25 Nisan 2006

Kitap tanıtımı


Kitaplar ve yeni dünyalar

Antalya’da hemen her apartmanin bahçesinde yeni dünya agaci vardir. Iste onlar simdi günesin de etkisiyle bir sürü kizarmakta olan meyveye ev sahipligi yapiyorlar. Ben de dayanamayip fotografladim bir kismini. Bizim arka bahçede de var yeni dünya agaçlari ve geçen gün bir kaç tane kopardim. Pazarda da vardi ya turfanda idi, yarisi olmussa yarisi da göktü. Seçtirmeyince satici ben de almaktan vazgeçmis idim. Nasilsa bir iki haftaya kadar bollanir, ben de bol bol yerim.

Iste Dr. Nermin Işık’in bulgur kitabi. Daha önce Duru Bulgur’un sponsorlugunda çiktiginda haberim olmus ve kendisinde bir kitap istemistim. O zaman da duyurmus, tanitmistim ancak yaygin olarak bulunabilen bir kitap degildi. Simdi ise Alfa Kitap’tan yeniden basildi. Kitap geldigi gün çok sevinmis, hemen gruplara duyurmustum. Iste gruplara yolladigim nottan kesitler: “Kitabin yeniden yayinlanmasina çok sevindim çünkü hem bulguru gida maddesi olarak çok
önemsiyorum (Anadolu'ya has olan ve pek çok kullanim alani bulunan bulgur hemen her yörenin beslenmesinde büyük önem tasir, çok saglikli ve dengeli bir besindir), hem de bu kitabi çok sevmistim. Çorbalardan tutun da sulu yemeklere, pilavlardan salata ve tatlilara bulgurun kullanildigi pek çok yöresel tarifi derlemis Dr. Isik bu kitap için. Tabii ki bulgur yapimi, bulgurun besin degerleri gibi bilgiler de var. Kitapta Gaziantep'ten Konya'ya, Artvin'den Çanakkale'ye pek çok ilimize has tarifler var. Örnek isterseniz topalak, yumurtali köfte, anali kizli, ayva dolmasi (Nermin Hanim'in izniyle bu tarife 'Meyve Agacindan Hikayeler' kitabimda
yer vermistim), sam tiridi, kulak çorbasi, pancar cacigi, iskevteli bulgur pilavi, kesme bulamaci, dügülü hashas tatlisi... Nermin Hanim'i bu güzel eseri için kutluyor, Alfa Yayinlari'na da bu degerli eseri mutfakseverlere kazandirdigi için tesekkür ediyorum.”

Bugün Alfa Kitap’tan bir yeni kitap daha geldi. Bursali sanal dostum Ramis Dara’nin Vefalı Dostlarım Şifalı Otlarım adli kitabi. Sanal dostum diyorum çünkü kendisiyle hiç tanismadik. Radikal’de Bursa’nin ünlü mekanlarindan Ulus Pastanesi için yazdigim yaziyi görüp Bursa dergisinde yer vermek istedigini söylemis, ben de ona izin vermistim. Daha sonra bana Bursa Defteri dergilerinden, Bursa Sözlügü’nden ve bir de yine kendisinin çikardigi edebiyat dergilerinden göndermis idi. Bursa’yi gönülden seven bir doga asigi edebiyatçi olarak tanimlayabilirim kendisini. Daha önce yayinlanmis eserleri arasinda sair-siir incelemeleri, deneme, günlük, çeviri ve Bursa denemeleri var. Ben de ona Bir Ot Masalı’ni göndermistim. O aralar kendisinin de bitkilerle ilgili bir kitap hazirliginda oldugunu söylemisti. (Kitabin sunus yazisinda Eylül 2002’de basladigini söylüyor.) Aradan herhalde 2 yil geçmis olmali. Epeydir haberlesmemistik kendisiyle ki geçenlerde kitapçiya gittigimde bir de baktim ki kitabi çikmis. Benim kitaplarima da kaynakçada yer vermis, sagolsun, varolsun. Iste bu kitapta 841 adet bitkinin tanimi var. Abanoz’dan zulumba’ya... Çiçekler, otlar, kaktüsler, ağaçlar, bunlarin latince isimleri, familyalari, yerel adlari, özellikleri var kitapta. Elinize saglik sevgili dostum Ramis Dara. Kitabinizin yolu açik olsun. Tabii sizin de. Umarim Bursa gezileriniz güzel geçiyordur. Yeni eser ve sohbetlerde bulusmak dilegiyle.

