Bugünlerde öyle güzel ki Antalya. Sıcacık, güneşli. Kuş cıvıltılarıyla dolu. Sevinmesinler mi, cıvıl cıvıl ötüyorlar bahar geldi diye. Ben de en az onlar kadar sevinçliyim Antalya'nın baharına düştüğüm için. Turunç kokuyor bugünlerde sokaklar. Sabahları balkonda kahvaltı yapıyoruz, turunç çiçeklerinin kokusunu içimize çeke çeke. Tam Turunç Kokulu Düşler yani. Antalya günleri için yeni bir kitap yazasım geldi. Kitap tam bugünlerde çıkmalıymış erken davranmışız (ya da geç kalmışız diyelim, yaz kitabı olmamalıymış). Ciğerlerimize çektiğimiz mis gibi kokulara doyduğumuz günlerde. Sadece turunç ağaçları değil, kayısılar, erikler, şeftaliler de çiçekte. Sonra Kıbrıs akasyaları açmış, mor salkımlar açmış, erguvanlar açmış. Sarı papatyalar (Bodrumlu diliyle "dağlama" veya "alegömeç", Mutfaktaki Yaban'da bahsediyorum ondan da.) Antalya bir renk cümbüşü bu ara. Tabii pazarlar da doğadaki uyanışı takip ediyor. Enginarlar bollanmış, çağlalar çıkmış, taze sarımsaklar içlenmiş, bakla, bezelye, çilek... İnsanın içini sevinçle dolduruyor gerçekten. Antalya'nın en güzel mevsimi ne zaman deseler, hiç düşünmeden şimdi derim. (Ah tabii bir de pazardan demeti 75 kuruşa aldığım frezyalar var, Antalyalı diliyle arpa çiçekleri...)
04 Nisan 2009
Turunç kokulu Antalya
Bugünlerde öyle güzel ki Antalya. Sıcacık, güneşli. Kuş cıvıltılarıyla dolu. Sevinmesinler mi, cıvıl cıvıl ötüyorlar bahar geldi diye. Ben de en az onlar kadar sevinçliyim Antalya'nın baharına düştüğüm için. Turunç kokuyor bugünlerde sokaklar. Sabahları balkonda kahvaltı yapıyoruz, turunç çiçeklerinin kokusunu içimize çeke çeke. Tam Turunç Kokulu Düşler yani. Antalya günleri için yeni bir kitap yazasım geldi. Kitap tam bugünlerde çıkmalıymış erken davranmışız (ya da geç kalmışız diyelim, yaz kitabı olmamalıymış). Ciğerlerimize çektiğimiz mis gibi kokulara doyduğumuz günlerde. Sadece turunç ağaçları değil, kayısılar, erikler, şeftaliler de çiçekte. Sonra Kıbrıs akasyaları açmış, mor salkımlar açmış, erguvanlar açmış. Sarı papatyalar (Bodrumlu diliyle "dağlama" veya "alegömeç", Mutfaktaki Yaban'da bahsediyorum ondan da.) Antalya bir renk cümbüşü bu ara. Tabii pazarlar da doğadaki uyanışı takip ediyor. Enginarlar bollanmış, çağlalar çıkmış, taze sarımsaklar içlenmiş, bakla, bezelye, çilek... İnsanın içini sevinçle dolduruyor gerçekten. Antalya'nın en güzel mevsimi ne zaman deseler, hiç düşünmeden şimdi derim. (Ah tabii bir de pazardan demeti 75 kuruşa aldığım frezyalar var, Antalyalı diliyle arpa çiçekleri...)
ahh tijen dağladın beni,
YanıtlaSildağladın yüreğimi,bu ne iştahlı anlatım böyle.. bak masamda 6 demet frezya bana gülümsüyor.
allahım bana lütfen büyük bir kanat yaparmısın uçayım şu antalya ya ,tijenin balkona konayım :))
Tijen'ciğim bol bol keyif yap, en favori çiçeğim frezyayı arada benim için de kokla lütfen :)
YanıtlaSilben de Antalya'nın en çok Nisan ve Mayısını severim... hem canlanışını hem de henüz koruduğu sakinliğini...
sevgilerimle,
Aaaahh:))) ahhh..
