03 Nisan 2009

Yerellik

Şu yazıyı okurken Amerika'da "yerellik"in (local food movement adında yeni bir hareket. Yerel ürünlerle beslenmeyi tercih edenlere de locavore deniyor) ne kadar önem kazandığını bir kez daha düşündüm. Dünkü yazıda bahsettiğim kitap da bu konuya ağırlık veriyor. Bugün pek çok Amerikalı şef restoranında yerel ürünler kullanıyor, satıldığı bölgeye yakın yerlerde hazırlanan ürünlerin üzerinde "local" etiketi bulunuyor, marketler yerel ürünler sattıklarını duyurmaktan gurur duyuyorlar. Bundan kastım ille de o yöreye has değil ama 50-150 millik (80-240 km) bir daire içinde yetişen/hazırlanan/yakalanan ürünler. Hemen tüm büyük Amerikan kentinde kurulan "yeşil pazarlar" (green markets veya farmers' markets) da yerelliğin ön plana çıkmasına yardımcı oluyor. Çünkü bu pazarlarda o yörede üretim yapan çiftçiler satış yapabiliyor. Elbette böylesi çok daha iyi. Bizim organik pazarlarımızda kimi üreticiler kilometrelerce öteden gelmek zorunda kalıyorlar, ürünlerini satabilmek için. Oysa her kentin yakınında benzer üreticiler/çiftlikler olsa ve hem çiftçiler uzun yol gitmek zorunda kalmasa, hem de üretici yaşadığı yerde yetiştirilen ürünlerle beslense güzel olmaz mıydı? (Yine de çok şükür hala semt pazarlarında yerel ürünler bulmak mümkün. Bu ne büyük bir nimet düşünsenize.)

15 yorum:

Belgin dedi ki...

Tijen`cim cok güzel bir konuya parmak basmissin. Böyle pazarlarin yoklugundan, kayinbabamin yetistirdigi onca güzel meyve, sebze heba oluyor, ya da yok pahasina toptancilara gidiyor. Bu da geliri, giderini karsilamiyor.
Aslinda her yerde böyle pazarlar olsa, herkes hem ilacsiz, hormonsuz, organik beslenecek, hem de yetistirenlerin yüzü gülecek. Insallah olur yakinda:))
Sevgilerimle

Zehra Gürgen dedi ki...

Kesinlikle yerel pazarlarımızın olmasıda, orada bulunan ürünlerin yöreye ait özel sebze meyve olmasıda çok önemli.

hatta yöreye ait ürünleri bilmek çok önemli.Bilmiyoruz bile..

sevgiler

a_y_s_e dedi ki...

canim ben de bunu dusunuyordum gecen gun... aslinda turkiye'de cok kolay yapilabilecek bir sey bu... belki buyuk sehirlerde biraz daha zor, yine uzak olacaktir, ama Burhaniye'de falan zaten pazartesi pazarinin arka tarafi boyle hep... gerci yine manavlar daha cok agirlikta, arkadaki tatli teyzelerin sayilari onlara gore az ama... :)

Somervill'de union square'de kuruluyor bi farmers' market. havalar acilsin da onlar da tekrar gelsinler diye dua ediyorum... oyle de tatli oluyor ki o meyvalar sebzeler... hepsinin tadi yerinde... seftaliler seftali, cilekler cilek tadinda... :)

Ordanburdanhayattan dedi ki...

Bizde bayılırlar ithal ürün almaya.Bişey sanırlar ithal,pahalı alınca nolcaksa.Ben de fırsat buldukça pazardan almayı tercih ederim ve bildiğimiz tatlardan vazgeçmem

pelince dedi ki...

Yöreye ait ürünler bulmak gerçekten güzel bir nimet.Umarım bunda büyük bir artış olur .Biz ve çocuklarımız bir çok sebze meyvenin en tazesini yerler.

Seda dedi ki...

kendinmi o açıdan çok şanslı hissediyorum yerel, köylümün yetiştirdiği sebze meyve tüketmek yoğurdunu sütünü alabilmek ve en önemlisi çocuklarıma yedirebilmek daha güzeli olamaz....

sihirlirloklava dedi ki...

Atatürk 'köylü milletin efendisidir' derken içinde bunu da kastetmiş olmalı..artık kendi üreticimize yeterli destek verilmediğinden hem pahalı,hem sağlıksız ürünler kullanıyoruz...sevgiler ...

belgin kıral dedi ki...