46 yorum:

Adsız dedi ki...

Tijen Hn.
Güzel yazilarinizi, küçük pastacı dükkanımda, bazen 2 pasta arasında, bazen mis gibi tarçınlı kurabiye kokuları içinde, bazen de sıcak bir dost sohbeti aradığımda okuyorum ve çok keyif alıyorum. Eminim diger 999 kisi de oyle :)
Sevgiler
bahar

Adsız dedi ki...

Tijen,biraz önce Sibelin Maş fasulyesini
okurken şu filizleme işi en sağlıklı nasıl yapılır diye düşündüm.Sibele mi ,Tijene mi
sorsam derken(ailede baklagil filizi yemesini
istediğimiz hastamız var) sana döndüm ki yeni
yazını okudum.İst.Bostancıda,Malatya pazarı ve
Dondurmacı Yaşar ustaya çok yakınım.Elimde Türk
kahvesi var.(kendi kendime) Zevkle yazını okuyorum.Bazlama deyince anneciğim aklıma geldi.Ekmeğimizi kendi yapar ucundan bazlamalık
ayırırdı.Malum Eskişehir çok soğuk,mutfakta
kuzine var,üzerinde pişirir,biz çocuklar sıcak sıcak tereyağ sürerek yerdik.O lezzetleri nasıl arıyorum bir bilsen.

Tijen dedi ki...

münevver deme öyle seyler! kuzine, ev ekmegi, bazlama.. benim kuzineli bir evim olmadi hiç. insallah bundan sonra! filizlerle ilgili sana bir yazi göndereyim hemen o zaman..
*
sagolasin sevgili bahar,
bak pastaciklar ve kurabiyeler arasinda okunuyor olmasindan kaynaklaniyor anlasilan istah açmasi. dükkaninla olan askin daim olsun!
tijen

Tijen dedi ki...

sevgili münevver,
bana internet adresini verebilir misin? sana ulasamiyorum. ya da bana inaltong@e-kolay.net adresinden yazarsan ben de sana filizlendirmeyle ilgili bir yazi gönderebilirim. sagolasin.
tijen

Sibel dedi ki...

Tijen ablacım, patronlarım duymasın ama ben işyerinde okuyorum malum:) Ama seni okumak ayrı bir ritüel, öyle iki arada geçiştirmek istemem asla, ofis sakinken, çay ya da kahve söyleyince açarım çoğu kez.. Bu arada burdan sorayım hadi dedim, blogun ziyaretçi sayısını bilmek için ne yapmak gerek? Son zamanlarda ben de kahvemin ziyaretçi sayısını merak etmeye başladım da!

İlgisiz bir not daha: Yorumlar için gereken şifreyi kaldırdım ben, reklam mesajı da gelmedi hiç, sen de kaldırmak istersin belki diye söyleyeyim dedim:)

Safran dedi ki...

Sevgili Tijen, ben senin yazılarını minik oğlum BBC Prime'da Teletubbies denilen ve yakında tatlı Maya Ece sayesinde her birini kim olduğunu ailecek yakından tanıyacağınıza emin olduğum kuklaları izlerken, yani evin sessiz ve sakin olduğu tek zaman diliminde, elime kahvemi alıp okuyorum :)) Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Merhabalar!
ben de yazılarınızı Istanbul'da odamda, ders calışma ya da tez yazma öncesi bazen elimde kahveyle okuyorum.

Adsız dedi ki...

Selamlar,
ben bir ilaç firmasında çalışıyorum ve yazılarınızı buradan okuyorum. Maya Ece'nin doğumu hayırlı olsun.Umarım hayat ona hep güler...
Sevgiler

Adsız dedi ki...

Tijen ,sana adresimi gönderdim.Haberin
olsun.Teşekkürler.