YanıtlaSilbanamı bu sözler..ne diyeyim o kokuyu hayali bile güzel..
mor salkımlar dokuma'da pil fabrikasının çitlerinde vardı bir ara.
salı günü babam geliyor söyleyim poşete turunç kokusu doldurup gelsin:)))))
Ah komşular dostlar,
YanıtlaSilSize Antalya'nın kokularını yollayabilsem keşke. Ama her kentin kendi güzel kokuları var. Mesela Ankara'da yakında leylaklar açacak, açmıştır bile belki. Onlar daha mı az kokar sanki? İstanbul'un erguvanlarına daha var biliyorum. Mardin'in en güzel kokuları hangi ağaca, çiçeğe ait acaba?
ahhh şimdi orda olmak vardı. tamam buraya da bahar geldi ama kokusunu duymak imkansız:(
YanıtlaSilselam tijen hanım,
YanıtlaSilne güzel memleket bu bizim memleket,her yeri başka güzel her mevsimi başka,tadına kokusuna doyamadığımız mis kokulu memleket,ee antalya hem tabiatı hem tarihiyle ayrı güzel,güzelliklerle dolu baharda yaşa doya doya antalyayı,
sevgiler.
bana da gönder o güzel kokuları! :(
YanıtlaSilannem her telefonda anlatıyor,fotograflarını da gönderdi...suratımı sallandırıyorum artık!
burada daha ufacık tohumları tek tük görüyorum ağaçlarda.
uff!son sözüm belli: evimde evimmmm
:)
Kıskandım ama şimdi. Biliyor musun ben hiç bilmem turunç kokusunu. Hiç denk gelmedim. Ne fena bir şey değil mi?
YanıtlaSilMasal şehri Antalya'da sihirli kokunun mutluluğuna selam :) Balkonda mis kahvaltılarına bayıldım.
YanıtlaSilTurunç muhteşem kokar. Heyecan, zindelik.. Hele bir de reçeli..
Sevgiler
Fezyalar sokakları sardı, biz hemen iki demet aldık evimizi miss gibi kokuttuk.ama nedendir frezyalar eskisi gibi kokmuyor?
YanıtlaSilKüçük kulübemin küçük bahçesinde küçük portaka ağacım çiçeklendi...
Ama biz daha bahçede kahvaltı olayına giremedik..bak kıskandım :))
sevgiler
Muhtesem bir resim ve anlatim, soylenecek hic bir sey yok yasamak gerek. Sevgiyle,ayse
YanıtlaSilH O Ş G E L D İ N İ Z
YanıtlaSilMerhaba Tijen
YanıtlaSilGecen Ekim ayinda ege ve akdeniz turu yapmistik.Okadar guzel anlatmissin ki simdi tekrar orada bulunmak cok isterdim.Esim ve cocuklarla guzel gunler gecirmistik antalya'da.Ahh sizler bahari karsilarken, biz sonbahara merhaba diyoruz Australiada
Sevgiler Ayten
Selam ne cok isterdim turunc kokulu sabahlara uyanmayi.Ne cok isterdim o miskokulu portakal,limon,mandalina ciceklerinin kokusuyla gune gunaydin demeyi.Benim icin de kocaman ve derinnn bir nefes alirsaniz cok sevinirim .
YanıtlaSilMis gibiler,kokusu burnuma kadar geldi...
YanıtlaSilevet İstanbulada geldi sonunda bahar. ama bu beton yığının içinde sadece parlayan güneşten anlayabiliyoruz bunu.
YanıtlaSilBundandır bugünlerde belkide dahada bir özlemle İzmir'e gitmek istemem...
Ege'nin Akdeniz'in baharı bile bir başka güzel!
Sevgiler
Bir zamanlar ne çok gidiyordum. Bütün mevsimlerini yaşadım sayılır. Uzun zaman oldu gitmeyeli. O günler gözümün önünde canlanıverdi birden. Aldığım turunç recelinin tadı damağımdadır.
YanıtlaSilKeyifli,güneşli günler diliyorum Tijen'ciğim.
Tijen Hanım Merhabalar,
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsınız. Benim ailem Antalya'da yaşıyor.Çocukluğum Antalya'da geçti. Ben şimdi Ankarada'yım. Anneciğim bizi ziyarete gelirken kendi elleriyle yaptığı turunç reçelini ve anneannemin bahçesinden topladığı baklaları getirdi.Ben de amatör bir blogcuyum. Bloglar arası mini bir gezinti yaparken bu güzel yazınızı okuyunca bir selam vermeden geçmek istemedim.Aslında çocukluğumuzda her yer portakal turunç bahçesiydi. Bir yerden bir yere yürürken bahçelerin arasından geçerdik. Galiba en kısa zamanda turunç kokulu düşler kitabınızı alıp nostalji yapacağım.