04 Nisan 2014

Çakma browni


Hızlı yaşar olduk, çok hızlı. Belki hız kendi hızımız değil, belki biz sadece seyirciyiz. Belki seyirci olmak istemiyoruz ama akıp geçiyor olaylar, etki edemiyoruz, derenin dibindeki bir taş parçasını görüp uzanmak ama yetişememek gibi. Böyle zamanlarda (ne diyeyim işte biliyorsunuz hepiniz), iç sıkıntısını gidermek için mutfağa girse dahi insan, yapıp ettiğini sözcüklere dönüştürmeye mecal bulamayabiliyor. Bulsa da anlamsız geliyor şunu yaptım bunu ettim demek. Canlar giderken, insanlar çaresizlik içinde kıvranırken sizin mutfağınızdan çıkan bir yiyeceği sermeniz tezgâha, ayıp gibi geliyor. Ne önemi var ki? Yok gerçekten, hiç bir önemi yok. Ama bu işin sonu da yok. Bazen çıldıracak gibi oluyorsunuz, çığlık atmak istiyorsunuz. Patlıyor öfkeniz. Sonra dönüp bakıyorsunuz. Belki de günlük akışa dönmek gerek. Belki yapmamız gereken tek şey kabulleniş. Belki ihtiyaç duyduğumuz şey çıldırmamızı engelleyecek bir tatlı. Ne diyorum ben? Ne diyorum sahi. Saçma her şey. Hepsi saçma. Gerçek olan tek şey var, o da yaşam. Yaşamı da bir nefes alış verişine indirgeyebilsem, sadece ondan sorumlu olsam her şey düzelecekmiş gibi geliyor. Size de öyle geliyor mu bazen? Hırslanıyorum yine de. Hırsımı mutfaktan çıkarıyorum. Gerçeğini yapsam biliyorum ki çok yağlı gelecek, çok ağır gelecek. Oysa ben browni yemeyi seviyorum kahvenin yanında. Öyleyse çakmasını denemek bir çözüm olabilir. David Lebowitz'in şu linkteki tarifini seviyorum aslında. Onun üzerinden yeni bir tarif yaratabilirim. Şeker yerine yarım bardaktan az keçiboynuzu pekmezi, önerilen miktardaki tereyağ yerine bir tatlı kaşığı tereyağ ve bir kaç çorba kaşığı süt kaymağı ile denesem? Gerisi hemen hemen aynı. Sadece "cheesecake browni" yapmayacağım için sondaki malzemeleri kullanmayacağım. İki köy yumurtası, yarım bardak (70 gr) tam un, 1 çorba kaşığı kakao, yarım bardaktan az pekmez, bir tutam tuz, bir çay kaşığı kadar vanilya ekstresi, bir tatlı kaşığı Ortadoğu mutfaklarında çokça kullanılan narenciye çiçeği suyu, dediğim miktarda yağ ve kaymakta eritilmiş 200 gr bitter çikolata (kuvertür çikolatası) ile hazırladığım hamuru yağlı kağıt yaydığım kare borcama döküp üzerini düzeltip doğru fırına. Bazı günler Absürdistan'ın gündeminden uzaklaşıp kendi gündemini yaratabilmek de güzel. Bu gündem bir hafta boyunca kahve yanında yiyeceğin çakma browninin yaratılmasından ibaret olabilir. Olsun. Ölesiye çığlık atmaktan iyidir.

18 yorum:

Esma dedi ki...

Çok güzel görünüyor sevgili Tijen, ellerinize sağlık olsun, illaki iyidir mutfakla ugrasmak,bende mısır ünlü , pirasali tuzlu kek yaptım, cayimin yanına , alışmak çok zor ama yapacak fazlacada bir sey yok , herşey çok guzel olsun inşallah ,,,,,

SEVGI DOLU GÜZEL GÜNLER OLSUN

Esma

Tijen dedi ki...

Esma hanımcığım,
Alışmaktan çok güç toplamak diyelim. Daha olumlu oluyor sanki öyle deyince. Afiyetler olsun yiyenlere, sevgilerle.

Unknown dedi ki...

adas nerelerdesin,gozumuz hep seni ariyor:)mutfakta olmak iyidir...:))
ellerine saglik...

p.s.Buyukelci arkadasinla guzel bi Turk kahvesi ictik ,bol bol ismini andik.. umarim gelirsin buralara...
cok opuyorum seni..