Tijen dedi ki...

sagolun sevgili bahar, seçil, safran,
bulundugunuz yeri tanimladiginiz ve duygularinizi paylastiginiz için çok tesekkürler. iste sanal dünyanin sorunlari. insan bir arkadasiyla sohbet ederken merak etmiyor, çünkü karsilikli oturuyor oluyorsunuz ve ortami ikiniz de gözleyebilirsiniz. ancak sanal dünya baska bir sey öyle degil mi?
*
sibelim iyi ki söyledin! bir ara çok reklam notu geliyordu. belki artik çogunluk bu sifre isine döndügü için yollamaktan vazgeçmislerdir. ben de degistireyim çünkü insan üseniyor o harfleri girmeye. diger konu için ise su linke girersen sen de sitene yükleyebilirsin ücretsiz izleme programini:
http://t.extreme-dm.com
bir sorun olursa -yani adresi yanlis yazdiysam da google'dan alabilirsin adresi.
tijen

Adsız dedi ki...

tijencim ben de hep bizi okuyanları merak ediyorum. Bunlardan çok azını sanal olarak tanıyoruz. Çoğundan haberimiz bile olmuyor :). Ben de işlerimi bitirdim, Ankarada bilgi işlem binamızda çayımı aldım ve seni okumaya başladım :). Okurken yine çok zevk aldım, bulgur yemekleri kitabını da görmek istedim doğrusu.

Basak dedi ki...

Tijen merhabalar,
Ben de "Ne zamandır seslenemiyorum Tijen'e, bir yorum yazayım da okumadığımı, unuttuğumu zannetmesin" dedim. Baktım son yazında yoklama yapılıyor, "burdayım" demek istedim.
Ben çalışma masamdayım şu an, bir iki fındık atıştırıyorum sıcak, sade kehvenin yanında. Günün bu saatinde eğilmiş güneş ışığı, hippie tarzında bordo üzerine beyaz desenli perdenin rengine bulanıp içeri giriyor. Bilgisayarın yanında üst üste yığılmış notlar ve kitaplar var. Onların diğer tarafında da üç ayağın üstüne monte edilmiş vaziyette bekleyen makinem, benimle birlikte dinleniyor. Benin sol gözüm, onun objektifi yoruldu.
Sağ tarafımda kitaplık var, sağa döndüğümde kitaplığın cam kapağında kendi yansımamı görebiliyorum. Yaklaşık dört saattir Led Zeppelin dinliyorum, arka arkaya tüm albümleri çalıyor. Şu anda da "Tangerine". Ben de arada kafa sallayarak söylüyorum.
Ellerim buz gibi, içerisi serince.
Ve karşımda şu anda yazdığım yorum penceresinin hemen yanında Maya'nın fotoğrafı var. İsminin anlamlarını öğrenince çok hoşuna gideceğine eminim. Mutlu olması dileğiyle...
Sana kısaca şu anki halimi, bulunduğum yeri anlatmaya çalıştım Tijen.
Son sözüm "çiriş"e. Küçüklüğümden bir anı var hafızamda. Maraş'ın dağlarında arabadan inip çiriş topluyoruz, Ankara'da annem ondan börek yapıyor bize. Bu iştahsız çocuğun "lezzet"in farkına varması belki çirişle olmuştur. O tat hala damağımda, o günden sonra hiç yiyemedim. Keşke annem yine o börekten yapsa...
Sevgiler...

Tijen dedi ki...

basak'cigim,
kadiköy sali pazarina git mutlaka çiris bulursun. annecigini de çagir, sana bir güzel çirisli börek yapsin. ne dersin?
çok tesekkürler uzun uzun yazdigin için.
*
şule'cigim insan merak ediyor gerçekten de degil mi? düzenli yazistiklarimizin bir kismiyla özel olarak da haberlesiyor, onlarin yasamlarindan kesitler biliyoruz ama ya hiç sesini duymadiklarimiz? sagol yazdigin için!
afiyet olsun ayrica..
tijen

huysuz dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
huysuz dedi ki...

genelde ofisimde, çizimlerin ve projelerin arasında, sıcak bir fincan kahve eşliğinde...sevgiler !

Adsız dedi ki...