Yöresel ürünler pazarlarda bile artık o kadar azaldı ki maalesef..Hale gelen hormonlu, gösterişli gıdalar nedense daha bir talep görüyor zararlı oldukları bilindiği halde..Keşke yirmi yıl geriye gidebilsek ve yine doğal beslenebilsek:) Keşkeee

NEŞELİ GÜNLER dedi ki...

Anneannemler yemyeşil bir bahçesi vardı.Her türlü sebze meyve yetiştiirdi severek.bizlerde yaz tatili kasabamıza gitsek diye heyecanlanırdık orada yediğim domatesin , biberin maydanozun vs..tadını hiç bir yerde bulamıyorum .doğal hayat insanı hem sağlık hem uzun ömürlü yapıyor.ama malesef artık doğal beslenmek biraz zor .organik ürünler hem pahalı hem yer yerde bulamıyoruz.insanlar alışmışlar sanki çok iyi birşeymiş gibi bol hormonlu ürünleri insanlara sunmaya insan saglığını hiçe saymaktan başka birşey değil bu.benim dikkatimi çeken bir konu da marketlerdeki bazı az işlenmiş ürünler mesala yarım yağlı süt yogut tam yağlıya oranla daha pahalı .anlamadığım siz bunun yağını alıyorsunuz ve yan ürün olarak kullanıyorsunuz bunun fiyatının biraz daha uygun olması gerekmez mi ben mi yanlış düşünüyorum.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Doğal beslenmek,
neredeyse hepimizin hayali oldu.
Geçenlerde bir CD seyrettim
"hayatınızı nasıl pişirirsiniz" diye ve seyrederken hep sen geldin aklıma, sanki senle bütünleştirdim.
Sevgiler...

DC ISTANBUL HATTI dedi ki...

Merhaba Tijen Hanim,

Yazilarinizi buyuk bir sevkle okuyorum. Bu yazinizda degindiginiz konuyla ilgili olarak da hemen bir seyler yazmak istedim. 'Eat locally and seasonally' yani 'Yerel ve mevsiminde uygun ye' Amerika'da inanilmaz populer oldu son yillarda. Cevresel bir anlayisla basladi bu aslinda, organik aldiginiz yiyecek eger dunyanin obur ucundan geliyorsa dunyaya verdigi zarar organik olmasina ragmen cok fazla. Whole Foods marketler zinciri, bu akima marketlerinde sattiklari yerel urunlerle katkida bulunuyor. Farmers' Marketlerde de yerel ciftciler urunlerini getirip satiyor. Organik sertifikasi almak uzun sureli ve cok para sarfedilen bir surec. Bu pazarlarda ise organik sebze meyve satan ancak organik sertifikasi olmayan bircok ciftciden alisveris imkanini yakaliyorsunuz. Bizim semt pazarlarimizin bulunmaz nimet oldugunu bir farmers markete kilometrelerce yol gittikten sonra daha iyi anliyorsunuz:))

Sevgiler

TURİZM VE EĞİTİM dedi ki...

düzenli hale getirilen semt pazarları yani
binaların içine veya çok katlı apart modeli uygulanarak oluşturulan semt pazarları ki daha çok büyük şehirlerde uygulamaya geçen bu sistem sizce yereli yok etmiyor mu ?
ben artık kıyılarda oturan teyzeleri ve otlarını eskisi kadar çok bulamaz oldum Antalya da ..!

Melek Yağcı dedi ki...

Katıldığım bir seminerde 'doğduğunuz topraklar tesadüf değildir, ihtiyacınız olan besinler, zaten civarınızda yetişen sebze, meyvelerde fazlasıyla mevcuttur' denmişti.

Aklıma geldi yazınızı okuyunca...

Sevgiler,

Melek Yağcı

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

bende allahtan çok şanslıyım bu konuda tijenciğim..
dilediğim an güvenli bahçe ürünleri bulabilirim.
hele şimdi bahar başlamış yaz da gelirken dört gözle beklemekteyim güzeller güzeli sebze-meyveleri.
sevgiler cnm

Tijen dedi ki...

Hepiniz haklısınız, hem şanslı, hem şanssızız aslında. Hala kendi yetiştirdiği güzellikleri pazarlara getirenler var. Bir yandan da hızla kirleniyor topraklarımız, güzelim semt pazarlarımızın rengi/tadı değişiyor.