Burs Havuzu'na bırakılmak üzere gezi anılarını yazdılar. Kitabın adı SeyahatnamEM. Önceki kitapları TecrübEM'in telif geliri de burs havuzuna aktarılmıştı. ODTÜlü olan ve olmayan herkese tavsiye ederim. SeyahatnamEM'le ilgili bir tanıtım yazısı:
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=984646&Date=10.03.2010&CategoryID=82
*
Madem İtalya'dan bahsettik, günün fotoğrafı İtalya'dan olsun istedim. İki yıl önce bugünlerde (26 Mart 2008) çekilmiş. Baharın en güzel zamanları gelmek üzere. Doğa uyanmış, ağaçlar çiçeğe durmuş. Bertinoro adındaki ufak bir kentteyim. Cesena'dan günübirlik gitmişim. Bağları ve şarapçılığıyla ünlü Bertinoro. Bu fotoğraftan da anlaşılıyor olmalı. Bu satırları yazarken o günü yeniden yaşadım zihnimde. Tepelerinde yürüdüm Bertinoro'nun, karnım acıktığında girip bir restoranda pizza yedim, yanında bir kadeh kırmızı yöre şarabıyla. Sonra yine yürüdüm, baharı içime çektim ve Cesena'ya geri döndüm.

11 yorum:

Serap dedi ki...

Merhaba, Yeşil Atlas'daki yazınızı okudum, ne güzel yazmış ve herkesin anlayacağı masala dönüştürmüşsünüz olayı. Umarım herkes okur ve üstünde biraz düşünür. Sitemde ben de adresi vereceğim, aydınlık ve bilinçli bir geleceğe olum katkılarınız için teşekkürler.

pelince dedi ki...

Tijen yazını okudum,her zamanki gibi yine harika olmuş.. yüreğine sağlık... hepimizin düşünmesi lazım... kiraz ağacı o kadar güzel ki,aklım kaldı...
gelecek günler güzellikler getirsin inşallah...

Pınar Günay dedi ki...

Tijencim, harika bir yazı. Çok teşekkür ederiz paylaşımın için. Ayrıca "İtalya" ne kadar bambaşka bir kavramsa, herhalde "İtalya'da yemek yemek" de o derece başlı başına bir kavram. Damağımdan ve hafızamdan hala gitmemiştir orada tattığım lezzetler. Ellerine ve kalemine sağlık...sevgiler...

MMO dedi ki...

Tijenciğim,
Ben şu İtalya'daki yemek kurslarıyla ilgileniyorum bir süredir. Senin bildiğin böyle kurslar var mı? Veya italyan bir ailenin misafirliğinde böyle bir gurme turu yapılabilir mi?
*Vedat Milor'la yaptığın röportajı zevkle okuyacağım.
Sevgiler..

Narince dedi ki...

Keşke Yemek ve Kültür dergisi de sanaldan ücretsiz okunabilse. Olmaz ya!

Ama Tijen'ciğim Vedat Bey'e söyleseydin keşke: O yediği balığın deniz mi çiftlik mi olduğunu, yediği ciğerin buzdolabına girip girmediğini , yediği etin hayvanın neresinden olduğunu anladığında, yanına şu yakışırdı bu yakışırdı dediğinde, tattığı şarap üzerine dakikalarca konuştuğunda imrenerek, dikkatlice, ev halkını susturarak izliyorum -ruz. Program bitmese, bize misafir olsa eşim ona da ciğer kebap yapsa, benim lavaşlarımın arasına çekse, yanında acılı ezmemden tatsa, kuyruk yağı damağında patlasa. Amaaan uzar böyle, olmaz ya!

Zehra Gürgen dedi ki...

Tijen senin kalemini çok seviyorum..

aysegul dedi ki...

Cok ama cok faydalı bılgıler bunlar Tıjen ablacığım.Eskiden beyaz etle,
beyaz sarap..kırmızı etle kırmızı sarap ıcılmesı gelenegı bozuldu.
Sarap kulturu her yıl degısıyor.
Iklım,uzum kalıtesı,toprak unsuru
işin ıcıne gırıo.

Sevgilerrr

Magia da Inês dedi ki...

Olá, amiga!
Passei para mais uma visitinha...
Seu cantinho continua lindo e agradável!
Um ótimo fim de semana!
Beijinhos.
Itabira - Brasil

gia dedi ki...

yazına da hayran oldum fotoğraflara da. dostum çok iyi bir iş çıkarmışsın yine. devamını bekliyorum heyecanla.

Meyvelitepe dedi ki...

Yeşil Atlas'taki yazınızla acı bir yaraya tatlı dille parmak basmışsınız.

Yalnız sitede bir sorun vardı, yazınızın bir sayfası eksik (31.sf) bir sayfası da iki kez görüntüleniyor (32.sf).

Sevgiler
Jale

aamedya dedi ki...

hakikatten çok güzel bir yazı emeklerine sağlık insanıın boş vakti olsada bu resimlerdeki yerlere gitse iyi olmazmıydı tekrar emeğine sağlık