Merhaba Tijen,

Öncelikle Maya Hn.a hoşgeldin diyelim, güle güle büyüsün.Genelde yazılarını iş yerinden okuyorum, öğle tatili veya fırsat bulunca.Bugün yemek üstü çay içerken okudum , ancak şimdi yazabildim.Bu arada bugün Kırkambar'a uğradık, orada senden de bahis oldu, Maya'yı haber verdim.

Sevgiler,

Esra

EvA yasam mektuplarim dedi ki...

yigeniniz dogmus allah anali babali buyutsun insallah. veeee adinida gordum mayaa :) cok guzel olmus.

Tijen dedi ki...

evet evet maya! kizimiz iki isimli. bakalim o hangi ismini daha çok sevecek?
sen adinin anlamini sorduklarinda ne diyorsun?
*
o sen miydin esra? bahri bey sagolsun hemen aradi, kutladi. gisela'dan mi duydunuz dedim, yok dedi bugün bir okurun geldi. dünya küçük diye bosuna söylemiyorum ben! sagolasin canim.
*
hem huysuz hem de tatli kadin,
demek ki sen de çizenlerdensin? ben de güya bir sehirciyim ama sor bakalim hiç yapmis miyim? yooo! aradan da 20 sene geçince unuttum ne var ne yok. simdi elime çizim kalemlerini alsam ne çizecegim diye bakarim!
*
yorum silen yine haluk mu acaba??
tijen

Adsız dedi ki...

ben evimden yaziyorum su anda 6 ay icinde vermeyi planladigim bir sinava bilgisayarda hazirlaniyorum.. minik defne nurum ise yanimda uyuyor...

Nezaket dedi ki...

Merhaba Tijen, genelde evde, ev halki uyuyup, ortalik sakinlesince tadina vara vara okumayi seviyorum yazdiklarini. Akasya resmin beni cocukluguma goturdu birden. Cocuklugumdan bu yana sahi en son ne zaman akasya agaci gordum ben ? hatirlamiyorum inanki... Sagolasin, blogunda oyle guzel seylerle bulusturuyorsunki bizleri, sana ne kadar tesekkur etsem azdir. Sevgilerimle

Adsız dedi ki...

merhaba,
Nağme Mahmutoğlu Dinç
sabah ya da akşam maillerimi kontrol ettikten sonra mutlaka yeni bi sey var mi diye bakıyorum. Bazen de Tulgarcim uyurken.
Yemekler dışında ortak bulduğum ve okumaktan keyif aldığım alanlar çok. Sabiha tansuğ, gönül paksoy, oranik tarım, İstanbul da özel mekanlar vb.
Sonuç olarak okuyup çiçek böcek ot, deniz, nergis, anemon vb. mutlu oluyorum.
Sanırım gerçek bi teşekkür vakti. Ne zaman sıkılsam özlediğim şeylere sizinle koşuyorum.

Sevgiler

nyana dedi ki...

Tijen Hanim,
Ben Mehmet. Kanada'nin Toronto sehrinden yaziyorum size; yazilarinizi frezyalar, laleler ve guller ile dolu olan bahcemden elimde bir bardak Turk cayini cevire cevire yudumlarken okuyorum. Bir sizin ciceklerinize, bir de benimkilere bakiyorum. (kablosuz internet olayi var burda, bilgisayar evin bahcesinde de internete baglaniyor.) Iyi ki baglaniyor cunku yazilarinizin keyfi disarda baharin tum renkleri ile daha bir guzel cikiyor.
Sevgi ve Saygilarimla...

Tijen dedi ki...

çok tesekkürler mehmet,
bu güzel paylasim için. simdi ben de gözlerimi kapattim, kanada'da, çiçeklerle dolu bir bahçe hayal ettim. keyfiniz neseniz bol olsun bahçenizde.
*
güzel isimli sevgili nağme,
ben de sana çok tesekkür ederim. anlattiklarimi kalbiyle hisseden, yasayan birilerinin oldugunu bilmek bana güç veriyor. daha çok çalismak, ögrenmek, paylasmak arzusu veriyor.
*
defne nur'u koklayarak öp benim için. madem ben minik yegenimi öpemiyorum, güzel analar güzel kizlarini öpsünler, onunla avunuyorum. sinav için basarilar!
tijen

Adsız dedi ki...

