Buğday Derneği’nin Şişli Belediyesi ortakligi ile organik bebek mamasi üreticisi MİLUPA Organik ve Türkiye’nin ilk organik sütünü piyasaya sunan PINAR’ın ana sponsorlugunda kurulacak Türkiye’nin ilk % 100 Ekolojik Halk Pazarı, 17 Haziran 2006 tarihinde Şişli Feriköy’de açiliyor. Cumartesi günleri kurulacak olan pazar, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen ekolojik (organik) ürün üreticilerinin kimyasal girdiler olmadan, tamamen ekolojik yöntemlerle yetistirdigi taze ekolojik sebze ve meyveyi ve diger ekolojik ürünleri her hafta tüketiciye sunacak. Pazarin kurulacagi adres Feriköy’deki eski Tekel Bira Fabrikası’nin alt sokagi. Tam adres Bomonti Cad. Lala Şahin Sok. Tüm Bugday ekibine, sponsorlara, katilimcilara ve ürünlerini getirecek üreticilere buradan tesekkür ediyorum. Ellerinize saglik. Haydi arkadaslar, aracisiz ekolojik sebze, meyve, bakliyat, tahil ve daha nice sertifikali ürünü dogrudan üreticisinden almak için harika bir firsat bu. Cumartesi günleri hiç degilse bir kaç saatinizi ayirip Ekolojik Halk Pazari’ni gezin. Vallahi aklim pazarda kaldi. Istanbul’a ilk gelisimde mutlaka ugrayacagim.
*
Sevgili Fatma Peksen’i (mutfak solisti) yarin (15 Haziran 2006) TRT1’de yayinlanan Erguvan programinin konugu olacak. Yarin Divrigi günüymüs. Fatma Divrigi yemeklerini tanitacak. Program ögleden sonra ama tam saatini bilmiyorum. Sanirim 13:00-13:30 civari basliyordur. Vakti olanlar, gündüz saatinde televizyon izleyebilenler kaçirmasinlar derim.
*
Bilgi: 24-26 Haziran tarihleri arasinda Bozcaada'da 2. Sarap Tadim Günleri gerçeklesecekmis. Büyük gezimden sonraki ilk gezim olacak (daha önce Ayvalik'a küçk bir çikartma düzenlemis olmazsam eger.) Ada ile ilgili bilgi için:
www.bozcaada.info*
Sira geldi Tokat izlenimlerini yazmaya. Gittik, geldik, aradan hafta geçti (neredeyse 2 hafta oldu, yoksa bitti mi bile?) ben ancak yazabiliyorum. Hep söylenmeyeyim istiyorum. Söylenmenin de sonu yok ya olmadi iste. Aklim sitedeydi, verdigim sözlerdeydi ama dergilere verdigim sözler de vardi ve öncelikle onlari tutmak zorundaydim. Çünkü hepsinin bir teslim tarihi var. Bu ay seyahat ve ev yerlestirme isi biraraya gelince, iki aylik dergilerin yayin tarihi bu ay olunca, bir de ekstra yazi isi çikinca is yükü artti. Asagida Tokat’ta yapilan yöresel lezzetler senliginden özet izlenimler var. Daha detayli ve bol fotograflisini Lezzet dergisinin temmuz 2006 yazisinda okuyabilirsiniz.
Kalabalik bir basin ve yazar grubunun davetli oldugu üç günlük etkinligin adi “Geleneksel Lezzetler Senligi” idi. Bu yil ilki düzenlenen senligin amaci öncelikli olarak Anadolu’nun lezzet açisindan öne çikmis yörelerinin mutfaklarini bir araya getirmek, kaybolmus ya da kaybolmaya yüz tutmus lezzetleri aslina uygun tekniklerle pisirip sunmak idi. Senlik 26 Mayis sabahi kortej ile basladi.

