02 Eylül 2009

Mavilikler

Ah Bora, hep senin yüzünden! Gidiyorsun acaip coğrafyalara. Ben de okuyorum ve yollara düşmeye niyet ediyorum. Ama bir de öteki tarafımız var elbet, kalmak, durmak, dingin olmak isteyen. Çatışma sürüp gidiyor anlayacağın. Eh serde (b)alıklık var, mecbur katlanacağız. İki balık, biri doğuyu gösterir, öteki batıyı. Uyumlu gibi görünürler, en azından yanyana durmayı becerebilirler. Burçların sembolünde öyle görünüyor. Lafı uzatmaya gerek yok. İçsel yolculuklar devam ediyor elbet. Gidilen coğrafyalar düşüyor zihne birer birer. İnsanlar, gülüşler, sohbetler, kucaklaşmalar, ilk defa tadılan yiyecekler, yürünen yollar, yorgun argın düşülen yataklar ve "yarın yeni bir gün" heyecanı.
*
Boşuna çok gezen bilir dememişler. Yanıt gezgin doktorumuzdan geldi. Evet, Brezilya. Nereden bildi acaba? Belki de dünyanın en meşhur plajlarının bulunduğu kent burası. Rio de Janeiro. Adı "Ocak Nehri" anlamındaymış, Portekizcede. Bu bilgiyi daha önce okudum mu? Bilmem. Unutmuşum. Meşhur Rio Karnavalı'nın yuvası, dünyaca ünlü futbolcuların yetiştiği, her biri birbirinden güzel kadınların, adamların (gerçekten çok güzel Brezilyalılar, hele o gülüşleri) güneşlendiği, yüzdüğü, dansettiği, karnını doyurduğu, spor yaptığı, aşkı yaşadığı plajlarla çevrili Rio. Bu fotoğrafı kente vardığım gün çekmiştim. Guanabara Plajı olmalı. Taciana beni ofisinin olduğu yere götürmüştü. Bir kaç saatlik işi vardı, sonra arabayı bıraktığımız yerde buluşup eve dönecektik. O ilk günümde arabanın yerini bulabilmek için defterime tüm sokak ve cadde adlarını not etmiştim. Plaj neredeyse boştu. Aylardan Haziran. Bir kış ayı. Bir hindistan cevizi suyu (aqua de coco) satıcısının tek tük masasından birine oturmuştum. Nasıl sipariş verdiysem artık. Geçmiş gün, onu da unutmuşum. Altını düzletmiş, üstten üç bıçak darbesiyle üçgen bir delik açmış, pipetle vermişti. Kaç para vermiştim ki? Bir lira kadar olmalı. Ayaklarımı uzatmış, günlüğümü çıkarıp bir şeyler çiziktirmiştim. Sonra biraz yürümüş, kentin havasını solumuş, dönmeden evvel Taciana ve çocuklar için bir pastaneden muhteşem pastacıklar almıştım. Brezilyalılar bu işi biliyor gerçekten.

16 yorum:

Damak Tadı dedi ki...

Ben bilemedim canım..Kent hakkındaki yazacaklarını sabırsızlıkla bekliyorum canım..

Belgin dedi ki...

Bilemedim, kuzeyde bir yerlerde olabilir mi:))

Beyza dedi ki...

Tijencigim,
sandaletliseyahati ben de severek ve imrenerek okuyorum. Insan istedikten sonra yapilmayacak sey yok. Keske ben de cantami sirtima takip gezebilsem ama öyle degilim. Tatil deyince beklentilerim farkli. Bu plaj neresi bilemiyorum belki Türkiye´de bir yerdir. Belki de Avusturalya´dir :)

Hülya dedi ki...

Türkiye değil bence olsa bile kuzeyde olabilir mi ki?

PAPATYA PRENSES dedi ki...

ahhh...

Adsız dedi ki...

baltık kıyıları olabilirmi acaba?
seda

müjde dedi ki...

Ah o maviliklere dalaydım...

Limonlu Kek dedi ki...

Sanki okyanus kıyısına benziyor, Hadi ben de hakkımı Avustralya olarak kullanıyorum (sanırım içimdeki çook uzaklara gitme isteği :)

minimalist dedi ki...

merakla bekliyorum...

Demet dedi ki...

Bilemedim ben de ama balik'lik kismina takildim :) Ne guzeeel :)

ssbb dedi ki...

Brasil

Zehra Gürgen dedi ki...

Çok güzel..çok güzel!!
ben tatil istiyorumm...

pelince dedi ki...

mavi ne güzel bir renk,orada olmak istiyor insan...

Adsız dedi ki...

bilemedim ama muhteşem bir yerrrrrr

Alev dedi ki...

simdi orada olmak vardi ...

élif(keyf-i mutfak) dedi ki...

ne kadar şanslısın ..dünyanın her bir köşesini gezmek hayalim..kimin değil ki!!sevgiler..