Tijenciğim,bugün Bostancıda pazar var.
Erkenden gitmeyi seviyorum.Ne gördüm?
Çiriş..Hemen aldım.Yarısını kavurup,
yarısını peynirle börek yapmayı düşünüyorum.Pazarcı hanım 2-3 hafta daha
getiririm,sonra biter dedi.Acaba kavurup
dondursak olur mu?Teşekkürler...

Adsız dedi ki...

Sevgili Tijen Hanım her gün düzenli olarak işyerimden (günlük rutin sıkıcı işlerimi bitirdikten sonra)bütün yemek ve günlük bloglarını takip etmeye çalışıyorum.Son günlerde özellikle senin ve Sibelin kahvesi sayesinde ot yemeklerine merak salmaya başladım ama bir Ankaralı olarak çok fazla bilgi ve malzemeye sahip değilim.Ben de bulduklarımla idare ediyorum.Dün akşam kayınvalidemin bana verdiği ama ismini hatırlamadığım bir otu kavurdum ve kızımla afiyetle yedik. herzamanki gibi eşim burun kıvırdı ve yemedi.
Uzun lafın kısası seni Ankaradan işyerimden takip ediyorum ve işine gıpta ile bakıyorum.Şu an ben de bilgisayar piyasasındayım.kimbilir belki bir gün benimde senin gibi zevkle yapacağım bir işim olur.Yeğenine de mutlu,sağlıklı,uzun bir ömür diliyorum.

tata dedi ki...

Sevgili Tijen,
ben de buradayim. Yegenin coook tatli saglikli ve mutlu büyümeler diliyorum.
Ben de seni ev isi, büro isi arasinda vakit ayirip okuyorum, bu da benim dinlenme seklim.
sevgiyle kal

Margot dedi ki...

Sevgili Makarna Kardeşim,
Gözünüz aydın! Sağlık ve mutluluk dolu bir ömrü olur inşallah, umarım halasına çeker. Kız halaya derler zaten, muhtemelen doğrudur :)
Efendim ben seni genelde öğle yemeğinden sonra, çalışmaya ara vermiş, elimde çayla okuyorum zira eğer açken okursam başıma işler açıyorsun :)
Sevgiler!

Adsız dedi ki...

AKASYALAR ÇOK GÜZEL ARADA UĞRUYORUM HEP SİTENİZE HARİKA PAYLAŞIMLARINIZ VAR BİDE ORTAK YÖNÜMÜZ İKİMİZDE HALAYIZ :)) www.blogcu.com/dileks

Tijen dedi ki...

akasyalar harika çiçekler dilek, ayni kanidayim seninle. detayina bakinca hele! ben de arada ugruyorum sana, ellerine saglik.
*
pardon sevgili makarna kardesim.
kimselerin basina is açmak istemem ama istahi çok olunca insanin, öyle yaziyor demek!
*
sevgili tata,
ev islerin de büro islerin de yolunda gitsin. bu yazilar dinlendirebiliyorsa ne mutlu!
*
sevgili ayla,
kayinvalidenin verdigi ot kazayagi olabilir mi acaba? ankara'da pazarlarda satilir genelde. ben maltepe pazarinda otlar bulurdum ankara'dayken. belki baska ankarali dostlarimizin da bilgisi vardir nerede ne var konusu. insan merak edince her birinin detayini ve farkini ögreniyor. tesekkürler güzel dileklerin için de. ben de sana askla yapacagin bir is, bir yasama biçimi diliyorum.
*
vallahi münevver'cigim bazi otlar dondurmaya dayaniyor, sonra da güzel oluyor, bazilari ise kötü oluyor. bilmem ki çiris o kadar arayacagin bir ot olur mu? önce bir yapip tat derim ben. hani ben yilda bir kere yesem yeter gibi geliyor.. deniz börülcesi olsa hadi neyse de.. afiyet olsun!
tijen
*

Tijen dedi ki...

sagol fatma'cigim,
'maya'nin halasi' deyimini sevdim. minik kusum büyüsün de onun halasi olayim insallah. akasya reçelini ben de dilek ve levent seker sayesinde ögrendim. onlardan baska da yapan var mi bilmem. ama akasyanin balindan az mi sebeplendik çocukken?
tijen

Adsız dedi ki...

