Biliyorum sadece İngilizcesi olanlar okuyabilecek ama bir kaç resim de var, herkese ilham verebilir:
http://www.nytimes.com/2009/06/17/dining/17roof.html?_r=2&ref=dining
The New York Times'dan, teras bahçeleri haberi. (Bizde de balkonda, terasta ürün yetiştirenler var. Eminim aranızda da ufalak tefelek saksılarda yeşillikler, otlar yetiştiren dostlarımız bulunuyordur.) Amerika'nın her tarafında teraslarda, balkonlarda yetiştirilen ürünleri anlatıyor. Bu haberi bahçemizin ilk biberini koparttıktan hemen sonra gördüm. Daha da anlamlı geldi. Bir tanecik biberim büyümüştü. Rokalar, maydanozlar, semizotları da kopardım, salatamı renklendirmek için. Kayısılar dökülmeye başladı, biz de kurutmaya. Oh be dedim, dünya varmış. Bir kaç tane de gök kayısı varmış düşenlerin arasında, onları salataya doğrayacağım. İnsanın bahçesi olması gibisi var mı? Küçücük bir bahçe bizimki ve önceden yetişmiş ağaçlar yüzünden (bir tarafta bir kayısı ve bir meyve vermez mandalina, öte tarafta bir kayısı daha) istediklerimi bir türlü yapamadım ama olsun, şu nimetleri toplamak bile ne güzel şey. Kiraz domateslerimiz de çıkmaya başlamış, yakında kızardıklarını görürüz. Keyfim yerine geldi resmen. (Fotoğraftakiler geçen yılki domateslerimiz. Yakında yine bu güzelliğe kavuşacağım için pek mutluyum.)
18 Haziran 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
20 yorum:
Tijencim ben de 2 yıl evvel henüz oğluş bebekken yani pek heveslendim balkonumda maydanoz dereotu nane falan yetiştireyim diye. uzun büyükçe saksılar aldık gittik eşimle ama çok güneş görüyordu balkon ve olmadı, hevesim kursağımda kaldı.
eşimin ailesinin şilede kocaman bahçeli bir evleri var, içinde aklına gelebilecek her türlü meyve ağacı, sebze vs var. az da olsa hepsinden yetiştiriyorlar. öyle güzel bir keyif ki o ağaçtan meyveyi toplamak ve yemek oğlum az da olsa yaşayabiliyor diye şükrediyorum. temmuz ortası orda olacağım bir haftalığına, o zaman bol bol fotoğraf çekip paylaşacağım inşallah. sevgiler
fesleğen, biber ve domates vardı bizim balkonumuzda. annemlerse işi daha da ilerletti limonları var! :D
biliyor mussun burada da fesleğenim var artık. ve yeni evimize taşınınca biberlerimde olacak.
Tam ben de bugün bahçemizden aldığımız ilk taze salatalıkları salatamıza doğrarken "ne güzel bir duygu" diye düşünmüştüm. Yediklerimizin nereden geldiğini, nasıl yetiştiğini, güvenilir olduğunu bilmek en büyük lüks haline geldi. Verdiğiniz linkler de her zaman çok bilgilendirici ve ilginç oluyor, buradakine de bir göz attım, okunacaklar listeme kaydettim, çok teşekkürler.
Sevgiler...
Gerçekten de mutluluk Tijen'ciğim :)))
Tijencim,
en büyük hayalim bir bahcem olsun. Sebze meyve yetistireyim. Bir de hamagim olsun. Yorulunca ona uzanip kitap okuyayim. Olur mu dersin birgün :)
Merhaba Tijen,
İnsan oğlu balçıktan yaratıldığından beri sanırım topraksız yapamıyor.Ne demiş ünlü ozanımız aşık veysel,Benim sadık yarim kara topraktır.O topraktan fışkıran çeşit çeşit bitkilere nimetlere binlerce kez şükürler olsun.
