01 Ağustos 2008

Böğürtlenle incir bir gün...

Böğürtlenle incir bir gün yanyana gelmişler...diye başlayabilirdim. Başlayabilirdim ya sonra ne diyecektim? Başlayacaktım masal anlatmaya. Takıldığım yerde Bir Ot Masalı'na danışacaktım:
"Masallara konu oldu, Ezop’un diline düştü böğürtlen: Köknar ile böğürtlen bir gün çekişiyorlarmış. Köknar övünerek demiş ki: “Bak ben ne güzelim, boyum ta nerelere yükseliyor! Tapınakların çatılarını, gemileri hep benden yaparlar. Sen mi benimle boy ölçüşmeye kalkışacaksın? Ben neredeyim, sen neredesin.” Köknar böyle deyince böğürtlen bakmış: “Sen baltayı da testereyi de unutuyorsun galiba; yoksa sen de bencileyin bir böğürtlen olmak isterdin!” Bu hikayeden kimin ders çıkarması gerektiği bilinmez, ama övünmeye de gelmez." (sf.56-57)
Oysa ben bu fotoğrafı yine Edremit Pazarı'nda çektim. Ezop'a ne gerek, değil mi ama? İki güzel yörük kadın toplamış dağlardan. Fereceleri de sırtlarında. Bizim buralarda kadınların giydiği siyah pardesüye ferece diyorlar. Bazen bebelerini sırtlarında onunla taşıyorlar, bazen de yüklerini taşımak için çuval oluyor ferece. Çok amaçlı bir giysi anlayacağınız. Bozuk para yok, kimseler bozmaz. Bari onlardan incir alayım dedim ama elli lira bozacaksınız. Korktular bir. Meğer bir keresinde bir kadın sahte para vermiş onlara. Elli lira dediğin ne ki değil mi? Onlar için değil ama...

30 yorum:

:)den dedi ki...

Sabah işe geldim. Kahvemi aldım. Keyifle e-postalarımı kontrol ettikten ve bir iki iş yazışması yaptıktan sonra "Mutfakta Zen"e tıkladım.
Böğürtlenleri görünce mutlu oldum. Zira kendileri gönlümde taht kurmuş, hafızamda bir çok anısı olan kutsal bir meyvedir benim için.
Yazıyı okuyunca, boğazıma birşeyler düğümlendi öylece kalakaldım...

Sanem dedi ki...

Çok severim böğürtleni. Asıl yetiştiği yerinden kopararak yemek daha zevkli oluyor ama. Şöyle üstün başın bata çıka.. :)

Zerrin Pasta Evi dedi ki...

Çocukken böğürtlenleri dalından yemiş biri olarak fotoğrafını görünce çok mutlu oldum.Çocukluğuma gittim birden:))Toplarken az elimiz acımadı:))Yada kardeşlerimle sen alma ben alıcam sen çok yedin diye de kavga ederdik:))

İncirlere gelince babamların bahçesinde var.Babacığımın uzun sopası vardır zamanı geldiğinde onunla toplar ve beni bekler gidip yemem için:))Yakında çağırır:))

Pazarcı kadınlar haklı çekinmekte...ortam o kadar kötü ki... Kime güvenilir belli değil...
Birde hayatını zorlu şartlarda yaşıyorsan...
Sevgilerimi gönderiyorum...

Adsız dedi ki...

Canım arkadaşım,

Senden rica etsem,bir süre bloğunu güncellemesen,resim koymasan,başka işlerinle uğraşsan!....

Aaaaaaaaa....

Sabah işe geliyorum,açıyorum bloğu o ne,nefis resimler...iyi ama ben çalışmalıyım,işim çok,aklım orda kalıyor,şeytan kulağımın dibinde fısıldıyor " boşver çalışma,atla git,sen de gez,ye..." diye:)

Ağzım sulandı vallahi.İki meyvayı da severim...Sen almışsındır.Afiyet bal şeker olsun canısı.

Öpüldün,sevgiler,

Ayşen

Cafe Gusto dedi ki...