Merhaba,
Şu an işyerindeyim. Okumam gereken yığınla teknik yazının arasında nefes almak için okuyorum yazdıklarınızı ve itiraf ediyorum, sizi birazcık kıskanıyorum. Sizinle Radikal'deki yazılarınız sayesinde tanıştım. O zamandan beri de hep özendim yaptığınız "iş"e. Bilgi işlem sektöründen bu keyifli noktaya geçişiniz beni kendi arayışımla ilgili biraz umutlandırıyor, sırf bunun için bile teşekkür ederim. Darısı başıma :)
Maya Ece'ye mutlu yıllar dilerim...

Tijen dedi ki...

meshur çigdemcimcim,
ederim sekerim sen iste yeter ki! ama çiktigi gün söylersen gidip alma ihtimalim daha çok olur çünkü hürriyet'i sadece haftasonlari aliyorum, o da duruma göre. meshur, evli, issiz ve mutlu olsun mu sitenin adi?
tijen

z.pelin dedi ki...

Tekrar merhaba :))
Afyon a gelmişsiniz ... hayırdır inşallah :) ilkmiydi,ilse beğendinizmi bari :)) ben burda sürekli yaşamaktan bıktımda :( ...
İşim olmasa 1 dk tutamazlar beni burda ...
Mutfağıda çok yağlı burasının... ben fabrikaya bile evden yemek götürüyorum :( ...

görüşmek üzere ...
dostça ve sağlıcakla kalın ...

Hülya YILMAZ dedi ki...

Ankara'dan emekli bir bayan tarafından günlük işlerin arasında bir molada, sinemadan gelince blog gezintilerinde ama çoğunlukla akşam geç saatlerde (çünkü o saatlerde telefon çalışmıyor, konuşan olmuyor, kimse açım demiyor,...) okunuyorsun.
Ve bütün postların atlanmaksızın okunuyor haberin olsun.
sen yeterki böyle güzel yazmaya devam et.
Maya Ece'ye ise onu sevenleriyle birlikte sağlıklı nice yıllar dilerim.
sevgilerimle.
Not: Şu filizlendirme işine ben de takıldım. hemen mail atayım...

Tijen dedi ki...

sevgili pelin,
afyon klasik müzik festivalinin davetlisi olarak geldim. niyetim kentte de dolasmak, mahalle firinlarini görmek, belki bir de söylesi yapmakti ama program öyle yogundu ki, basimizi kasiyacak zaman olmadi. ilçe okullarina konusma yapmaya gittik, sonra da oruçoglu'ndan döndüm.
*
sevgili hülya'cigim,
demek ki sen de gecenin sessizligini sevenlerdensin. ben gündüzcüyümdür. çok sükür gündüz de sakin ortalik ama ben de senin gibi aksam 8-9'dan sonra okuyorum siteleri.
tijen

kuzine dedi ki...

Tijen Hanım;
daha önce de belirttiğim gibi; izlediğim bütün bloglara baktıktan sonra sizin bloğunuzu okuyorum. Dikkatle okumak istiyorum bilinen tarifler dışında öğreneceğim çok şey olduğunu görüyorum. Dergi tadında haftalık bir dergi sayfası gibi keyif alarak, fotoğrafları inceleyerek okuyorum. Ayrıca Lezzet dergisindeki köşenizi de ilgiyle izliyorum.
Sevgiler
Nihal

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Benim işim ne yazık ki masa başı işi olduğu ve bütün hafta bilgisayar başında çakılı kaldığım için, işten sonra mecbur kalmadıkça ne bilgisayarın ne internetin başına geçiyorum. O nedenle sitenizi de hep hafta içi ve iş saatlerinde takip ediyorum. Bunaldığım, kaçmak istediğim zamanlarda sitenize göz atmak bana çok iyi geliyor, içim açılıyor. Resimlerini paylaştığınız çiçekleri, mis gibi taze yiyecekleri koklamış, tatmış kadar oluyorum.

