23 Nisan 2012
Dört benzemez biraraya gelip de
Yani şimdi siz bana söyleyin, dört benzemez biraraya gelip de işveli bir lezzete dönüşebilir mi? Haksız mıyım söyleyin allahaşkına. Roka, taze iç bakla, çilek ve hellim. Dört benzemez değil mi? Pekala da hoş bir tada dönüşebiliyormuş. Gelelim bu benzemezlerin buluşma öyküsüne. Efendim bir gün... Diye başlamayacak bu hikaye. Özetle söyleyeyim, tamamen tesadüf eseridir. Yani dün sabah hellim kızartmasam ve fazla yemeyeyim diye kızarttığım üç dilimin birini baştan kenara ayırmasam zaten hellimin diğer üçüyle buluşma olasılığı yoktu. Önceki gün pazardan aldığım iç baklaların zarları çıkmış, öylece orada bekliyor olmasalar, onun da diğerleriyle buluşması olasılığı düşük olacaktı doğrusu. Çilek, peki onun ne işi var? Her zaman çilek aldığım pazarcım her zaman olduğu gibi seçtirmiş olsaydı, aman bunlar daha olgunlaşmamış diye farklı bir yerde değerlendirme gereği duymayacaktım. Rokalar da iki gündür dolapta bekliyordu ve ben kırmızı fasulye salatasını normal öğle salatama tercih etmemiş olsam onlar da zaten kullanılmış olacaklardı. Yani anlayacağınız, buluşmaları bir tesadüf eseridir. Böyle biline.
Not: Üç haftadır pazar günleri Star gazetesinde gezi yazılarımla yer alıyorum, buradan duyurmaya bir türlü fırsat bulamamıştım. Bu yazıları okumak isterseniz;
Paris:
http://www.stargazete.com/pazar/parisi-parisien-gibi-gezmeli-haber-441438.htm
Chiang Mai/Tayland:
http://www.stargazete.com/pazar/bastan-basa-cicek-ve-yemek-sehri/haber-541021
Güney Afrika:
http://www.stargazete.com/yazar/tijen-inaltong/pazar/ozel-bir-dogum-gunu-partisi-safari/yazi-548636
18 Nisan 2012
Japon diyeti

12 Nisan 2012
Baharı kucaklamak

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)