Emek emek kazanılmış her kuruş üretici için önemli.Çünkü tarım sektöründe en az parayı üretici kazanıyor.Pazarlama marjı tüketiciye gelene kadar giderek artıyor.
Bu arada incire ölürüm çok severim ama gel gelelim şu diabet çıktığından beri tatlı herşey yasaaaaakkk..sevgiler...

Bir Dilim Düş dedi ki...

Ayyyy ne güzel dalından yeni kopmuş böğürtlenler. Hele de kendin toplarken her tarafın boyanır ya bayılırım dalından yemeye.

sevgiler,
Evren

neslihan erzincan özgür dedi ki...

yazılarını okumak çok keyifli ve bu keyfi almak için işe gelince açıyorum sayfanı,masal dinler gibi okuyorum.bu arada ben mailini burdaki mesajlara yazdığın yazı sandım ve silmişim, blogda var diye,ama okudum ve otları araştıracağım ve öykülerini bulursam sana iletirim bi arkadaşım var burda annesi yayladan otlar toplayıp çay aroması yapıyor onunla da bi konuşurum.ve dediğin gibi 50 lira kimi için çok uzak bi yol olabiliyor.Allah kimseyi yoklukta bırakmasın.sevgiler

neslihan erzincan özgür dedi ki...

bir de burda Keşap ilçemizde bir amca dikensiz börtlen yetiştirmiş,çok güzeller resmini gördüm,gitmek nasip olmadı ama senye inşallah dikikm zamanında ben de dikeceğim köydeki yerimize.çok keyifli bir meyve.

DİDEM ÖZCAN dedi ki...

İkisi de vazgeçilmezdir benim için, hele o dikenleri ellerine batarak toplanan böğürtlenin, sonra zevkle yemesi yok muuuu?

Ne garip değil mi, canlarını dişlerine takarak kazanç peşinde koşan insanları kandırmaya çalışmak? Ne biçim bir hayat bu anlamak mümkün değil...

Tijen dedi ki...

O zaman bu yazı da tüm böğürtlen sevenlere ithaf olunur.
*
Ayşen kadın,
Çalışıyorum hiç merak etme. Burnumu dışarı çıkarmadan hem de. Zaten çok rüzgarlı burası, istesen de çıkaramıyorsun!

ACIBADEM KURABiYESi dedi ki...

bu aralar tam mevsimi, organik pazarımızda 2 haftadır görüyuyorum ve tabi ki alıp, taze taze tüketiyorum. Bu hafta da alıp,ilk reçel denememi böğürtlenler üzerinde denemeye karar verdim.

esmer şekerle reçel olur mu Tijen, ya da beyaz şeker yerine ne kullanabilirim ki?

zengile dedi ki...

Merhabalar.Sıcaklar insanı delirtiyor buralarda,bırakın pazarı markete bile gidilmiyor.Sanalda olsa en kolayı MUTFAKTA ZEN pazarı bak bak hayıflan.Hiçbir şey yapamıyoz bari yorumla katkı yapalım.Bizde bunun çalısına dikenli böğürtlen üzümünede DİKEN ÜZÜMÜ denir yıkılmış duvarlar harap olmuş tarla bağ bahçe kenarlarında bulunur.En iyiside yol kenarlarında çocuklar için yazları doğadan toplanan en beleş yiyeceklerden birisidir elleri kan revan içinde kalsada. Şurup ve reçeli yapılır Yandaki mor incirde en iyi taze iken yenir afiyetle.Pazar pazarcılar pazara satış için gelen köylülerin(özellikle)mallarını neden hep köylü diliyle söylersek LAYLON kaplarda taşıdığı kafamı kurcalar.Eskiden meyve sebze türü şeyler HAYIT yada KARGIDAN örülmüş kulplu kulpsuz SEPET,TEZGİNE ve KÜFE lerde taşınırdı Mutfaklardan taşan öykülerin kapağında hayıt ağacından hasır örgü sepet var çok güzel duruyor onun yerine naylon bir kova olsaydı? Bazen pazarlarda Aydının sultani üzümü ile incirini satan kimi pazarcılar mallarını küçük saplı kargı sepetlerde yaprak ve sapları ili teşhir edip satıyorlar daha bir doğal oluyor. Size iyi çalışmalar.

funda dedi ki...