O gün ögle yemegi için muhtesem bir sölen hazirlanmisti. Iskilip dolmasi saatler süren hazirliktan sonra pismis, sunulmak üzere bizleri bekliyordu. Iskilip’te dügün ve özel günlerde hazirlanan yemegin (resimde gördügünüz kazanda pisiyor) yaninda çorba, sirke salatasi ve sütle kavrulan un helvasi hazirlaniyor. Uzun uzun pisirilen yemegin kapagini açmadan önce ustasi adet üzerine bahsis istiyor. İlk ögle yemeginin diger özel yiyecekleri ise Susehri’nin bileki ekmegi ve kebabi ile Kelkit usulü etli kuru fasulye. Bileki ekmegi ve kebabinin özelligi açik ates üzerine konan toprak kaplarda pisirilmesi. Altta ve üstte toprak kapla kapanan tepsinin üzerine de kor halinde odunlar konuyor ve böylece her iki taraftan da pisme saglaniyor. Ilk günün aksami yorulmus bedenleri dinlendirmek hamama gidecegiz. Yemekler Honça’dan. Bbat, bakla dolmasi, etli yaprak sarma, alaca patlican ve reyhanli dügü pilavi bayanlar tarafinda servis edilen yiyecekler.

Geldik gezinin ikinci gününe. Kahvalti Kazova Vasfi Diren Tarim İsletmesi’nde yapilacak. Çiftlik, Türkiye’nin ilk meyve suyu üreticisi Dimes firmasina ait. Kahvalti çok zengin. Sacda henüz pisirilmis bazlamalardan tutun da kusburnu marmelatina, kaymaktan çökelege yok yok. Ögle yemeginde yine zengin bir mönü var. Niksar’in “cistil” veya “tas ekmegi” de denen “leylek giligi” (yukaridaki resim) adli tatlisi yas maya, süt, seker, un ve yagla hazirlaniyor, dut pekmezi ve cevizle servis ediliyor. Günün basrol oyuncusu Tokat kebabi. Taze kuzu eti, kuyruk yagi, patlican, domates, yesil biber, patates, sogan, sarimsak ve özel pisirilmis kebap pidesi kullanilarak yapilan Tokat kebabi için özel kebap ocagi gerekiyor. Ögle yemeginin son lezzeti ise Erzincan yöresine ait Gelecos. Yemekten sonra Ballica magarasini geziyoruz.

Aksam yemegi yine çok zengin. Bu sefer Muglali ustalarla Antakyali ustalar karsi karsiya. Mugla’dan börülceli Mugla tarhanasi, otlu sac böregi (ince börek), zerde ve sarayli denen serbetli tatli, Antakya’dan ise zahter salatasi, tuzda tavuk ve künefe var yemekte. Künefe resmini Antakya yazisinda vermistim.
Sultan Sofrasi’nin ortaklarindan Bülent bey tuzlu tavugu yaparken ustasi da künefeyi hazirliyor.

Son sabah kahvaltisi tam bir Tokat lezzetleri senligi. Tokat pastirmasi, sucugu, resimde gördügünüz çemen, sebzeli ve etli börek, sebzeli pisi, Tokat’ta sabah kahvaltilarinda yenen pastirma çorbasi, yöresel peynirler, kaymak var. Son duragimiz Zile’nin Yapalak köyü ancak Turhal Anadolu Kiz Meslek Lisesi ögrencileri ögretmenleri (ayni zamanda okulun müdür yardimcisi) Jan Arslan ile birlikte Çerkezlere has karmihig çayi ve metekoy peynirinin yaninda kaymakli ekmek kadayifi ikram ediyorlar bize. Ögrencilerin hazirladigi yazmalar, Turhal hatirasi örtüler, keçeden yapilma ürünler alip yola devam ediyoruz. Zile’nin Yapalak köyünde her yil mayisin son pazar günü yapilan yagmur duasi için köyün her hanesi bir kurban kesermis. O gün darginlar barisir, baska yerlere göç eden köylüler gelir senlige katilirmis. Biz sadece ufak bir kismini görüp ayrilmak zorunda kaldik. Sonra da köy yollarindan geçe geçe Istanbul’a vardik. Mor çiçekleri ve mürver agaçlarini unutamiyorum. Hep arabayi durdurun ne olur, sunlarin bir resmini çekeyim demek istedim ama hadi dedim yolumuz uzun. Bir de ben uzatmayayim. On saat kadar sürdü yolculuk. Sag salim vardik ya, bir sürü güzel lezzetle gönendik ya, daha ne isterim? Bir sonraki yazida Burhaniye’ye geldigimden beri yaptigim yiyecekler, bahçede büyüyen güzeller olacak. Simdilik size güzellikler dileyerek bu yaziyi bitireyim. Saglicakla kalin.