Toprak gibisi varmı anacığım.
Sevgiler*
Ne güzel olurdu, benim de balkonumda birşeyler yetişse, ama etrafta o kadar çok karga var ki, çiçek bile durmuyo...
domatesler cok lezzetli gorunuyorlar..tam da peynir yiyordum koparim yanina koyasin geldi :)
Benimde en büyük hayalim bir kısmını balkonlardayetiştirmeye çalışıyorum ama dalından meyve koparamıyorum. Şöyle 3 m kare toprağa razıyım inan. Sen çok şanslısın Tijen im.
Sevgiler bitanem.
Tijencim bahçelerimiz sanki aynı? bizimkide küçük ama birsürü ağacı besliyor.
Bende domates ekmiştim 3 tanesi kızardı Derin hemen onları yedi, biber,tere olmadı daha ama maydonozlarım öldü..
Bir türlü maydonoz yetiştiremiyorum ben!?
Önce apartmanda bir dubleksin terasında başladı sebze ve meyvelerle tanışmam (onları ekip- dikme, yetiştirme anlamında tanışmam)...
On beş yıl öncesiydi.
Özel tuglalardan birkaç metrekarelik bölümler yaptırıp, toprakla doldurtmuştum.
Salatalık, biber, domates ve patlıcan fidesi neye benzermiş, çiçeği nasıl olurmuş ilk o zaman görmüştüm.
Arka terasta sebze ve meyveler, ön terasta renk renk güller...
Nektarinlerim yerlere dökülüyordu. Armutlar yıllarca meyve vermediler, diğer evimize taşındığımızda oraya taşıdık onları. Salkım halinde mis gibi kokulu, sulu meyveler verdiler.Öyle ki bir kaç metre boyundaki ağaçların dalları meyvelerin ağırlığından kırılmasın diye bağlarla destek verirdik.
Vişne ağacının hastası büyük kızımdı. Nektarin, benim gözdelerimden...
Ters aşılı, en fazla iki metre boyundaki karadut kızarmaya döndüğünde bahçeye inerdim. Onun rayihası başkaydı. Ağacı tanıyıp almaya kalkışmam da, üniversite kampüsünde dikili olanından akşam yürüyüşlerinde tatmamız sonucu olmuştu.Güzel günlerdi, gülümsemeyle hatırlıyorum.
Begonvillerin hastasıydım, hâlen öyleyim. Hele pembe beyaz aşılı olanın görüntüsü bambaşka gelirdi bana...
Kokulu üzüm asmasını bir arkadaşımın annesinin ayırtmasından yetiştirmiştim. Yerini sevip kısa sürede metrelerce büyümüş, bol bol meyveye durmuştu sonbaharda.
Akasya (Mor akasya, mor salkım) evin giriş kapısının ferforjelerine sarılıp metrelerce yayılmıştı. Bahardaki görüntüsü ve kokusu ne hoş olurdu.
Frambuaz yetiştirmeye başlamam son bir iki yılda olmuştu, benim için özel olanlardandı.
Çileklerse hem minicik ve ağızda eriyen çok hoş kokulu cinsten hem de iri cinsten arka bahçede bir köşeyi kaplamışlardı.
Kaptırdım kendimi, burada keseyim. : )
Bahçe sevgisi bambaşka bir şey, insan yıllar geçtikçe giderek daha bir bağlanıyor mu toprağa ne?
Sizi tanımış olmak benim için de çok hoştu.İçine bir kaç satır yazarım diye hediye paketi bile yapılmamış bir kitapçık...
Masal âleminde gezinirken hayat dersleri aldığımı düşündüren...
Hediye kadar sunumu da önemlidir, bildiğimi sanırım.
Size özen göstermediğimden değil, kesinlikle, sizi yakın hissettiğimden, hoşgörünüze güvendiğimdendir sunuluş biçimi... : )
İçten sevgiler...