Böğürtlenin meyvesi kadar sapının da çok yararlı olduğunu biliyorum. sapı kaynatılıp içildiğinde damar tıkanıklığıa iyi geliyormuş. Tabi araştırmak lazım. Reçeli de pek bi güzel olur dimi. İncirin tazesi çok güzel ama ben kurusunu ne zamandır hiç bir yerde bulamıyorum. Kuru incirin zamanı ne zaman ki acaba.

Adsız dedi ki...

madem bögürtlenden laf açıldı ben de küçük bir anektod aktarayım... kızım şu sıralar (üzerinize afiyet)aftla uğraşıyor. dolayısıyla ben de... hiç bir ilaç iyi gelmiyor afta... biri dedi ki 'kara dut afta bire birdir.' gittim geçen gün salı pazarına (istanbulda bu pazar) boş ümitlerle dolandım durdum. kızıma da demiştim kara dut alacağım diye... boş boş... gittim dolandım pazarı ki ne arar. zamanı değil.... baktım kutu kutu bögürtlen satıyorlar... eh benziyor da duta... zaten şimdinin zamaneleri dutu bögürtlenden ayırmakta pek mahir değiller.. getirdim eve günde üç öğün yedirdim bögürtleni...
arkadaşlar niyet önemlidir... inanç önemlidir... yine öyle oldu... aft'ımız geçti şükür!!!

sağlıkla...

babiseyemekler.blogspot.com

Mehmet Vuran dedi ki...

Merhaba Tijen hanım,

Sizi, winelover grubundan gelen yazılarınızdan tanıyordum.
(Sanıyorum Evde Şarap grubuna da üyeliğiniz vardı. mı acaba:)

Geçenlerde de halamın kızı gelmişti,
"Fatma abla bana bir kitap verdi, çok güzeldi. Adı Tak Koluna Sepeti,
yazarı da Tijen İnaltong" demişti.

O gün Blog adresinize de baktım ve O günden beri de blogunuzu takip ediyorum.
Blogunuz çok başarılı. Tebrik ederim...
Bu arada, kitaplarınızı da yeni okuyacağım. (Biraz geç kaldım ama, olsun)

Selam ve Sevgilerimle...

ACIBADEM KURABiYESi dedi ki...

Teşekkürler, elma suyunu deneyeceğim...

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Hımm, demek sizin oralarda böğürtlen çıktı bile.
Oysa, burada Eylül'de ancak dikenlerinin kolları bacakları çizmesine aldırmadan yol kenarından uzak yerlerden toplayıp yeme zamanı gelir.
:)

pelince dedi ki...

Böğürtlenler harika,bende küçücük bir paket aldım hemde 6 ytl'ye :( Üzüldüm ne yazık ki dolandırılmışlar :(

Tijen öncelikle Antalyalı olarak senin nezninde herkese geçmiş olsun..Orman yangınını inan ağlayarak izliyorum..Öyle büyük bir yayngınki bir sürü canlı hayvan ,bitki ,çiçek ağaç vs.. yok olmakta....Umarım yangın daha fazla büyümeye devam etmez.

Unknown dedi ki...

Sevgili Tijen;

Yeni döndüm ben de Ege'den, tazecik böğürtlenlerin lekeleri bile gitmedi ellerimden. Ne de güzel anlatmışsın böğürtlenci kadınları

Sevgiler

Tijen dedi ki...

Pelin'ciğim,
Hem de Antalya'nın en güzel yerlerinden biri. Dilerim rüzgar hafifler ve emek verenlerin işi kolaylaşır. Bu sıcaklarda yangınsız günler diliyorum, sadece bizim ülkemize değil, yangınlardan zarar gören tüm ülkelere.

Tijen dedi ki...

Mehmet bey,
Sizi tanıdığıma çok mutlu oldum. Karaova güzeldir şimdi. Ne güzel bir uğraş edinmişsiniz.