Narince dedi ki...

Çakma falan değil bayağı brownie olmuş bu güzel. Hayatımıza olumlu ögeler katmazsak nasıl toparlanır, nasıl devam edebiliriz ki yaşamaya, çok haklısın Tijen'ciğim. Güzel bir hafta sonu olsun.

Meriç Rodoplu dedi ki...

Günlerdir 1 satır yazamıyorum bloga, ne yazdıysanız "aynen" demek istiyorum. Yalnız olmadığımı bilmek iyi geliyor bu zamanlarda çünkü en çok yabancılık hissim tavan yapıyor son dönemde. Kimseyi tanımıyor, kimseye güvenmiyorum, off daha fenası var mı?
Neyse karanlıklardan çıkamıyorum, göğsüme oturan öküzü kaldıramıyorum yerinden. Bir deneme de bu browni ile yapalım. Sahibindeki iyi enejileri getirsin bize de. Sevgiyle kalın

Arsiz Bocuk dedi ki...

Gnlerdir göğsümde çöreklenip kalan öküzü bir de bu tarifle yerinden kıpırdatmayı deneyeceğim. Sevgiyle kalın...

nergis mevsimi dedi ki...

Elinize sağlık,browni çok güzel görünüyor,afiyet olsun.
Diğer yazdıklarınıza gelince,sanki benim düşündüklerimi yazmışsınız,ben yıllar önce blog yazmaya gündemden bir kaçış olarak başlamıştım.Sonra Gezi olayları sırasında tek satır yazamadım hem içimden gelmedi,hem de dediğiniz gibi ayıp geldi o kadar acının içinde yemek paylaşımları yapmak ama bu nasıl bir ülke ki,bir türlü durulmuyor,bir türlü alışamıyoruz olup bitenlere :( Gerçi ilk değil ki bu karamsarlığımız,son günlerde çok sevdiğim yakın bulduğum bir söz var, ''Kabullenemediğimiz her yara kitap ayıracı gibi durur hayatımızda,nerede kalmıştık deriz devam ederiz ''Devam edelim :) Sevgilerimle.

Tijen dedi ki...

Sevgili dostlar evet hayat devam ediyor ve edeceğiz, güzellikleri, iyilikleri çoğaltarak. Hepinize sevgiler gönderiyorum bir ılık pazar öğleden sonrasından.

caferengigül dedi ki...

Aynı düşünceler ve aynı ruh hali...Havada kalıyor sanki sözcükler, bir türlü ulaşamıyor gideceği yere...Sonra büyük yorgunluk...
Biliyorum geçecek bunlarda.Kesin geçip, bitip gidecek.İşte tam da bu yüzden devam etmeli...Umut var demek için, bir fark yaratabilmek için devam etmeli.

Sahra dedi ki...

Uzun bir ara verdiniz merak ettim sizi. Elinize sağlık güzel olmuştur illa ki. Afiyet olsun.

Selin dedi ki...

Sanirim en cakma brownie tarifi benden gelicek:) Pisirmey bile gerek yok.

Denersen cok sevinirim.

Saglikli Cikolatali Brownie.

Oglak Kizlari dedi ki...

Slm,

Hızlıyız ya :-)
Sana link verdim haberin ola.

Hızlı anne

Unknown dedi ki...

Merhaba, yemek kurslarınız devam ediyor mu acaba? İnternetten pek bilgi bulamadım

Tijen dedi ki...

Merhabalar,
Şu sıralar Antalya'da değilim ancak sonbaharda kurs yapabilirim. O zaman haberleşebilmek için e-posta adresinizi gönderebilir misiniz? (Burada yayınlamam merak etmeyin.) Sevgiler.

Unknown dedi ki...

Tijen hanım merhaba. Yemek kurslarınızı bana da haber verirseniz sevinirim.

Tijen dedi ki...

Özlem hanım merhaba,
Bu aralar yapabilecekmişim gibi görünmüyor ancak olursa buradan mutlaka duyururum.
İlginiz için çok teşekkür ederim.
Sevgiler.

Banu Bingor dedi ki...

Nerelerdesin? :)

Tijen dedi ki...

Neredeyse 4.5 ay olmuş değil mi Banu'cuğum? Zaman çabuk geçmiş. Ne zamandır bir şeyler yazsam deyip duruyorum ama hep öteliyorum nedense.