22 Nisan 2011
Dünya mutfaklarından-Fransa
Güney Amerika'ya gitmekti niyetim bu sefer ancak hem ilk yazıda bir Güney Amerika lezzeti olan "empanada"dan bahsettiğimi anımsadığım hem de her zaman olduğu gibi arşivde dolanırken karşıma çıkan fotoğraflardan birinin baştan çıkarıcılığına teslim olduğum için konu değiştirdim. Yani siz söyleyin, şu pasta insanı baştan çıkarmaz mı? Sadaharu Aoki Paris'te yaşayan bir Japon pasta ustası. Fransa'nın ünlü pasta ve tatlılarını Japon mutfağının lezzetleriyle harmanlıyor. Cafe Fernando'nun okuru iseniz onu zaten tanıyorsunuzdur. Sevgili Beste de ondan şöyle bahsetmişti. Veya Chocolate&Zucchini'de görmüş olabilirsiniz Aoki'nin pastalarını. Ünü dünyaya yayılmış bu pasta şefini tanımadıysanız kendi web sitesinden de onunla ilgili bilgileri okuyabilirsiniz. Ben Paris'e gitmeden önce tanışmıştım kendisiyle. Yukarıda bahsettiğim sitelerden önce National Geographic kanalında yayınlanan dünya mutfakları ile ilgili programda. Onun pasta yapışını izlemek çok heyecan vericiydi. İşine duyduğu sevgi, saygı, detaycılığı, yaratıcılığı, yarattığı pastalardaki incelik, zerafet... Mutlaka tatmalıydım yaptıklarını. Bu yüzden Paris'teki ilk günlerimden birinde Lafayette Gourmet'deki pasta butiğinde aldım soluğu. Karar vermekte zorlandığım için dakikalarca daire şeklindeki tezgahın etrafında dönüp durdum. Ne zordu seçmek ne zor. İlk gidişimde fotoğrafta görülen orman meyveli pastayı seçtim. Bir kaç tane de makaron aldım. Sevgili evsahibem, arkadaşım Pierrette ile paylaştık o pastayı. Sonraki gidişimde ise ilkinden daha çok sevdiğim ve gözlerimi kapattığımda hala tadını anımsayabildiğim siyah susamlı eclair pastada karar kıldım. Yani şimdi yeniden Paris'e uçabilsem ilk durağım kesinlikle Sadaharu Aoki'nin butiklerinden biri olurdu. Mutlaka tatmaktan heyecan duyacağım yeni bir şeyler yaratmıştır, hiç şüphem yok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
Herseyi satiyorlar bir Fransiz mallarini satmiyorlar su memlekette, illa gidecegiz yani!
Yok pastayi burda bulamayiz biliyorum da Cenk'in sitesinde, senin sitende gordukce bi fena oluyorum artik. En son transit gecerken iki sise sarabima el koydular diye cok kizginim ama daha fazla dayanamayacagim. Ben pasta yiyip, karamel alip donucem, cekilin onumden diyerek ucmak istiyorum Paris'e :-))))
İnanılmaz bir mutluluk olmalı, pastalarla dolu bir dairenin etrafında dönmek. İnşallah benim de yolum düşer ve ben de uğrarım
bende yazmistim Sadaharu Aoki'yi gormedin sanirim! http://bestebonnard.blogspot.com/2010/05/pariste-bir-japon-pasta-sefi-sadaharu.html birde cikolata fuarinda bizzat kendisi yesil cay tozlu makaron yapti son derece sevimli, cana yakin bir usta onuda burada yazmistim http://bestebonnard.blogspot.com/2010/11/paris-cikolata-fuar-2010-ya-da-cennet.html kisacasi dogru secim bende gozum kapali gelirim seninle:)
Tijencan,
Bu yeşil çay ile makaron yapan Japoncukmuş :) Afiyetler olsun. Blogger da açılmış, ya da en azından benim bugün haberim oldu, erişilebilir olman güzel. Çifte bayram gibi oldu bu. 23 Nisan da kutlu olsun :)
Sevgiler,
Hilal
Ne güzel benim hayalimde ilk sırada olan şeyleri gerçekleştiriyorsunuz dünyayı dolaşıp lezzetleri keşfediyorsunuz harika sevgilerimle...
Bloğumun açıldığını bugün fark ettim ve ilk senin ziyaretine geldim Sevgili Tijen.
İstanbul'da unsuz, şekersiz,acıbademli pasta modası var.Belki her yerde vardır da ben ilk defa yedim. Sanırım balla tatlandırılmış. Tarifi var mıdır bu pastanın?
Paskalya yemegine gitmeden once ugradim, darmadagin oldum Tijen. Okuyup yutkunuyorum, yutkunup bi daha okuyorum!
nerde okuduğumu hatırlamıyorum ama Marko Paşa'nın Fransa'ya seyahati etkiliydi biraz da choux-choux hamurunda.. Zira onların unlu tatlısı yokken bu karşılıklı bilgi aktarımı ziyareti sonrasınca eclair ve croque-en-bouche doğuyor.. Kaynak bulup tekrar yazarım! sevgilerimle,
aaa benim yorumum çıkmamış ama. ben de yorum bırakmıştım bununla ilgili :(
Mimosa Cafe,
Fransa yazısı ile ilgili yorumu görmedim. Yani gelen bütün yorumları yayınlıyorum da acaba yanlışlıkla yayınladım zannedip yayınlamadım mı ki dedim ama senden gelmiş bir Fransa yorumu göremedim. Acaba gönderdim zannedip göndermedin ya da o sırada sistemde bir sorun mu oldu ki?
Bilmem ki gitti sandım gitmedi herhalde :)oluyor bazen öyle malesef.
Yorum Gönder