Mutfak Havlusu dedi ki...

bir yeşillik görüceksin birde böğürtlenler varsa aaa böğürtlenler var deyip mutlu olucaksın o durumdayız.
pazarlarda aşılı olanları dolu koca koca böğürtlenler,halbuki ellerimize batan dikenlere aldırış etmeyip karnımızı ağrıtacak kadar yediğimizi hatırladığım böğürtlenler bunlar asıl ve tadları nefis olur nefis..

köknar-böğürtlen muhabbetinden çıkacak paylar büyük anlayabilenlere..

köydeki insanların temizliği ve saflığı harika 50 lirayı gören buralarda amiyane tabirle atlarken sahte olsa onun için cebelleşecekken o insanlar kendini çekiyor,inşAllah hiç değişmezler inşAllah bizim diyarların tozları oralara uçuşmaz hep öyle naif kalırlar.

zarpandit dedi ki...

böğürtlennnnnnnn!!!! :)

babam arabamız varken sabahları bizi alır beykoza götürürdü kahvaltı eder etmez arabayı bir kenara çeker yollara salardı bizi :) ee ne de olsa yol kenarındaki böğürtlenler her zamankinden daha lezizdi..

hala da öyle arabamı alır almaz inşallah gideceğim yine o yollarda böğürtlen toplamak ağzım ellerim kararmıs ama midem bayram etmiş şekilde eve dönmek en güzel şey.. :)

ve köy pazarları :)herseyin en güzeli en tazesi en hormonsuzunu bulacağım tek ve en güzel yer:)

keşke şimdide gitme şansım olsa..

zarpandit dedi ki...

yorumuna çok güldüm ben ve pastahane :)

belki olabilir ama çay içmeye keklerimi pastalarımı yemeye geleceksen ama tijen abla yoksa açmam pastahen falan :)

öpüyorum..

Feyza Fidan dedi ki...

Eskiden (20 yıl evveline denk düşer:) oturduğumuz sitenin 3/4 ü ağaçlıktı...Gözümüzün alabildiği her yerde böğürtlenler olurdu..Birde incir ağaçları, dut ağaçları, ceviz ağaçları..Arkadaşlar bir olur, tören edasıyla hepiciğini toplar ve meyve şöleni yapardık mevsimine göre..

Bu arada, Maya'nın doğum günü pastasını yapmaktan büyük bir zevk duyacağız :)

Sevgiler...

Zeynep dedi ki...

Tijen'ciğim,

Doğal olunca birşey nasıl fark ediliyor değil mi, böğürtlenler gibi, senin gibi...

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

merhabalar TİJEN HN.
ahh buralarda da neler oluyor neler , bir bilseniz.. !!!!
:)))
ot masalı- böğürtlen masalı- dut masalı vallahii birbirini çatlatır :))
güzelim toprak anam,tabiat anam neler vermiş biz meraklılarına .
.VE
ben en hakiki masalın içindeyim :)))

Urla- Ilıca- Çeşme ve ALAÇATI dan spetler dolusu sevgiler lezzetler iletiyorum size..(Yakında..)
NuNu

karadenizsofrasi-Balıkesir dedi ki...

tijen hanım merhaba sizin adrese ancak girebildim,bu aralar pek fırsatım olmuyor nete girmeye,yeni birşeylerde ekleyemedim ,ama sağlık olsun,mendek ,hoşuran,nivik karadenizin bu ot üçlüsü çokça yenir bizim memlekette,resmi gösterebilirsiniz sayfanızda şu an kısa bir sürelik fırsatta size cevap yazmaya çalışıyorum,görüşmek dileğimle,

pigmelerle.dans.eden dedi ki...

Cok insafsiz bu fotograf! 3 yili gecti incirsiz, 5-6 yil olmustur bogurtlensiz...

Kitabimi aldim, cok cok cok tesekkur ederim! Yan yana fakultelerde okumusuz azcik zaman farkiyla megersem :)

Cok tesekkur etmistim degil mi ;) Bayildim kitaba. Yemekleri deneyince de ayrica bayilcam eminim!

Sevgiler,

NESRIN dedi ki...

Resmi gorunce ellerimin kollarimin parcalanmasina aldirmadan kovalarla bogurtlen topladigim gunler geldi.Sonra catlayana kadar yiyip kalaninida ezip surubunu yapar sonrada buz gibi icerdik.Ip atliycagiz ya enerji versin diye.Yada kayisi agaclarinin basinda dolanicagiz diye