Tijenciğim,İnsanın kendisinin emek verip yetiştirdiği sebzelerden meyvalardan yemesi ne kadar güzel.Kesinlikle daha lezzetli gelir insana:Afiyetler olsun sizlere.
Komşum sevgiyle kal...
Tijen,ciğim biz de bahçe özlemimizi annemlerin yazlığında gideriyoruz.Ben de balkonda ancak nane yetiştiriyorum, taze taze salatalara koymak bile zevk veriyor.Sen ilk biberini almışsın, buralarda mevsim dolayısıyla daha çiçekteler, inşallah geldiğinde sana da görmek kısmet olur ve bahçede asma altında bahçe ürünleriyle güzel bir kahvaltı yaparız.
Sevgilerimle...
Tijenciğim ne büyük keyif dimi.taze taze,dalından.misler gibi...afiyet olsun canım.sevgilerimle...
Annemde bu bahse sevdası hastalık sabahın erken saatlerinde kalkıp bahçesinde vakit geçirir ufacık bahçede yok yok :)) geçen asmasından yaprak sardık ekşi ekli ne güzel oldu :)) Tijenciğim güzel paylaşımın için teşekkürler,hayırlı cumalar...
iyi günler Tijencim,
bahçe olmayınca balkonlara yöneliyor insanlar ama benim balkon denemelerim hep boş çıkıyor nedense,bir türlü olmuyor nane bile,ama ben hiç vazgeçer miyim yine buyılda naneyi ektim saksıya,iki üçte domates fidesi,bakalım kurutmadan yetiştirebilecekmiyim.bekliyorum şimdilik.bizim memlekette görmüştüm biri evinin balkonuna karalahana dikmişti teneke içinde ,çok ta güzel büyümüştü.insan isterse oluyor.
dinlendin ve rahatladın sanırım,görüşmek dileğiyle.
Sanirim yakinda bahceli bir ev kiralayacagim, cok mutluyum, bir saksiya dort cesit yesillik diken ben buyuk bir ihtimalle bahceyi bostana cevirecegim!!! Bir de tasindiktan sonra elimde sizin kitabiniz yollarda veya tarlalarda ot yolmak icin bekleyemiyorum!!! 4 senedir kavusamadigim semizotu simdiden ruyalarimda....:-)
Çok şaslısın Tijen çok! Biz de gün sayıyoruz, sabırsısız. Memlekete gideceğiz, dayımların bahçesi var, yeşile doyacak, toprağa ayak basacağım. Dalından domates koparacak, bahçe sulayacağım. İçim kıpır kıpır.
Hiç büyük Marketlerden yüksek fiyatlara almaya gerek yok sebze fidelerini.Mısır Çarşısında görünce dayanamadım aldım oğlum Can da benim gibi severek uğraşsın diye ama annesinin yeni oyuncakları oldu Çilek Fideleri ve Domates Biberler. Akşamdan sabaha o çileklerin oluşumu ve küçüklüğümüzdeki gibi mis kokusu insanı mutlu etmeye yarıyor da artıyor bile. Şimdi dörtgöz biber ve domateslerin olmasını bekliyorum. Sevgiler, Funda
Benim de balkon bahçem vardı..
Bu yıl yoğunluktan ve güvercinlerle savaşacak gücüm olmadığından yalnızca nane ve maydonoz ekebildim.
Geçen yıl koca bir saksı dereotunu üzerlerine yuva yapmak konusunda çok ısrarlı olan güvercinler yüzünden çöpe atmak zorunda kalmıştım.
Balkonun bir köşesini tellerle çevirip kümese benzettim ama onlar en küçük aralıktan bile girmeyi ve saksılara kurulmayı başarıyorlar.
Tellerin altından bitkilere ulaşmam ve sulamaya çalışmam da tüm hevesimi kırıyor.
Yine de balkon bahçelerini seviyorum.
Sevgi ile kal Tijen'ciğim
Yorum Gönder