Hiçbir zaman sakince veya yeterince tadını çıkaramadığım şeylerin sizin günlük yaşamınızın bir parçası olduğunu gördükçe, hem imreniyorum hem takdir ediyorum. Birçoğumuzun istediği ama cesaret edemediği şeyi yapmışsınız, aynı cesareti ben gösteremiyorsam imrenmeye de hakkım yok aslında, biliyorum. Ahhh ama işte ofiste, masa başında otuturken pazardan yeni alınmış taptaze çiçekleri görüp, sakin, huzurlu bir bahçede
kakuleli tarçınlı çayınızı yudumladığınızı hayal edince insan bir tuhaf oluyor ister istemez :)

Sevgiler,

Sıla

Adsız dedi ki...

Merhabalar
Ben sitenizi su anda kesfetmis durumdayim. Cok guzel anlatmissiniz; canim pazar pazar dolasip alisveris yapmak istedi! Yazilarini Istanbul'da evimde elimde kahvem kulagimda muzigim okumaktayim.
Cenk

Adsız dedi ki...

Akasyanın kokusunu çok severim, arkadaşlarımla küçükken akasyanın ucundaki beyaz çiçeklerini yerdik :)) Hey gidi günler heyyy, bana çocukluğumu hatırlattın.. Duyanda çok yaşlı olduğumu zannedecek ama :))

Adsız dedi ki...

Ne kadar hoş bir tesadüf.Uyanır uyanmaz aklıma çilek marmelatı ve pankek geldi.Çilek etkinliği için düşünürken burada görmekte çok hoşuma gitti.En iyisi ben etkinliği falan beklemeden yapayım şunları:)) Ellerinize sağlık herşey çok güzel görünüyor..
Bu arada yorumunuz için teşekkürler.Silorun çanakkelede yapıldığını ilk kez duydum.Yalnız karadeniz mutfağında var sanıyordum.
Sevgilerimle...

Tijen dedi ki...

sevgili cenk, akasya, emine, sila, nihal,
affedin geç gördüm mesajlarinizi. çok tesekkürler!
tijen

manolya dedi ki...

Merhaba,
Öncelikle minik prensesinize sagliki, uzun ömürler dilerim. anli babali büyüsün.
Yemek bloglarini sürekli ziyaret edemiyor, ara sira ugrayabiliyorum. Enginar, pancar, akasya derken kapilip gittim. Bildigim bilmedigim tatlari o kadar güzel anlatiyorsunuz ki o capcanli fotograflari da görünce agzim sulana sulana okuyorum. Su anda Istanbul'da, Mecidiyeköy civarindaki isyerindeyim. Sogumus Türk kahvem esliginde, çocuklugumda avuç avuç yedigim akasyalari, yapraklarini tirnaklarima yapistirip dolastigim zamanlari hatirliyor, en son ne zaman akasya agaci gördügümü düsünüyorum.
Yorumumu yazdim ama okumaya devam edecegim, neredeyse yemis gibi, ayni tadi alarak...
Sevgiler

yuvakuran dedi ki...

Cilek harika bir sey!

Adsız dedi ki...

nerden estiyse "tık"lamışım birden. merhaba tijen, zamanlar ötesinden... ben iyi bir siberuzay gezgini degilim, hele iyi bir "blogsıçrar"; hiç. ama burdayım işte. geceyarısı, 3 kız 1 anne kediyle çevrili masamda, 1 bardak su ve sigarayla. yarın unutmazsam balkapaklı "pancake" yapsam diyordum kendi kendime seyrettiğim bir diziden aldığım ilham nedeniyle. senin bazlama tarifin denk geldi yani. yeğeninin doğumu hepinize kutlu olsun. olmuştur zaten. selamlar. ferda

Adsız dedi ki...

belgin harika şifalı otlar çok inanıyorum ıspanakla tereyi kaynatıp sabah suyunu içmeliymiş akşamda ıspanakla ıspanakla maydonuzu kaynatmalıymış suyunu içmalimişizdir

Adsız dedi ki...

harikadır şifalı otlar belgin